‘’Aslı!’’
Bana seslenildiğini duyduğumda hızla arkamı döndüm. Evet, tahmin ettiğim gibi Melis koşarak bana doğru geliyordu. Zaten bu okulda Melis dışında birinin beni tanıdığını bile düşünmüyordum. Ama her neyse ben halimden gayet memnunum. Melis nefes nefese yanıma ulaştığında düşüncelerimden sıyrıldım. ‘’Aslı sana çok önemli bir şey söylemem lazım!’’
‘’Efendim Melis?’’ dedim sıkılmış bir ifadeyle. Az çok tahmin edebiliyordum o önemli haberin ne olduğunu. Şu okula geldiğimizden beri bir kere bile dersle ilgili bir haberle bana geldiğini hatırlamıyordum. Varsa yoksa erkeklerdi onun için. Hatta bu liseye girebildiğimizi bile ben ona söylemiştim.Tabi heyecanlanmıştı ama heyecanlanmasının nedeni İstanbul’daki en iyi liselerden birinde yakışıklı erkeklerin olacağıydı. En yakın arkadaşım olmasına rağmen birbirimize çok zıt kişiliklerdik. Ben sadece derslerimi düşünürdüm yani geleceğimi. O ise erkekleri.
Beni dürttüğünde şaşkınlıkla ona baktım. ‘’Ya kızım biraz heyecanlansana.’’ Acaba bir işim var desem hemen ondan kurtulabilir miyim? Ah, tabi ki de hayır.
‘’Daha önemli olan şeyi söylemedin ki.’’ dedim gülerek. Bu kadar heyecanlıysa eminim ki önemli bir haberdir ama kesinlikle benim ligimin dışında bir şey olacağı için fazla heyecanlanmaya gerek yok.
‘’Ayaz Çelik bu üniversiteye gelmiş! İnanabiliyor musun?! Ayaz Çelik!’’
‘’Ayaz Çelik?’’ dedim tek kaşımı kaldırarak. Öyle bir ismi daha önce duyduğumu hatırlamıyordum.
‘’Aslı sana gerçekten inanamıyorum. Ayaz Çelik diyoruz. Ünlü iş adamı Faruk Çelik’in oğlu.’’
‘’Ha evet. Ayaz Çelik. Senin şu övüp övüp bitiremedin ve takıntılı olduğun,magazin sayfalarında çapkınlıklarıyla ünlü olan çocuk.’’
‘’Çapkın mı? O tam bir kadın avcısı!’’ Benim canım arkadaşım da anca zaten böyle kişilere hayran olabilirdi. ‘’Ve o şu an bizim okulda. Kesinlikle hemen onun yanına gitmeliyiz.
‘’Sen istersen gidebilirsin benim Merve’den notları almam lazım.’’
Kolumu sıkıca tuttu ve beni kendine doğru çekti.‘’Kızım saçmalama! Ne ders notu! Ayaz Çelik diyorum. Hemen benimle geliyorsun.’’
‘’Ya normal bir insan işte nesine bakacağız?’’
‘’Sen gel ne kadar yakışıklı olduğunu görürsün.’’
Dudaklarımı büzerek beni çekiştirmesine izin verdim.
Okulu bahçesine indiğimizde büyük bir kalabalık oluştuğunu gördüm. Muhtemelen bu kalabalığın sebebi o Ayaz denen çocuktu. Ne buluyorlardı bu zengin züppede anlamıyorum! Melis beni kalabalığa doğru sürüklerken bir anda durdu.
‘’Aslı bu çocuk İstanbul’un en ünlü playboyu. Yani her gün yanında başka bir kız var. Belki bende o kızlardan biri olurum. Ne dersin?’’
Gözlerimi devirdim. ‘’Eğer biriyle takılacaksan önce onu kendine aşık etmelisin. Ki zaten o takılmak olmuyor. Yoksa bir günlük hevesle olacak iş değil bunlar.’’
‘’Ayaz’ın asla ciddi bir ilişkisi olmaz canım. Pek prensibi değil.’’ Prensibi değilmiş-miş.
‘’Ah ben bunun nedenini buldum.’’ dedim gülerek. Melis heyecanla bana baktı. ‘’Neymiş nedeni?’’
‘’Bence birini sevecek bir kalbi olmadığından olabilir.’’ Melis bütün heyecanı sönmüş bir bakışla bana bakarken kıkırdadım.
‘’Onun bir kalbi var.’’ dedi kaşlarını çatarak.
‘’Kesinlikle öyledir.’’
‘’Bak sırf senin inadına onu kendime âşık etmenin bir yolunu bulacağım.’’
Lütfen beğendiyseniz yorum yapın ve ya votelayın. Yorumlarınız ve votelarınız benim için gerçekten çok önemli. :)
YOU ARE READING
Sen Bana Zorunlusun
Novela Juvenil''Bu sene üniversiteye hazırlanman gerekiyor biliyorsun değil mi? Bunun yerine uğraştığın şeylere bak Aslı. Gerçekten kafayı yemiş olmalısın.'' Kaşlarımı çatarak Mert'e baktım. ''Hepsi senin o Ayaz denen arkadaşın yüzünden oldu biliyorsun değil mi...