Biraz Da Başkası...

930 48 7
                                    

Banklara oturmuş hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Bu duyguları kimse için hissetmemiştim. Böyle kimse için ağlamamıştım. Ross çok farklıydı. Saçları, gözleri, kaşları... Herbir şeyi çok farklıydı. Ben deliler gibi ağlarken yanıma bir çocuk geldi. Çocuk: Sen iyi misin? Ben: Sanane. Çocuk: Hadi ama sana yardım edebilirim. Ben: Boşver. Üzüldüm işte. Çocuk: İyi sır tutarım anlat istersen. Ben: Hayır lafının nesini anlamıyorsun sen? Çocuk: Tamam. Peki adın nedir? Ben: Laura. Peki ya senin? Çocuk: Parker. Parker Mack. Hollywood'tan duymuşsundur. Ben: Yo duymadım. Parker: Çünkü daha yeni dizim çıkacak. Duyan duydu beni. Ben: Bundan banane? Parker: Hey, biraz gezelim mi? Ben: Olmaz arkadaşlarım içeride onlarla eve gideceğiz. Parker: Tamam ama bir gün seninle sahilde yürümeyi çok isterim. Ben: Belki karşılaşırsak. Ross ve Maia geliyordu. Hemen gözyaşlarımı sildim. Ben: Parker hoşçakal. Seni tanımak güzeldi. Parker: Seni de. Ross ve Maia'nın yanına gittim. Maia: Lau neredeydin? Biraz ağlamaklı bir sesle ben: Annem aradı. Ona baktım. Ross: Sen neden ağlıyorsun? Biri sevgilisizlik krizine mi girdi acabaa? Ben: Saçmalama. Ayağımı çok kötü ba-banka vu-vurdum. Ondan. Ross: Niye bunu söylerken kekeledin acaba? Ben: Bi-bilmem. Maia: Artık eve dönelim. Ross: Ama sevgilim daha çok erken. Maia: Biliyorum hayatım. Ama Laura'larda akşam yemeğindeydik. Oradan bekliyorlardır. Ross bana bir bakış attı. Ross yalanımı yakaladı ve ben çok utanıyordum. Ben: Maia buradan kestirme bir yol biliyorum. Gel oradan gidelim. İyi geceler Ross. Maia'yı kolundan sürükleyerek götürmeye başladım. Maia Ross'a öpücük işareti attı. Ross da Maia'ya. Biraz ilerledikten sonra Maia'nın kolunu bıraktım. Maia: Hey, neden sen Ross ile gelmek yerine bu yolu seçtin? Ben: Aranızda sap gibi kalmak istemedim. Rahatınızı bozmak da. Yine bir yalan... Maia: Bozmuyordun ki. Ben: Olsun. Eve gittik. Maia ile biraz daha oturduk. Sonra Miranda'dan imza falan aldım. Daha sonra Mitchell ailesi gitmek için kalktılar. Maia: Her şey için teşekkürler Bay ve Bayan Marano. Sonra da ekledi: Laura bu gece için teşekkürler. Seni gerçekten çok seviyorum. Ben: Bende seni. Bu kız Ross'un sevgilisi olabilirdi ama çok iyiydi. Onları geçirdikten sonra odama gittim ve ağlamaya başladım. Ross bana resmen "Sevgilisizlik krizine mi girdin" dedi ya. Böyle bir şey olamaz. Yakın arkadaşım ve sevgilisi tarafından acı çekiyorum. İkiside bunu bilerek yapmaz tabi. Ama çok kötü bir his bu. Beni şuan tek bir kişi anlar. Günlüğüm. Hemen günlüğümü aldım. Olan biten her şeyi yazdım. Laura'nın Günlüğe Yazdıkları: Sevgili Günlük; Artık nasıl hissettiğimi bilmiyorum. Ross'a deliler gibi aşığım, arada yakın arkadaşım olan Maia var. Durum çok karışık. Ross ise Maia'ya deliler gibi aşık. Maia'da Ross'a. Arkadaşımın sevgilisiyle olan arasını bozmak istemiyorum. Çok korkuyorum. Maia ile arkadaşlığımızın zedelenmesinden. En yakın arkadaşım değil ama çok yakınız. Beni anlıyor. Tabi Ross konusunda değil. Ross ise, o çok havalı. Onunla birlikte olmayı o kadar çok isterdim ki. Ama o benim gibi bir kızla asla çıkmaz. O Maia gibi tatlı, güzel kızlarla çıkar. Hiç umut yok bizim olmayan ilişkimizden... Bunları yazarken ağlıyordum resmen. Vanessa odama girdi. Ben: Hey sen kapı çalmak kelimesinin anlamını biliyor musun acaba? Vanessa: Of Laura şu kurallarınla bıktırma beni. Dur biraz, sen niye ağlıyorsun? Ben: Boşver. Günlüğümün kapağını kapattım ve kilitledim. Vanessa: Laura sen benim kardeşimsin. Seni anlayabilirim. Hadi lütfen anlat. Yardımcı olurum. Konu bir erkek mi? Ben: Evet. Ross. Ona olan biten her şeyi anlattım. Vanessa: Seni sevmiyorsa yapacak bir şeyin yok. Ben: Ama bugün şarkı söylerken tam Laura diyecekti, hatta La dedi. Sonra Maia'ya çevirdi. Vanessa: Bak, başka birisiyle çık. Eğer seviyorsa kıskanır. Ben: Sen birtanesin çok teşekkürler. Onun boynuna sarıldım. Vanessa: Rica ederim, bu yollardan çok geçtim ben. Gülmeye başladık. Kahkahalarla. Deli gibi gülüyorduk. Tüm sıkıntılarımı unuttum. Ablam gerçekten uzmandı ve ben onu çok seviyordum. Birden telefonum titredi. Mesaj geldi. Mesaj Ross'tandı. "Bugünkü yalanının bir açıklaması var mı? "

Aman Tanrım ne diyecektim şimdi ben? Artık benim yalancı bir pislik olduğumu düşünüyordur kesin. Ne yazacağımı bulamadım ve kararsızca telefonumdaki harflere dokundum. Yazdığım şuydu: "Tabiki var. Aslında biz Hawgens ailesine gidecektik fakat sonra Hawgens ailesinden birisi rahatsızlanmış annem de Mitchell ailesini çağırmış. Ben asla yalan söylemem, bunu bilmiş ol." Aslında bunu yazarken bile yalan söylemiş oldum. Affet beni Ross sana karşı dürüst olamıyorum. :( Göndere tıkladıktan sonra yorganımın altına girip cevap gelmesini bekledim. Tamı tamına 1 dakika 38 saniye sonra cevap yazdı. "Afedersin, neyse çok uykum geldi. İyi geceler fıstık." Bu çocuk hâlâ mı bana gıcık oluyor ki? Bende ona yanıt olarak "İyi geceler demeden önce bir şey soracağım. Sen bana okulun ilk günü sadece gıcık olduklarıma fıstık, prenses, tatlılık derim demiştin. Bana hâlâ gıcık oluyor musun?" yazdım. Gönderdikten 53 saniye sonra "Hayır, bu sefer seni gerçekten tatlı bulduğum için fıstık yazdım." dedi. A-aman Tanrım ha-ha-havalarda uçacak gibiydim. Hemen yorganı yere attım ve çılgınlar gibi zıpladım. Sonra da cevap olarak "Teşekkürler ve madem öyle bende seni gerçekten yakışıklı buluyorum. İyi geceler." yazdım. Çılgınca zıplamam bittikten sonra yattım ve Ross ile sevgili olduğumuzu hayal ederek uyudum.

RAURAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin