'Miraa hadi kızım uçağa geç kalıcaz'
Annemin o mükemmel sesiyle güne başlamak.Artık hayallerimi gerçekleştirmeme ramak kalmıştı.O gün uyanıp hemen üzerime siyah şortumu geçirdim ardından üstüne beyaz salaş bir bluz ayakkabı olarakta siyah supralarımı. Valizimi alıp aşağıya indim. Babam ve annem kapıda beni bekiliyolardı beraber istanbula üniversiteye kayıt yaptırmak için gidecektik..
Sonunda uçak havaalanına indi.Bizde ardından otele yerleştik. Çok vakit kaybetmeden üniversiteye kayıt yaptırdık. ahh hayallerimi süsleyen bu okul ağaçların arasında deniz manzaralı hayallerimden de ötee.Annemlerle kayıt işlemlerini hallettikten sonra babam yurt için ayarlama yapacaktı fakat aile bütçem yeterli olduğu için yurda kabul etmediler.Bense şimdi yana yana ev arkadaşı arıyorum.
Neyseki bir günü daha ardımızda bıraktık babam iş nedeniyle tekrar izmire döndü annem bugün otelde dinleneceğini söyledi bende okulu biraz daha keşfetmek amacıyla üniversiteye gittim.Günümün güzel geçmesini umuyodum takii okulun kapısında o kızı görene kadar.
Sarışın bir kız oldukça çekici fakat gözlerinin altı mosmor hüngür hüngür ağlıyo.O an o kıza hem acıdım, birazda olsa ürktüm ama kapının orda o kadar çaresiz gözüküyo ki. Yanına gitmek için adımlarımı hızlandırdım yanına oturduğum an mavi gözlerini bana dikti.
-Merhaba ben Mira yardıma ihtiyacın varmı?Tekrar dönüp bana o bakışını attı
- Başka işin yok mu senin?
- Ben sadece yardım etmek istemiştim.
- Bana yardım etmek istiyosan etrafımda fazla dolanma çünkü sana zarar veririm
O anda söylediklerini fazla idrak edemedim ama onun bana nasıl bir zararı olabilirki.Yanımdan bi hışımla kalktı bende arkasından baka kaldım.
İki gün sonra okul açılıyodu.Fakat ben kendime daha bi ev arkaşı bile bulamamıştım.Annemle otel köşelerinde sürünüyoduk.Annemle çarşıya indik.Birbirinden güzel cafeler, mağzalar, barlar, waffle dükkanları, nargile cadde üzerinde yok yoktu.Annem bir mağazanın vitrinine takılmıştı ben de etrafıma bakınırken onu gördüm okulun kapısında ağlayan kızı.Yanında çok yakışıklı sarışın bi çocuk karşısında da ela gözlü hafif kumral bi çocuk oturuyodu ama ela gözlünün çok dalgın bi hali vardı ben onlara öküzün trene baktığı gibi bakarken annemin o cırtlak sesini duydum.
- İmdatttt çantamm !!!
Annemin çantası çalınmıştı ve ben o an şoka girmiştim çünkü çantayı çalan kişi benim üzerime düşmüştü o an herkes şaşkınlıkla bize bakarken ela gözlü çocukla göz göze geldim ardından sarışın kızla.
Allahım rezil olduğumamı yanayım hırsızın üstüme düştüğüne mi o anda esnaflar anneme ve bana yardım etti.Neyse ki ucuz kurtulmuştuk.
Okul günü geldi çattı okula girerken birden fazla spor araba dikkatimi çekti hepsi o kadar pahalıydı kii. Neyse sınıfa girdim ve yine o kız. Boş yer bi tek onun yanı vardı oturduğum an gene o bakışını attı. 2 saat sonra dersten çıkacakken buna bişiler oldu. Elleri titriyo gözleri kapanıp kapanıp geri açılıyodu.Bende bi feryat hasteneye gittik tabi yanında bende vardım doktor onu görebileceğimi söyledikten sonra yanına gittim ağlıyodu.
-Lanet olsun lanet olsun...
- ştt böyle yapma. dedim
- Oda bana sen hiç ortada kaldın mı dedi.Ne olduğunu anlayamamıştım.
- Sana zarar veririm lütfen git dedi.
Tabiki gidemezdim onu öyle bırakıp. - Kalacak yerin mi yok? hafifce başını salladı.Bende birden olley diye bağırınca kız delirdinmi dercesine baktı. - Buldum buldum -kız ne dercesine kafasını salladı. -Ev arkadaşım olacaksın. - Benim param pulum yok ev falan tutamam dedi. Bende sorun yok dedim nasılsa ev zaten bizimdi kiralık değildi.Ardından annemi arayıp herşeyi anlattım kriz kısmı hariç oda yarın taşına bileceğimizi söyledi zaten ev dayalı döşeli olduğundan sıkıntı yoktu. Adını Elisa olduğunu öğrendiğim kıza neden kriz geçirdiğini sordum. biran duraksadı ve çok küçük yaştan gelen bi hastalık olduğunu söyledi.
Ertesi gün Elisayla eve yerleştik zaten sonra ben annemi yolcu etmek üzere ayrıldık annemin o sıkı tembihleri üzerine vedalaştık.Eve dönerken köşede bir grup serseri ile karşılaştım.Ve ikisi yolumu kesti.
- Off yavrum şu güzelliğe bak.
- Defolun gidin başımdan pislikler. ben adımlarımı hızlandırdım tam koşacakken saçımın ağrısıyla geriye savruldum.İçlerinden birisi beni saçımdan tutup duvara çarptı. Tam boğazımı öpmeye kalkacakken ani bir fren sesi duydum yolun karşısında kırmızı spor bir araba durmuştu. İçinden boylu ve kaslı olduğu giydiği tşörtünden bile belli olan bir çocuk indi ve beni öpmeye kalkan adama demir sopayı geçirdi diğerleri bunun üstüne çullanacakken siren sesi duydum polisler arka sokaktan geçiyordu.Ve adamlar birden kaçışmaya başladı beni kurtaran o çocuk.
- Bir daha böyle yerlerden tek başına geçme küçük kız başın büyük belaya girer dedi ve arkasına bakmadan gazı kökledi.
Ne olduğunu anlayamamıştım.Hem beni kurtardı hemde arkasına bakmadan hızlıca gitti.Polisler önünümde durarak bir sorun olup olmadığını sordu ve bende olmadığını söyleyip evime bırakmalarını rica ettim.Eve gittim ve direk odama geçtim.Olanlar film şeridi gibi gözümün önünden geçti.O anda o çocuğun kim olduğu aklıma geldi o çocuk cafede ki ela gözlü çocuktu. OMG tesadüfün bu kadarı.