"8"

773 85 13
                                    

Bunny101: Dongggggghyyyuucccckkk

Okundu @ 3:22 PM

Bunny101: Lütfen neler olduğunu söyle

Okundu @ 3:23 PM

Bunny101: eğer bana neler olduğunu anlatmazsan bütün fetişlerini tek tek bağırarak sayarım

TyTrackEnthusiast: HAYIR OLMAZ

Bunny101: Şimdi cevap verdiğine göre olmayacak

Bunny101: ciddiyim bana Mark ile aranda neler döndüğünü söyle

TyTrackEnthusiast: ne hakkında konuştuğunu bilmiyorum

TyTrackEnthusiast: neden bütün yapman gereken şey sadece götünü kaldırıp yan odadaki benim yanıma gelmekken buradan yazıyorsun?

Bunny101: Çünkü seninle bu şekilde yazışmanın daha rahat olduğunu düşünüyorum

TyTrackEnthusiast: bunu sana kim söyledi?

Bunny101: konuyu saptırma

Okundu @ 3:27 PM

Donghyuck gözyaşlarını tutmaya çalışırken derin bir nefes almıştı. Mark hakkında düşündüğü her saniye kalbi daha çok ağrıyordu. Birisine anlatmak istemişti o an. Gerçekten birisine içini dökmek istemişti. Ama diğer üyelerden aynı tepkiyi almaktan o kadar çok korkuyordu ki.

Ya NCT'den atılsaydı, n'olurdu?

Ailesine ne diyecekti peki?

Ya arkadaşları, onları kaybederse ne yapacaktı?

Bütün o stajyerlik zamanları ve comebacklerden sonra Donghyuck bir aile olduklarını hissediyordu. Bunu bozmak istemezdi.

Düşüncelerde kaybolduğunda gözlerinden akan yaşlar telefonunun ekranına düşerken, yüzüstü uzandığı rahat çarşafın ısısı iyice azalıyordu. Ceketinin kollarıyla hızlıca silmişti gözyaşlarını.

Tam Doyoung'un mesajını cevaplayacakken yurt odasının kapısı tıklatılmıştı. Donghyuck acıtan bir his alana kadar, aceleyle ve acımasızca yüzünü silmeden önce şaşkınlıkla kapıya dönmüştü.

Donghyuck derin bir nefes çekmişti içine.
Ayaklanıp, kapısına ilerlemişti. Arkasında birisinin olacağını bekleyerek açmıştı kapıyı, kimse yoktu. Kaşlarını çatmıştı Donghyuck.

Boş koridorda göz gezdirirken içeri girmeye karar vermişti. Yerde gördüğü katlanmış kağıt ile durup, kaşlarını istemeden daha fazla çatarak kağıdı eline almıştı.

Saat 8'de dans odasında ol.

-Mark

Kalbinin hızlanıp ağrıdığını hisseden Donghyuck gözlerini büyütmüştü.Tekrar bir koridora göz atarak içeriye girmişti Donghyuck. Kapıyı arkasına almıştı elindeki kağıdı sıkıca kavrayarak.

Derin bir nefes aldığında telefonu titremişti.

Yatağına gittiğinde yastığının yanında bıraktığı telefonu eline almıştı.

Bunny101: Donghyuck?

TyTrackEnthusiast: hakkımda endişelenme hyung

TyTrackEnthusiast: gerçekten





Selam! Özlediniz mi beni? (çeviriyi☹) Çook çok üzgünüm beklettim hepinizi. Bu kitabı bitirince yeni bir kitabı çevirmeye başlayacağım merak etmeyin. Görüşürüz!

I Don't Flirt With Mark • Markhyuck (Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin