Edward

26 9 3
                                    

Matematik dersi nihayet bitmişti. Bayan Cobain sınıftan çıktığında sınıftakiler de ayaklanmaya başlamıştı. Aklıma gelen düşünceyle kaşlarımı çattım. İçimden hadi bakalım derken ellerimi ısıtırcasına birbirine sürttüm. Kapıya doğru yürürken duyduğum sesle arkama döndüm.

"Hey!"sesin kimden geldiğini anlamak için sınıftakileri tek tek incelerken 3-4 kişinin arkasından siyah, biçimli saçları ve kömür karası gözleriyle bunu söylemeliyim oldukça yakışıklı biri çıktı. Ona ne var diyen bir bakış attım. Birkaç adım atıp tam karşıma geçti.

"Ah yeni kıız...Neydi adın? Ah evet Ellie."yüzünde iğrenç bir gülümseme vardı. Böyle tipleri biliyordum. Saçlarımı tek elimle arkaya atıp yüzümü dikleştirdim.

"Bak...şey..."

"Edward."yüzündeki gülümsemeyi daha da büyüttü.

"Her neyse. Adın beni ilgilendirmiyor."sınıftakiler sanki bu sahneyi birçok defa izlemiş gibi umursamadan çıktılar. Sadece 3 kişi kalmıştı. Devam ettim.

"Ben senin gibileri çok iyi bilirim. Bu yüzden sana 1 dakikamı bile ayıramam. O havanı da git başkasına at." Bunları dedikten sonra birden herkes kahkaha atmaya başladı. Anlamayan bir biçimde tek kaşımı kaldırdım.

"Hey hey hey. Sakin ol. Sadece şaka yapıyorum. Çetin ceviz çıktın."

O böyle deyince ben de gülmeye başladım. Ama neden güldüğümü ben de bilmiyordum. Gerçekten komik mi gelmişti yoksa sinirden mi gülüyordum.

"Ben Edward Browser."diyip elini uzattı. Gayet samimiydi.Ben de elimi uzattım.

"Ellie Moyes. Memnun oldum Edward."neden bimiyorum ama Edward'a kanım kaynamıştı.

"Ben de. Şey... sana okulu gezdirebilirim." Bunları söylerken ensesini kaşımıştı ve bu hareketi çok hoşuma gitmişti. Bu hevesini geri çevirmek istemedim.

"Tabii." Cevabım karşısında yüzü güldü. Eliyle kapıyı işaret ederek."Bayanlar önden."dedi. Kapıya doğru yöneldim. Ama bir anda durdum. Anlamayan gözlerle bana baktı.

"San güvenebilir miyim?"dediğimde "Gerçekten mi?"dedi.Ufak bir kahkaha atıp"Sadece şaka yapıyorum. Haydi."dedim. Okuldan çıktığımızda bay ego yığınını gördüm Edward'a dönüp mahçup bir şekilde gülümsedim.

"Edward benim ufak bir meselem var öğle arasî devam etsek."

"İlk günden neymiş o?"

Kafamla bay egoyu gòsterdim.

"Şu çocuk."

"Ha o mu. O okulumuzda kendini bişey sananlarından ama iyidir. Sadece arada abartıyor. Bizden bir yaş büyük. Ama iyi arkadaştır."

"Neyse ben gideyim."

"Tabi sınıfta görüşürüz."o gittiğinde ego yığınına doğru yürümeye başladım. Beni fark ettiğinde yanındaki 2 kişiyi gönderdi.

"Oooooo yeni kızlarımız teşrif etmişler."

"Evet gerizekalı."

Yüzü birden ciddileşti.Boynunu kütürdetip bana baktı.

"Yeni olduğun için maruz görüyorum ama şansını fazla zorlama."

"Senin affına ihtiyacım yok!"

"Bak bücür benimle uğraşma ve mümkünse karşıma da çıkma. Senin gibilerle işim olmaz."

"Asıl benim seninle işim olmaz ego yığını"diyip cevap vermesini beklemeden okula doğru yürüdüm. Zaten zil de çalmak üzereydi.

Sınıfa girdiğimde Edward da sınıftaydı. Beni gördüğünde eliyle selam verdi. Yanındaki bir çocukla konuşuyordu. Ben de aynı şekilde selam verip yerime geçtim. Yerime oturduğumda geometri kitap ve defterimi çıkardım. Öğretmen gelene kadar oyalanmam için elimdeki kalemle defterkmin herhangi bir sayfasını karalamaya başladım. Oturduğum sıra hafif bir şekilde hareket ettiğinde başımı yana çevirdim. Edward samimi bir şekilde gülümsüyordu ve çantasından bir şeyler çıkarmaya çalışıyordu. Ne yani yanıma mı oturacaktı? " Artık sıra arkadaşıyız" dediğinde gülümsedim.

"Hoşgeldin"diyip yaptığım işe geri döndüm.

Kapı açıldığında içeriye muhtemelen geometri hocası biri girdi. Oldukça genç görünüyordü. Muhtemelen 27 falan. Biz kalkmadan oturun dediğinde derin bir nefes aldım. Bu sınıf her öğretmene ayağa mı kalkardı? Edward'ın kulağına biraz yaklaşıp sordum.

"Her öğretmene kalkmak zorunda mıyız?"

"Evet çünkü çok sevdiğimiz okul müdürümüz öyle istiyorlar."

Sesinin tonundan müdürü sevmedikleri anlaşılıyordu. Ama bay Andrew iyi birine benziyordu.

"Bay Andrew iyi görünüyor."

"Ah hayır iyi biri ama fazla disiplinli."

O böyle söyleyince biran aklıma dünki kapişonlu çocuk geldi. Ah gerçekten mi? O çocuk aklıma gelince bay ego yıģınıyla aynı ceketleri giydiğini fark ettim. Demek o gizemli çocuk bizim egoistimizdi. Belli zaten o çocukta bir haller var.

"Arkadaşlar dersi dinlesek iyi olur."

Öğretmenin sesini duyduğumuzda ikimizde önümüze dönüp dersi dinlemeye başladık.

********
Umarım beğenmişsinizdir. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Yapacağınız kitap ile ilgili önerilerinizi değerlendirebilirim. Bölümler geç geliyor farkındayım ama lütfen beni anlayın___
♥seviliyorsunuz canlarım♥^_^

Elmore LisesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin