Dünya
Zil sesini duyunca tüylerimin diken diken olduğunu hissettim. Karşımda ki aynaya geçip topuzumu açtım ve saçlarımı ellerimle taradım. Pijamamın bir kaç düğmesini açtıktan sonra şortumu biraz daha yukarı çektim ve kapıya yöneldim. Ellerim titriyordu! Kapıyı açtığımda gördüğüm yüzle sertçe yutkundum. O gelmişi ve, siktir güzeldi.
Fazla güzeldi, gereğinden çok daha fazla.
Vücudunu süzdüm. Dar, siyah bir elbise giymişti. Esmer tenini göz önüne seriyordu. Dudaklarını bordo bir rujla kaplamıştı. Hayal ettiğimden çok daha güzel... Benim üzerimde ki pijamaya göre oldukça seksiydi. Dudaklarımı birbirine bastırıp onu içeriye aldım. Oldukça gergin bir şekilde içeriye girdi ve salona doğru ilerledi. Siyah koltuğuma oturup bacak bacak üzerine attı. Çekingen bir tavırla yanına oturdum.
Pekala, bana ne oluyordu? Karşıma çıktığı anda onu öpmeyi düşünürken, şuan olduğundan heyecanlı ve tedirgindim. Onun gibi bacağımı diğer bacağımın üzerine attım ve hayranca yüzünde gezdirdim gözlerimi. "Nasılsın?" aramızda ki sessizliği hoş sesi doldurdu. "Sen?" diye sordum onun sorusunu es geçerek. "Ben de." Cevabı açık ve netti.
Derin bir nefes alıp koltukta biraz daha kaydım yanına. Bacaklarımız birbirine değince sanki bir elektiriklenme oldu, kalbim yerinden fırlayacaktı. "Dünya..." diye mırıldandı boğuk bir sesle. Ellerimi omuzlarına koyup ufak bir hareketle kucağına çıktım. Yüzüyle yüzümü yaklaştırıp, "Efendim?" diye mırıldandım nefesimi yüzüne vura vura. "Dudaklarında o kızın tadı var." Ona iyice yaklaştım. Dudaklarımız birbirine değiyordu.
"Tadına baksana." Daha fazla dayanamayıp elini enseme götürdü ve dudaklarımızı birleştirdi. Üst dudağı alt dudağımı sertçe emerken elini kalçama götürüp okşamaya başladı. Ben de elimi beline götürüp işaret parmağımla belinde daireler çiziyordum. Nefes almak için ayrıldık. "Sandığımdan çok daha iyiymiş." Nefesi nefesime karışırken dediğine güldüm. Kalçamda ki elleri vajinama doğru inince kesik bir inleme döküldü dudaklarımdan. "Çok hızlı ilerliyorsun. Ama..."
"Ama?"
"Sanırım bu hoşuma gitti."
Tekrar öpüşmeye başladık. Bu sefer olduğundan tutkuluydu öpücükleri. Ellerini tişörtümün eteklerine götürüp tişörtümün içinden belimi okşadı. Elimi sırtına götürüp elbisesinin fermuarını yavaşça aşağı indirdim. Tam elbisesini çıkaracakken kapı zili kulaklarımızı doldurdu. "Sikeyim şu zili." diye mırıldandı Nefes. Kahkaha atıp ayaklandım ve kapıyı açmaya gittim.
"Selam Dünya, konuşabilir miyiz?" Gelen eski sevgilim Hale'ydi.
