o

124 14 28
                                    

hey namjoon,

seninle beraber yaptığımız gece boyu konuşmaları hatırlar mısın?

uyuyamadığım gecelerde benimle yaptığın ingilizce alıştırmalarını, çiçeklerimiz hakkındaki konuşmalarımızı?
birbirimize bulduğumuz yabancı isimleri hâlâ hatırlıyorsun, değil mi moonie?

bana, her gün eve geldiğimizde farklı bir dille 'seni seviyorum' derdin.
bugün bizim gözlerimizle konuşma günümüzdü, senin gözlerine nasıl bakabilirim?
senin yüzünü nasıl görebilirim?

sen göldeki yansımanı çok seversin namjoon.
göle gitsem, orada hâlâ bana bakıyor olur musun?
gülümsediğin zaman, 'seni seviyorum' dediğimde beni tekrar öper misin?

neden gölde bile seni bulamayacakmış gibi hissediyorum joon?
neden beni bırakıp gittiğini en derinimde hissediyorum?
neden bir daha başka dilde senin sesini duyamayacak gibi hissettiriyorsun bana?

söyle namjoon,
eğer söylediklerimde samimi değilsem söyle bana, kendimi göle atmam gerektiğini.

göle atarsam, duyarım sesini değil mi?
bakabilirim gözlerine,
belki de elini tutarım, olmaz mı?

sensiz duyamıyorum namjoon, senin sesin olmadan yaşamıyorum.

sesin olmadan çiçeklerim dahi açmıyor namjoon.
göl kenarında izlediğin o pembe çiçekler dahi yok artık.
evimize bahar uğramıyor, benimle yaptığın gibi dertleştiğin o pencere kenarındaki güneş ışığımız bile eve uğramıyor artık.
yapraklar, senin sesini duymadıkça açmıyor, karanfiller onlara sen seslenmedikçe renk vermiyorlar namjoon.

dediğim gibi, kendimi göle verirsem;
tekrar bana bahar olur musun?




°°°

siyah ile yazılmış yer, singularity parçasından en sevdiğim sözdür efendim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

hey namjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin