20. Bölüm

13.4K 484 10
                                    

Uzunnnn bir zamandan sonra gelen yeni bir bölüm🙈🙈 sizi beklettiğim için gerçekten özür dilerim 🙏❤️

Keyifli Okumalar...

    Konak her zamankinden farklı bir sessizliğe gömülmüştü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


    Konak her zamankinden farklı bir sessizliğe gömülmüştü. Ceylin ve Dinçer çiftlik evine gideli iki gün olmuştu. Sevde odasında tek başına dururken düşünmekten dolayı kafayı yiyeceğinden korkuyordu. Her gün Melek her an elinden gidecekmiş gibi hissediyordu. İçinden gelen bir cesaretle telefonu eline aldığında vücudunu bir titreme sardı. Yıllar olmuştu sesini duymayalı peki şimdi duyduğunda yine kalbi o zaman ki gibi delicesine çarpacak mıydı?  İşte bundan çok korkuyordu yine ona kanmaktan çok korkuyordu. Rehbere girdiğinde yıllarca uzak durduğu kişinin adını görünce derin bir nefes aldı. 'Umarım numarasını değiştirmemiştir' diye aklından geçirdiğinde ismin üzerine tıkladı. Telefonu kulağına dayayıp, açılmasını beklerken kulaklarına dolan sesle afalladı.

"Sevde?" Cesur soru sorar gibi adını fısıltılı bir şekilde dile getirdiğinde gözleri doldu. Derin bir nefes alıp göz yaşları akmasın diye başını yukarı kaldırdığında göz yaşlarını geri göndermeye çalıştı.

"Seni aramak benim için çok zordu. Seninle konuşmam gereken önemli bir konu var. O çok sevdiğin tepede seni bekleyeceğim." Cesur'un bir şey demesini beklemeden adamın yüzüne telefonu kapattığında ağzından bir hıçkırık kaçtı. Her şeyi anlatmak zorundaydı, bu gerçeği Dinçer'den duymasını istemiyordu. Melek'in babası olduğunu bilmesi onun da hakkıydı. Ne kadar saklamaya çalışsa da gerçek ortaya çıkmıştı. Alp, Sevde'ye sonuna kadar destek olmuş sırf ailesi ona zarar vermesin diye evlenmişti.

"Özür dilerim Alp, yapamadım. Ama istediğin bir şeyi yerine getireceğim, Cesur'a gerçekleri anlatacağım." Hızla yataktan kalkıp, dolabından paltosunu çıkarıp üzerine geçirdiğinde hızla konakta çıktı. Yürüme mesafesinde olan tepeye bir kaç dakika da vardığında onu gördü. Elleri cebinde Mardin'in güzel manzarasını izliyordu. Söze nasıl başlayacağını bilemiyordu. Nefesi kesilir gibi olduğunda derin bir nefes aldı. Cesur, arkasından gelen sesle başını omuzunun üzerinden arkasına çevirdiğinde o hastası olduğu yaşlı gözlerle karşılaştı. Heyecanla bedenini sevdiği kadına döndürdüğünde beklenti dolu gözlerle konuşmasını bekledi. Sevde bir kaç adım atıp, genç adamın önünde durduğunda yüzüne bakmadığı için bakışlarını oynadığı parmaklarına çevirdi.

"Nereden başlayacağımı bilemiyorum." Cesur daha fazla sevdiği gözlerden mahrum kalmamak için elini genç kadının çenesine koyduğunda Sevde birden irkti. Kaç yıl olmuştu teninin tenine değmemesi? Kaç yıl olmuştu nefesini yüzünde hissetmeyeli? Sayamamıştı genç adam. Başını kaldırıp gözlerini gözlerine mühürlediğinde dünyalar onun olmuştu.

"Seni dinliyorum" Sevde çenesini genç adamın ellerinden kurtardığında bir kaç adım geri gitti. İstemiyordu o adamın ona dokunmasını istemiyordu. Bu haraketten dolayı Cesur öfkelenese de belli etmedi.

Sevdan Bir Ateş ~TAMAMLANDI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin