-Hava çok güzel değil mi Bay Rodney? Karşımda oturan kızıl saçlı sarı favorili,uzun ince burunlu, elmacık kemikleri belirginleşmiş, teni güneş yanığı renginde, siyah kalın uzun bir paltonun içinde oldukça rahat bir biçimde oturmuş bir seksen boylarında , zayıf ve yüzünde oldukça rahat bir ifadeyle kahverengi gözlerini bana dikmiş olan daha birkaç dakika önce tanıştığım rehber bay Hardy faytona bindiğimden beri ilk defa konuşmuştu.
-Aslında biraz soğuk. Dedim gülümseyerek. Ama bay Hardy o kadar da sıcak bakmıyordu. Yüzünde oldukça ciddi bir ifade vardı. Bay Hardy ile sohbet edemeyeceğimi anlamıştım. Atların nefes nefese kalmasından yorulduklarını anlamıştım. Ama bir şey söylemeye de oldukça çekiniyordum. Bay Hardy faytonun camında uzaklara dalmıştı. Artık gözleri üzerimde olmadığına göre biraz rahatlayabilirim diye düşünüp diğer camdan baktığımda uçsuz bucaksız bir orman ve sisli bir hava gördüm. Hayal ettiğim gibi olmamıştı. Araba bu ince yolda taşlara takılıp sarsıla sarsıla giderken ben de bayan Valeria'nın nasıl biri olduğunu düşünüyordum. Tabiki bu hayallerim arabacının eski bir malikanenin önünde atları dizginleyip bana kapıyı açan bay Hardy'ye oldukça sıcak baktıktan sonra malikanenin kapısına büyük bir umutla gidip kalın ve eski tokmağını hızlıca çaldığımda kapıyı açan ellili yaşlardaki kadının bayan Valeria'nın ta kendisi olduğunu öğrendiğimde çoktan bitmişti.
Bavullarımı bay Hardy taşırken ben de malikanenin girergirmez karşıma çıkan eski merdivenlerini, soldaki avluyu ve ardından amerikan mutfağını, sağ tarafta ise tahtadan yapılmış eski bir vestiyeri, merdivenlerden yukarı çıkarken sağ tarafta kalan duvarın üstündeki eski ve tozlu bazı manzara resimlerine göz gezdiriyordum. Holde çok kasvetli bir hava vardı. Tüm eşyalar-gri deri kaplamalı üstüne battaniyeler atılmış koltukları, sehpanın üstünde antika değerinde olabilecek bir vazoyu, yerdeki halıları, sürgülü ahşap eski pencereler- oldukça tozluydu. Birkaç yıldır bir insanoğlunun bile uğramadığı perili bir köşkü andırıyordu . Zaten bildiğim kadarıyla on dördüncü Luis'in özel mühendislerinden biri atıldıktan sonra uçsuz bucaksız bu yerde bu malikaneyi yaptırmış ve daha sonra malikane kıymet bilmeyen torunlar tarafından Bayan Valeria'ya cüzi bir miktara satılmıştı. Malikanenin arka tarafı kesinlikle kullanılmıyordu. Bazı çatlaklar ve esnek tahtalar yüzünden bir kısmı çökmüştü ve geçen yılda bir hizmetli üstüne düşen bir kolon yüzünden can vermişti. Kısacası malikanenin arka tarafı kullanılmamaktaydı. Bu bilgileri bayan Tracy daha ben Londra dayken bana aktarmıştı. Bayan Valeria bir altmış boylarında, sarı beyazlamış saçlara sahib, bir zamanlar oldukça güzel olduğu belli olan çukurlaşmış boncuk mavi gözleri ve ince beyaz dudağıyla açık bir ten rengine sahipti. Sarkmış göğüsleri ve özensiz giyilmiş, yer yer yanık lekeleri bulunan eski sarı bir elbiseyle beline de bir önlük bağlamıştı beyaz sarı lekeli kaliteli bir kumaştan. Uzaktan bakınca geçti artık benden diyen bir havası vardı ki yakından bakınca bu çıkarım tamamen doğrulanıyordu.
-Yolculuğunuz iyi geçmiştir umarım bay ... Bayan Valeria durdu birden. İsmimi bilmediğini bay Hardy'ye soran gözlerle baktığından anlamıştım.
-Rodney. Diyerek yardımına koştum bayan Valeria'nın. Kadın hafifçe gülümseyerek:
-Kusura bakmayın bay Hardy söylemişti de unutkanlık işte. Yaşlandık biz de bay... Bu sefer gerçekten şaşırmıştım. Kadın ismimi yine unutmuştu. Bay Hardy bastırılmış kızgın bir sesle bayan Valeria'ya bakarak konuştu:
-Bay Rodney, bayan Valeria! Neyse önemli değil. Siz bayıma odasını gösterin. Bayan Valeria utanmış ve üzgün bir ifadeyle bir şey demeden bavullarla merdivenlerden yavaşça çıkmaya başlamıştı ve ben de sessizce arkasından geliyordum. Bavulları alacaktım ama bayan Valeria bu yaşına rağmen hiç zorlanmadan taşımıştı bavullarımı.
Beyaz boyası akmış, sıvası dökülmüş, üstünde neredeyse görünmeyecek bir biçimde kuşun kalemle 234 yazılmış eski bir kapının önüne geldiğimizde bayan Valeria bavulları yere bırakıp cebinden çok fazla titreyen elleriyle bir anahtar çıkardı:
-Odanız burası bayım. Bir şeye ihtiyacınız olursa zile basmanız yeterli olur. Bayan Valeria'dan başımı onaylayarak anahtarı alıp kapıyı açtığımda bayan Valeria'da yavaşça merdivenlerden inmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölüme meydan okumak
Paranormalsherlock holmes hayranlarının mutlaka okuması gereken kitap yağmur bardaktan boşanırcasına yağmaya devam ederken ayakkabılarımın hızlı adımlarla yürürken çamurla çıkardığı vıcık vıcık sesi dinlemekten yorulup adımlarımı yavaşlattığımda arkamdan...