Öğleden sonra eve döndüğümde Oğuz yerdeki oyuncaklarıyla oynuyordu.Kapının kapanma sesini duyunca kafasını kaldırdı, Beni görünce "Bono" adını verdiği yeşil dinozorunu bırakıp bana doğru koşmaya başladı. Çantamı yere bırakıp dizlerimin üstüne çöküp onu karşıladım. Kucağıma gelip sıkıca boynuma sarılınca yerden kalktım ve koltuğa doğru yürüdüm.
Kulağımın önündeki saçlarımı geri attıktan sonra kulağıma fısıldayarak
"Seni özledim"dedi bu bizim geleneğimiz gibi bişeydi.Bende kulağına eğildim ve fısıldadım.
"Bende seni özledim"
Kafasını kaldırıp burnumu öptüğünde bende onun burnunu öptüm. Normalde vıcık vıcık sevgiden hoşalanmazdım ama durum Oğuz'da değişiyordu.
Oğuz benim 3 yaşındaki kardeğimdi ve ben 15 yaşındayken doğduğundan dolayı ve doğumunda büyük bir baskım olmasından onu seviyordum.
Çocukluğum yalnız geçmişti olması, gerekenden fazla utangaç olmam ve çok nüfuslu bir aile olamamamız yüzden pek kuzenim yoktu.Olanlarda başka şehirlerde olduğu için birbirimizi sadece bazı bayramlarda görebiliyorduk.
Oğuz çocukluğumun sonlarına yetişmişti.Şuan yetişkin sınıfındaydım ama onun yanında 8 yaşındaki çocuktan bir farkım kalmıyordu.Bizim aramızdaki sevgi abla kardeş sevgisinden çok anne oğul sevgisi gibiydi.
Oğuz doğana kadar üvey olduğumu düşünmüştüm çünkü ailede hiç sarışın yoktu. Ve bazı anneler çoçuklarını doğuramaz ve düşürür sonrasındaysa dokuz ay daha beklememek için evlat edinirler. Bende evlat edinildiğimi düşünmüştüm ama Oğuz doğunca öz be öz olarak Erberk ailesinden olduğuma emin oldum.
Dikkatimi Oğuz'a verdiğimde gördüğü rüyayı anlatıyordu.
"Sonra böööyle bulutların arasında uçtum sonra balonlar vardı şey ama gerisini hatırlamıyorum"
"Hatırlamasanda olur, gel hadi Suzişe bakalım" kucağımdan atlayıp mutfağa doğru ilerledi. Koşarak ciciannemin bacağına yapıştı.
"Cicianne ablam geldi." dedi.
Suziş yani ciciannem bana ve Oğuz'a bakan müthiş kadındı.Suziş her zaman ailenin bir parçasıydı.
"Hoşgeldin yavru kaplanım, duyduğuma göre çok eğlenceli bir gün geçirmişsin" ahh benimle dalga geçiyordu.
"Ne demessin o kadar eğlenceliydi ki kendimi nasıl dışarı attım bilmiyorum." Telefonum çalınca oturma odasına geri döndüm Oğuz'a sarılmak için bir kenara fırlattığım çantam kapının kenarında duruyordu. Yere eğilip çantamı aldım ve telefonumu çıkardım.Ben telefonumu çıkarana kadar telefon kapanmıştı.
CEVAPSIZ ARAMA: Babam
ARANAN KİŞİ: Babam
Birkaç çalıştan sonra babam telefonu açtı.
"Alo, Ece ben bugün biraz işten geç çıkıcam Bono'yu sen alırmısın."
"Tamam ben alırım"
"Tamam benim kapatmam lazım akşam görüşürüz."
"Görüşürüz." babanız bir şirketin sahibi olunca böyle bir telefon konuşmasına alışık oluyordunuz.Hızlı bir konuşmaya. Saate baktığımda barınağın kapanmasına beş-altı saat vardı.
Telefonu cebime atıp mutfağa geri döndüğümde Oğuz büyük bir dikkatle Suzişi izliyordu.
"Ben barınağa gidiyorum, Oğuz geliyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAPUNZEL
Novela Juvenil"Adınız neydi" tam cevap verecekken diğeri araya girdi "Söyledi ya adı Rapunzel"