Devrim: Günaydın
Dolunay gözlerini otobüs durağından alarak telefonuna çevirdi. Gece boyu o bir şey yazar diye uyuyamamıştı, annesi gözlerinin halini görünce onu mahvedecekti.
Günaydın mesajını görünce sinirle telefonunu yatağının üzerine attı. Hiçbir beklentisi yoktu, Devrim'in onu sevmeyeceğini biliyordu ama yine de onca şeye yorum yapmaması?
Bu onu incitmişti, bu kadar saygısızlığı hak etmiyordu, o hak etse sevgisi etmiyordu.
İşin kötü yanı, Devrim'i sevmeyi bırakamıyordu. Her yerde onu arıyor, herkesi ona benzetiyordu ve bu günden güne ona zarar veriyor, içindeki yaraya bir çizik daha atıyordu.
Yutkundu ve üzerini giymek için sandalyesinden kalktı.
🌊
Devrim telefonundaki mesajları birkaç kez daha okuduktan sonra günaydın yazdı, böyle mesajlara ne yazılırdı ki? Önceden de bu tarz onlarca mesaj gelmişti, hepsine aynı tepkiyi verirdi. Genelde geceleri yazarlardı, Devrim de iyi geceler derdi ve bir daha ona yazmazlardı. Nedense Devrim sevgilerinin bittiğini düşünürdü. Bir insan sadece gece aklına gelince mi onu seviyordun, yoksa hiç aklından çıkmadığında mı?
Ona karşı inanmadığını söylese de içindeki ses inandığını biliyordu. Elbette okulda dalga geçmek için birçok kişi yazardı.
Fakat anonim onun sevilmediğini söylemişti. Evet, okulda sanki 1980'lerdeymişiz gibi dışlanmalar oluyordu. Farklı olan ya dışlanır ya da popüler olurdu. Devrim popüler kısımdaydı çünkü o aynı zamanda okulu şampiyonaya taşıyan futbol takımının takım kaptanıydı. Dokuzuncu sınıftan beri ilgi onun üzerindeydi.
Telefonunu cebine attı ve ne yapacağını bilemeden sigarasından bir nefes çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY | texting
Não Ficção0553***: Senin yüzüne ne oldu Devrim: Ne olmuş Devrim: Sen kimsin 0553***: He işte onu diyorum 0553***: Ne olmuş 0553***: Böyle bi' tövbe estağfurullah bir şey olmuş