2.3

160 25 6
                                    

"Kevser konuşalım mı?''

Telefonda ki gözlerimi başımda dikilen kişiye çevirdim. Uzun teneffüstü, birazdan Samet gelecekti. Başımı iki yana salladım.

"Hayır."

"İki dakika bile sürmez. Tamam o zaman. Burada söylerim bende."

Korkuyla gözlerimi büyüttüm. Birazdan SAMET GELECEKTİ.

"Olmaz diyorum, lütfen zorlama ve git. "

Üzgünce baktı bana. Kahretsin! Yine kalp kırmıştım.

"Tamam çabuk söyle!"

Dedim. Tebessüm etti ve Nisa'nın yerine, yanıma oturdu. Samet şuan büyük ihtimalle merdivenleri çıkıyordu.

"Kevser ben.. okulun ilk gününden beri seni seviyorum."

Boğazıma kocaman bir yumru oturdu. Ben Samet'i seviyordum.

"Sadece bil istedim. Başını kaldırıp bana baktığın bile yok çünkü. Her neyse. Şunu bil ki içimde ki Sevgi gitgide büyüyor."

Bu sırada gözlerim arkasında ki hareketliliğe takıldı. Samet elinde ki sıcak kahveyi yanımdakine fırlatınca şok olmuş bir vaziyette ayağı kalktım.

''Hass*ktir!"

Sinirle ayağı kalkan çocuk Samet'e dönüp küfür etti ve hiç acımadan yumruğunu salladı. Ağzımdan bir çığlık kaçarken Samet çocuğun elini büküp sinirle kafa attı.

"Samet dur! Yine disipline gideceksin!"

"Sen kapa çeneni!"

Dediği ile kaldım öyle. Samet bana böyle şeyler söylemezdi hiç. Şimdi ne oldu?

"Ne yaparsan yap. Aptal."

Samet gözlerini bana çevirdiğinde suratına yumruk yedi. Sınıftan çıkıp tuvalete gittim. İki ders sonra sınav olmasaydı muhtemelen eve gidecektim.

Aynada ki yansımama baktım. Gözlerim dolmuştu.

"Hayır!"

Dedim sertçe.

"Ağlamak yok."

Ben kendimi değiştiriyorsam ilk önce duygusallığımdan kurtulmam lazımdı. Musluğu açıp yüzümü yıkadım. Tuvalette kimse yoktu, işime gelmişti.

Kapı açıldığında umursamayıp musluğu kapattım. Doğrulduğumda onu gördüm aynadan. Tam arkamda kanayan dudağı ile bana bakıyordu.

Tutamadım, gözümden bir damla aktı.

"Hep böyle mi olacak Samet?"

Gözlerini kaçırdı.

"Sen hep kavga edip kendini mi yaralayacaksın?"

"Engel olamıyorum kendime."
Diye fısıldadı.

"Söz vermiştin."

Güldüm deli gibi.

"Ve ben sözünü tutmayanlardan nefret ederim."

Arkamı dönüp ona baktım. Bir adım yaklaştığında elimi kaldırdım.

"Yeter artık. Ben böyle birisini istemiyorum. Sürekli beni üzüyorsun ve farkında değilsin."

"Özür dilerim."

Omuz silktim

"Bu kadar basit değil."

"Kızlar tuvaletine girdim anasını satayım, daha ne yapayım!?"

Yanak içimi ısırdım. Sakın gülme Kevser!

Bir şey demeyip kapıya yönelmiştim ki kolumdan tutup tuvaletin birisine çekti beni. Kapıyı kilitleyip üzerime eğildi. Yüzümü buruşturdum.

"Samet ne yapıyorsun?"

"Beni affetmeden buradan çıkamazsın!"

"Ama burası iğrenç kokuyor."

Tebessüm etti.

"Senin kokun bastırıyor."

Başımı eğdim. Boyu zaten yeterince uzundu.

"Saçmalıyorsun şuan, çekil!"

Yüzünü iyice yaklaştırdı.

"O zaman bir kere öpeyim?"

Saşkınca bakakaldım.

"Samet gerçekten bu durumda bunu mu düşünüyorsun?"

Yeşil gözleri muzipçe parladı.

"Ara sıra aklım kayıyor ne yapayım."

Kendimi tutamayıp güldüm.

"Ha şöyle.. affettin mi?"

"Hayır."

Gülüşü soldu.

"Boynun ağrımadı mı senin? Az çekilsene!"

"Cık. Ben böyle iyiyim."

Kaşlarımı kaldırdım.

"Emin misin?"

"Kesinlikle"

Sinsice gülüp Dudaklarımı dudaklarına bastırdım.

Ben bu adamı seviyordum ya!

Samet öylece donakalırken geri çekildim ve gülümsedim.

"Tamam affettim seni. Şimdi çıkalım mı?"

Yutkundu. Başını sallayıp geri çekildi ve kapıyı açtı. Bana bakarak geri geri çıktığı için başını kapıya vurdu.

"İyi misin?"

Cevap vermedi. Güldüm ve dışarı çıkıp onu beklemeden tuvaletten çıktım. Öyleyse böyle Samet Bey. Hadi bakalım!

BAKSANA SARIŞIN! TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin