"Abla 1 saattir tek başına sallanıyosun kalkar mısın biraz da ben sallanmak istiyorum" bakışlarımı gökyüzünden indirip önümde ki velete çevirdim. "Çek git şurdan velet " önümde ki 9-10 yaşlarında erkek çocuk bana kaşlarını çatarak baktı. "Abimi çağırırım bak" ben alayla güldüm "Çağır. Bende arkadaşlarımı çağırırım." Çocuk derin bi nefesi aldıktan sonra parkın köşesinde ki banklarda oturan 3 erkek 3 kızlı gruba doğru gitmeye başladı. Hemen telefonu çıkarıp Cenk'i aradım "Knk ben bi bok yedim çabuk çocuklarıda alıp parka gel yoksa fena dayak yiyicem." Telefonun ardından gelen bi kaç hışırtıdan sonra cenk'in endişeli sesi duyuldu "Noldu iyi misin sen dayan biraz hemen geliyoruz." Telefonun kapanma sesi gelince karşıdan bana gelen 6 kişiye baktım.
Ece Bertina Sevinç: Zengin bir ailesi var ama şaşalı bir hayat yaşamıyorlar. 1 ikizi var. Almanya doğdu ve 13 yaşında türkiyeye geldiler. Babası özel bir Alman hastanesinin Türkiye şubesinde başhekim aynı zaman da beyin cerrahı. Annesi ise avukat. 2 erkek 2 kızdan oluşan bir arkadaş grubu var. Bu sene 11. Sınıfa başliyicak. Özel bir liseden tam burs kazanması sonucu özel liseye nakil olucak. Arkadaşlarıda onunla beraber okiyicak tabi burslu değil paralı. Dövüş konusun da aman aman iyi değil ama kendini savunucak kadar biliyor. Onun dışında uykusuna çok düşkün,pis boğaz biri. Uykusuz ve açken çok sinirli oluyor. Asansör ve kedi fobisi var. Ve karnında tiki vardır. Favorisi beyaz çikolata.
"Çocuk bir saattir bekliyormuş kalksana kızım." Ben nerden geldiğini bilmediğim bir cesaretle başımı onlara doğru çevirdim "Kalkmıyorum lan gel kaldır yiyorsa" büyük ihtimalle veletin abisi olan kişinin yanındaki çocuk yakamdan tutup beni yukarı çekti. Al işte kesin sıçtım belliydi böyle olucağı kendim kaşındım. Ben tam ne yapıcağımı düşünürken bir anda çocuğun koluna uçan tekme geldi. "O eline dikkat ediceksin yoksa dikkat edicek bir elin kalmaz"
Kıvanç Amott Sevinç: Ecenin ikizi. Zengin bir ailesi var ama hiç bir zaman züppe biri olmamıştır tam tersi insanlara zengin olduğunu söylemeyi sevmez Basketbolda çok iyi. Eceyi gruptakiler dışındaki kişilerle paylaşmayı sevmez.
Çocuk acı ile yerde kıvranırken diğerleride gelmişdi. Karşı gruptaki bir kız bir anda cırlayıp yerdr acıyla kıvranan çocuğun yanına gitti. "NAPIYOSUN BE GERIZEKALI. AŞKIĞĞIM IYI MISIN" çocuk kızı hızla itip yerden kalkdı. Tam kıvanç'a doğru yürürken gruplarından biri eliyle durdurdu onu. "Bir salıncak yüzünden kavga edicek kadar boş değiliz biz. Medenice söylüyoken kalkın gidin. Gece gece başımıza iş açmayın." Ben tam kaşlarımı çatmış çocuğa cevap vericekken başka bir ses duyuldu "Siz dağdan gelip bağdakini kavun bizde buna sesimizi çıkarmayıp gidelim. Kusura bakın ama biz salak değiliz. Şimdi gidin kendinize başka bir park bulun."
Akın Ak: Gruptan Kübranın sevgilisi. Zengin bir ailesi var. Basketbol oynuyor. Dövüşte çok iyi ama sinirlenmedikçe kavga edicek bir tip değil.
Kıvanç önde ben ve Akın yanında kübra şeklinde dizilmiştik.
Kübra Kıraç: Gruptan Akının 3 yıldır sevgilisidir. İlk başta grupta olmasada Akın ile sevgili olduğu için gruba katılmıştır ama herkes onu diğerleri ile aynı seviyede sever. Zengin bir ailesi var. Kendin savunucak kadar dövüş biliyor.
Aynı şekilde onlarda karşımızda sıralandılar.
