"Kafesin altından olması, kafes olduğu gerçeğini değiştirir mi?"

496 41 151
                                    

WESTMİNSTER SARAYI / LONDRA

Saygısız kaçığı atlattıktan kısa bir süre sonra Kaba Kraliçe'nin şahsi odasına varabilmiştim. Naifçe kapıya tıklattığımda içerden gelen tiz sese odaklandım,

"Yalnızca, beklediğim kişiysen içeri gel.."

Göz devirip kapı kulpuna yöneldiğimde aralanan kapıdan yüzümü gördüğünde tatminkar bir şekilde gülümsedi,

"Gel Caroline.."

Usul adımlarla içeri geçip kapıyı kapattıktan sonra tekrar ona doğru yöneldiğimde tek kaşını havalandırırken tekrar gülümseyerek,

"Bu mesafeden konuşmak sence de biraz tuhaf durmaz mı? Yaklaş bana Caroline.."

Ağır adımlarla yanına ilerleyip aramızda üç-beş adımlık bir mesafe kala duraksadım.

Gözlerim saliseler içinde odanının her köşesini turladıktan hemen sonra bakışlarım onunkilerle buluştuğunda,

"Sizi dinliyorum.."

Söylediğim üzerine bir müddet duraksayıp anlamlandırmaya çalışırcasına bakındıktan sonra sesimdeki düzlük ve yüz ifademdeki ciddiyetten hoşnutsuz olduğunu belli edercesine,

"Pekala, sana hak veriyorum."

Bir nefes süresince duraksayıp devam etti,

"Yaşananlardan sonra elbette bana karşı takındığın tavır olağan dışı değil, bunun için seni yargılayacak değilim."

Biraz ilerideki maşrapaya uzanıp gösterişli bardağın içini doldurduktan sonra dudaklarına götürüp birkaç yudum alıp tekrar bana doğru yöneldi,

"Ne yazık ki seninle güzel bir başlangıç yapabilmiş değiliz.."

Benle göz teması kurmaya özen göstererek,

"Lakin kabul etmemiz gerekiyor ki artık kuvvetli bir bağa mensubuz.."

Sözüne karşılık ilk atağımı yapmaya hazır hissederek,

"Benden tam olarak ne istediğinizi anlayamadım. Daha açık konuşmaya ne dersiniz?"

Yüzündeki tebessüm yerini sert ve tavizsiz bir ifadeye bırakırken konuştu,

"Aslında, seni buraya çağırma amacım bu tatsızlığa bir son vermekti. Fakat.."

Dudakları hoşnutsuz bir biçimde kıvrılırken gözleri de üzerimdeydi,

"Görünen o ki, aynı fikirde değiliz.."

Gözlerimi saniyeler içinde kırpıştırıp derin bir nefes alırken dudaklarımı hafifçe birbirine bastırıp,

"Keza, söylediğiniz gibi güzel bir başlangıç yapabilmiş değiliz. Ve dahi güzel bir gidişat da yaşanmadı."

Bir solukluk kısa bir duraksayıştan sonra devam ettim,

"Aynı zamanda olaylar bu kadar tazeyken, saygısızlık etmek istemem ama hiçbir şey olmamış gibi davranmamın oluru yok.."

Bakışlarımı gözlerinden ayırıp geniş pencereden sızan gün ışığına çerirken,

"Belki de, ihtiyacım olan şey bir miktar zaman.."

Söylediklerimi bir müddet sindirircesine baktıktan sonra dudakları aralandı,

"Madem isteğin bu, o halde öyle olsun."

"Anlayışınız için teşekkürler. Ve şimdi izninizle.."



DEVR-İ DİKTATÖRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin