Sessizlik ... Lanet olsun ki tek istediğim sessizlikti. Evimde olmaktı, parmaklarımı kemanımın tellerinde gezdirmek isyordum.
Dışarıdan bakılınca hiçte keman çalacak ve onun sesiyle huzura erecek gibi durmuyordum. Kapkara göz makyajım çok yüksek topuklu botlarımdan olsa gerekti. Sadece giyinişim de değil tavırlarımda hep soğuktu kar kraliçesiydim adeta. Buzdan duvarlar mı? Batuhan sur demeyi tercih ederdi bence de duvar demek az kalırdı.
Batuhan aklıma gelince sinirlendim o salak herif yüzünden şu an her zamanki barımızdaydık. Pislik beni zorla buraya getirmiş şimdi kendisi esmer bir sürtükle eğleniyordu.
İçimden tekrar Batuhan'a sövdüm. Neden hayır diyemem ki ona. Pislik! Hayatta hayır diyemediğim tek insandı Batuhan. Benim varlığım, yokluğum o olmasa nasıl hayata devam ederdim bilemiyorum.
Her zaman erkek çocuğu gibi olmuşumdur "Güçlü" Üç abim yüzünden olmalı bu. Yedi yıl önce gecenin bir yarısı en büyük abim Yiğit'le yürürken,
"Rahat bırakın beni!" Diye bir erkek çığlığı duymuştuk.
Diğer kardeşlerime haber vermemi isteyip çığlığını duyduğumuz çocuğun yanına gitti. On beş yaşındaydım henüz. Elimden bir sey gelmeyeceğini düşünüyordum. Fakat abimi tek başına bırakamazdım.
İki çöp kutusunun kapaklarını aldım. İki bina arasından dövüştüklerine dahil sesler geliyordu. Hiç düşünmeden oraya vardığımda adamlardan bir tanesi burnunu tutuyordu. Diğeri elinde bıçakla nereye geleceğini hiç düşünmeden abime doğru sallıyordu. Adam beni fark etmeden arkasına geçtim. Kapakları bütün gücümle adamın kulaklarına geçirdim. Amacım dengesini kaybettirmekti. Oldu da geriye doğru sendelemeye başladığı sırada abim elinde bıçağı alıp çenesini altına sonra sağ yanağına yumruğu geçirince diğer adam yerinden kalktı ve kaçtı.
"Sen de defol git yoksa seni öldürürüm." Dedi Yiğit
Adam kaçarken ben de çocuğun yanına gittim. Benden birkaç yaş daha küçük gösteriyordu.
"Sen iyi misin? Yaran var mı? "
"Ha-hayır. İyiyim. Teşekkür ederim. "Dedi kısık Sesle
"Evin nerede?" Diye sordu abim
"Benim evim yok. Sokakta yatıyorum. "
O sırada çocuğun üstündekileri fark ediyordum yırtık pırtık eski bir kot, rengi solmuş ona küçük gelen bir tişört vardı. İçim sızladı.
"Bizimle geliyorsun." Demişti abim
İşte o günden beri Batuhan'ı tanıyordum. Artık o benim ailemdi.
Adam Lambert If I Had You çalıyordu. Tam da istediğim şarkı(!) Tekrar ev diye inledim. Barmenden bir likör alıp bunları düşünürken bir ses beni düşüncelerimden çıkardı.
"Naber güzelim? Yanlız mısın?" deyip göz kırptı.
Bu bara genelde her gün geldiğim için bar çalışanları ve daimi müşteriler beni bilir ve pek fazla benimle uğraşmazlardı. Burada bir sürü kavga çıkarmıştım. Sanırım bir tane daha olucaktı.
Barmen bana göz kırpan kahverengi saçlı çocuğa uzaklaşması için kaş göz hareketi yaparken çocuk hala pişmiş kelle gibi bana bakarak sırıtıyordu. İç çekerek çocuğa döndüm.
" Adın ne?" dedim soğukça
"Mert. Senin tatlım? " ibne hala gülüyordu.
" Bak Mert on saniye içinde yanımdan ayrılmassan kafanda kocaman bir şişlik oluşacak ve büyük ihtimalle bayılacaksın." sesim çok sakin ve umursamazdı.
"Ve bunu bana sen mi yapacaksın?" sırıtması artık kahkahalara dönüşmüştü.
Elime biraz uzağımdaki şarap şişesini aldım " Süren doldu." diyerek kafasına geçirdim. Mert bayılırken kafamı çevirince benim gibi sürekli burada takılan Ege ve Efe ikizlerini fark etmedim. Bu sefer yanlarında sarı saçlı bir yakışıklı da getirmişlerdi. Benim olduğum tarafa bakıyorlardı. Hele sarı saçlı çocuk gözlerini gözbebeklerim ayırmıyordu.
Mert' in kafasına geçirdiğim için şişe kırılmıştı ve içinde biraz şarap kalmıştı. Şişenin ucundan tutarak ikizlerin masasına geldim ve hiç sormadan Efe'nin yanına oturdum.
"Selam çocuklar." deyip şişenin kırık kısmına dikkat ederek şaraptan biraz içtim.
Bana uzaylı görmüş gibi bakıyorlardı ama şu sarı çocuk onda tuhaf bir şey vardı her hareketimi inceliyordu.
" Sana da selam. Aslı."dedi Ege sonra gergince ellerini kızıl saçlarında gezdirdi.
Bakışlarımı sarı saçlı çocuğa getirdim. " Arkadaşınızla daha önce tanışamamıştık?" dedim tekrar ikizlere dönerek.
"Kuzenimiz Koray bugün bizimle."dedi Ege
" Ona benden bahsetmemişsiniz." dedim yapmacık şekilde gülümseyerek.
" Bahsetmeleri mi gerekiyor? "
İlk defa konuşmuştu Koray sesi kendinden emin bir şekilde çıkmıştı.
"Evet, çünkü bahsetselerdi bana dakikalarca böyle bakmazdın." dedim yine yapmacık şekilde güldüm.
"Ama baktım kalan şişeyi de benim kafama mı geçireceksin?" dedi ses tonu hiç değişmemişti.
"Hep böyle misin yoksa alkol yüzünden mi?" dedim artık sinirlenmiştim.
"Çok mu alıngansın bana mı öyle geliyor? Sadece şakaydı." dedi o da yapmacık şekilde gülmüştü.
"Şaka. Şaka ha. Şakayı çok seviyorsun ha Koray. İyi o zaman bi de ben yapıyım."
Cebimde küçük yeşil bir top vardı. Onu çıkardım ve Koray'ın üstündeki rafa fırlattım. Rafta kalınlığı 5 cmle başladığnı tahmin ettiğim domino taşları dizilmişti. Top onları teker teker devirirken dördüncü sıradaki domino taşı Koray'ın kafasının üstüne düşünce kalktım.
" Bu da şakaydı canım benim" dedim bu gece ilk defa gerçekten gülerek oradan ayrıldım.
![](https://img.wattpad.com/cover/20945452-288-k663158.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daima Güçlü
RandomBütün ailesini kaybetmiş güzel bir kadın. Aslı Ateş. Tek dostu, yaşama sebebim dediği arkadaşı Batuhan Doğan... Aile mirasını peşinde bir mafya... Ölüm etrafta kol gezerken birden karşısına o çıkar. Koray Çevik... Buzdan surların var derdi B...