Barış Akarsu: Annesi tasarımcı babası ise mimardır. Babasının kendi şirketi var. Zengin bir ailenin tek çocuğu. 3 erkekten oluşan bir arkadaş grubu var. Her ne kadar kızlarla çok takılan bir tip gjbi gözüksede şimdiye kadar hiç sevgilisi olmamıştır. Zoru sever. Okulun gözde bekarıdır. 6 yıl kickbox yapmıştır bu yüzden dövüşte oldukça iyidir. Profösyönel yüzücüdür. Okulun yüzme takımımdadır ama hobi olarak basketbol oynar. Basketbolda da yüzme kadar iyidir.
Demir Kılıç: Barışın arkadaş grubundadır. Kızlar ile flört konusunda kimse eline su dökemez. Daha önce sayamadıği kadar sevgilisi olmuştur. Dövüş de Barış kasar olmasada iyidir. Okulun yüzme takımındadır.
Cenk Parlak: Barîşın arkadaş grubunda. Grubun en eğelencelisidir. Her kızı arkadaşı gibi görür bu yüzden sevgilisi olmaz. Dövüşde kötüdür. Basketbolda çok iyidir. Okulun basketbol takımındadır.
"Biz sizi anladık. Gece gece kavga istiyorsunuz siz." Karşıda en önde duran çocuğun konuşmasıyla hepimiz ona döndük. Ben tam ağzımı açıp bir şey diyicekken Kübranın telefonun çalmasıyla herkes susup kübraya bakmaya başladı. Tam sırasıydı zaten çalmanın. Kübra hiç bir şey yokmuş gibi telefonu açıp konuşunca. Konuşmasını dinlemeye başladık.
"Efendim anne"
...
"Parkta çocuklarla takılıyoruz."
...
"Evet. Neden?"
...
"Ne!! sarmamı yaptın" Kübranın son lafı ile hepimizin gözleri yerin çıkarcasına açıldı. Sarmamı dedi lan o. Bizim taraftaki herkes birbiri ile bakıştıktan sonra hemen karşımızdaki çocuklara döndüm. "Salıncak sizin olsun. Bizim daha önemli işlerimiz var." dedikten sonra önümdeki Kıvançın sırtına atladım. Karşı taraf bize şaşkın şaşkın bakarken biz arkamızı dönmüş gidiyorduk ta ki arkadaki çocuğun dediği şeye kadar. "Abi bende sarma istiyorum." Çocuk kendi toparlamış olucak ki velete cevap verdi. "Abicim nerden bulalım biz bu saate sarmayı. Yarın olsun alırız bir yerden." Veledin ağlamaklı sesiyle yerimizde kalmak zorunda kaldık. "Abi ne oluuur. Canım çok çekiyor."
Bıkkınca bir nefes verip Kıvançın sırtından indim ve huysuzca çocuğa döndüm. "Siz burda bekleyin sarma alıp dönücez." Cevap vermelerini beklemeden arkamı dönüp yürümeye başladım. Parkatan biraz uzaklaşınca herkesin homurdandığını duydum. "Allahın veledi. Onun yüzünden gece gece yaşadıklarımıza bak."
Elimizde koca bir saklama kabında ki sarmayla geri döndük. Yanlarındaki 3 kız gitmiş parkta oturuyorlardı. Kıvanç huysuz bir şekilde kabı çardağa kgötürüp çocuğun önüne bıraktı. Diğer gruptakiler bize şaşkın bir şekilde bakarken çocuk sevinçle bana döndü. "Teşekkür ederim abla. Salıncak senin olabilir." Yüzümdeki hafif tebessümle çocuğa baktım "O salıncak zaten benimdi." Biz de çardağa diğerlerinin yanına yerleşınce Işıl kaşlarını çatarak karşı gruba baktı."O yanınızdaki 3 süs köpeği nerde."
Kumral olan çocuk ağzı sarmayla doluyken cevap vermeye çalıştı "Heee onlar mı? Onlar gitti zaten onlar bizden değil peşimize takılmışlardı" biz anlamışcasına başımızı sallayıp aynı anda sarma yerken akın sinirle konuşmaya başladı. "Oğlum ağzında yemek varken ne konuşuyorsun midem bulandı ya"
Kumral tam cevap verecekken çocuklardan biri onun ağzını kapatıp özür diledi onun adına. Biz bu şekilde sarma yiyip sohbet ederken karşı tarafın adını ve burda ne işleri olduğunu da öğrendik tabi.
Cenkin babannesi bizim siteye taşınmış diğerleri de cenki görmek için buraya gelmişler barışın kardeşide sıkılıp parka inmek isteyince onu parka indirmişler. Aynı zamanda taşındıkları için cenk okul değiştirmiş o değiştirince ayrılmamak için diğerleri de değiştirmiş. Bilin bakalım hangi okula kayıt aldırmışlar. Evet bizimkine. Öyle işte neyse çok konuştum yeter bu kadar.
