-zwei-

143 16 4
                                    

Yazar:

Mark'ın babası koridorda bir ileri bir geri yürürken Jackson ile babası da endişeli şekilde koltuklarda oturuyorlardı. Ama bu üçlünün arasından en telaşlısı Jackson'dı. Mark bayıldığı an küfredip yerinden fırlamış, onu kucaklayıp arabaya götürmüştü. Hastahaneye gelene kafar da bir sürü trafik cezası yediğinden emindi ama elinde olmamıştı o an. Yıllardır gizliden gizliye bir şeyler hissettiği adamı bir anda o halde görmek ona kötü hissettirmişti, içinden bir parça kopmuştu sanki. Doktor odadan çıktığında Jackson bir anlığına da olsa doktor kapıyı kapatmadan Mark'ı görebilmişti. Öylece hareketsiz yatıyordu ve bu Jackson'ı daha da telaşlandırmıştı. Doktor üç şık giyimli adamı da şöyle bir süzdü ve boğazını temizledi,
"Hasta iyi, serum verdik. Şu an uyuyor ama isterseniz girip görebilirsiniz, tabi teker teker."
Doktor konuşması bittikten sonra hızlı adımlarla uzaklaştı. Jackson tam içeri girmek için hamle yapmak üzereyken Mark'ın babası oğlunun yanına koşmuştu. Derin bir nefes alıp geriye yaslandı ve müstakbel kayınpederinin içeriden çıkmasını bekledi. Bir süre sonra -ki bu süre Jackson'a bir asır gibi gelmişti- Mark'ın babası odadan gülümseyerek çıktı.
"Jackson, Mark senin adını sayıklıyor..."
Jackson bu cümleyi duyduğunda içinde ne havai fişekler patladı ne kelebekler uçuştu, siz düşünün~ Hemen yerinden fırladı ve odaya girdi. Yavaş adımlarla Mark'ın yanına ilerledi. Usulca elini tuttu ve eğilip öptü. Mark'a doğru baktığında Mark usulca gözlerini aralamış ona bakıyordu.
"Jackson..."
Jackson adının daha önce hiç bu kadar kulağa hoş geldiğini düşünmemişti
"Efendim bita-ay şey Mark?"
Mark önce ikisinin ellerine sonra da Jackson'a baktı
"O sol elini olduğu yerden çek yoksa seni serum iğnesiyle deşeceğim."

Are We Married Now?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin