ŞİMDİ BURADAYIM !Duygularımız düşüncelerimizin büyütülmüş ve güçlendirilmiş şeklidir. Aralarında bir bağ vardır. Düşünceler her zaman insanı etki altına almak ister.DÜŞÜNCEDE MEVCUT OLMAK
Düşünce içerisinde var olmak o düşünceyi eyleme gerçekleştirebilecek bir enerji sağlar. Duygu ile bilinçsizce özdeşlemek onu biz haline getirir. Ve bu durumda düşüncemiz ve duygularımız arasında bir döngü oluşur. Ve aslında bunun sonucunda birbirlerini bu şekilde beslemiş olurlar.
İsmin ve formun ötesinde olmak.
Zihnimiz bilincimizde veya bilinçaltımızda yaşadığımız acıları yok etmeye onlarla savaşmaya çalışır. Zihnin acının üzerini bir şekilde örter. Ancak bu geçici bir durumdur. Daha sonra ortaya çıkacaktır.
Yani önemsememek aslında buradaki kilit noktadır. Ve önemsememek eylemsizliği acıyı küçültür. Ve siz ne kadar kurtulmak için uğraşırsanız. O bağlamda acı da o kadar büyür. Çünkü zihin bunun çözümünü asla bulamaz. Çünkü zihin bu sorunun içerisinde sorumlu olan en önemli parçalardandır.
Bir güvenlik görevlisinin aynı anda hırsız olmasını düşünün. Ve amaçta bir hırsızı yakalamak olsun. Bu durumda bu kişi iki bağlamda özdeşleştiği için hiçbir sonuca ulaşamaz. Çünkü aradığı kişi ve kaçtığı kişi kendisidir.
Varlığın açıkça ortaya çıkması bizi rahatlatır. Bunu ortaya çıkarmak için duygularınızla zihninizi özdeşleştirmelisiniz.
Olumlu duygular varlığa içsel olarak bağlıdırlar.
Düşünme çok sesli ve gürültülü bir faaliyettir. Zihnimizde sürekli farklı şekilde düşünceler oluşabilir. Eğer biz bu zihnimizdeki gürültüyü yok edemezsek; sevgi ve sevinç gibi içsel olumlu duygular gelişemez ve sonucunda mutsuz oluruz. Öncelikle duygularımızı tam olarak anlamalıyız. Bir şeyin farkına varabilmek için belki de duyguların tam anlamıyla bilincinde olma hali gerekir. Ve onu tam anlamıyla yaşamamamız gerekir. Sevgi sevinç ve huzur içten gelir. Yüzeysel değildir. Zihnin ötesindedir. Huzur, sevgi ve sevinç ancak varlığın derin halleridir.
Kötü olmadan iyiye sahip olamayacağınız anlamındadır. Varlıkta her zaman iyi duygular vardır.
Haz duygusu içten gelmez, dışarıdan bir uyarıcı ile alınır. Ancak sevinç, sevgi gibi duygular zihin ötesinde ve içten gelen bir devinimle ortaya çıkar. Şuan bize haz veren bir şey yarın bize acı verebilir.
Bu durumda haz eğer bağımlılığa dönüşürse bir aciziyet, aşırı muhtaçlık gelişir. Bu durumda birbirinin zıddı bir duygu durumu ortaya çıkar. Yani aslında çekim ile saldırı aslında gelip giden bir düşünce yapısı oluşur.
Gerçek olmayan her şey zıddına dönüşebilir. Yani bir duyguyu tam anlamıyla gerçekten keşfetmek hem kendimizi hem de bulunduğumuz durumu iyi analiz etmek sonucunda gerçek iç huzura kavuşabiliriz.
Arzu bağları acı ve ızdırabı ortaya çıkarır. Yani Buda'nında dediği gibi arzularımızı yok etmezsek acı ve ızdırap asla tükenmez. Yani bir şeyi çok sevmek, ona bağımlılık olma hali arzuyu ifade eder. Bu durumda bunun sonucunda acı ve ızdırap ortaya çıkabilir. Belki bu çok sevdiğiniz şey size zararlı olabilir. Veya o çok sevdiğiniz kişi bir gün sizi terk edebilir. Bunun sonucunda da acı ve ızdırap kendini gösterecektir.
Varlığın iç huzuru asla dışarıdan gelen bir haz duygusuyla yada gelecekteki bir haz arzusuyla karşılaştırılamaz. Yani aslında en büyük mutluluk içsel huzurdur.
Anda mevcut olun !Aydınlanmış olmak size içsel huzuru tattırır. Anı yaşayın CARPE DIEM....
Örneğin bulunduğum ortamda kendimi mutlu ve huzurlu hissediyorsam aynı zamanda DA AYDINLANMIŞSAM o anı yaşamalıyım. Beni öyle hissettiren o ana odaklanmalıyım. İleride gerçekleşecek huzur ve mutluluğuma değil. Çünkü bu da başka bir arzuyu ifade eder. Artık gelecek değil anı yaşamalıyız. Orada, anda mevcut olmalıyız. İşte o zaman ruhumuz özgür ve aydınlanmış olur.Varlıktan uzaklaştıkça acının içerisine çekildiğimizin farkında bile değiliz. Binlerce yıllardır insanoğlu varlıktan öyle uzaklaşmıştır ki acının içerisinde adeta dans eden bir figür olmuştur. Yani bu durumda zihinle özdeşleşmek, varlıktan uzaklaşmak acıyı kaçınılmaz kılacaktır.
Artık Acı Çekme !
Daha öncede belirttiğim gibi şimdiyi yaşamak kendiniz için yapabileceğiniz en iyi şey. Çünkü kimsenin yaşamı dört dörtlük değil. Herkesin yaşamında bir tutam bir tutam da üzüntü vardır. Bizde onlarla birlikte yaşamayı öğrenmezsek, şimdinin tadını çıkaramayız.
Gereksiz acılar insanoğlunun süregelen varlığı boyunca yaşadığı bir paradokstur. Bu zihnin yarattığı ve yönettiği bir şeydir. Yani bizim varlık dediğimiz iç benliğimiz, özümüz değil.
Olana direnmek, acıya direnmek onu kuvvetlendirir !
Şimdiyi yaşamayıp acıya yoğunlaşırsak acıyı, kuvvetlendirmiş oluruz. Ve o kadar çok acı çekeriz ki şimdiyi asla yaşayamayız. Ama şimdiyi o kadar önemser ve onu o kadar çok onure edersek, acıdan ve ızdıraptan o kadar çabuk kurtuluruz.
Zihin geçmiş ve gelecek olmadan görevini yapamaz ! Kontrolü elinde tutamaz. Bu durumda şimdi onun için bir tehdittir. Zihin geçmiş ve gelecek zamandan beslenir.
Hayvanlar için sadece şimdi vardır. Geçmiş ve gelecek yargılarından bağımsız bir şekilde sadece ana odaklanırlar. Biz insanların olmadığı bir dünya düşünün. Bitkiler ve hayvanlar bu evrende biz olmadan yaşayacaklardı. Peki zaman onlar için akmayacak mıydı ? Yada gelecek ve geçmiş zaman olmayacak mıydı ? Onlar için sadece yaşadıkları an olacaktı. Bu durumda birardıç ağacının "Bugün saat kaç ?, Günlerden hangisindeyiz ?" diye sorması saçma olabilirdi.
Şimdiki bu güzel anımızı geçmiş ve gelecekle örtmemeliyiz. Böylece işte o gerçek doğamızı bulacağız.
Eğer şimdiyi yaşarsak yaşam için ben değil, benim için yaşam çalışır !
Şimdiki an her zaman kesin iyi olacak diye bir durum söz konusu değildir. Hayatta bazen iyi bazen de kötü anlar vardır. Ama o olduğu gibi bırakılmalıdır. Onu bir etiket veya gelecekte onu tekrar hatırlatacak, yargılayacak ve hatta tekrar yaşamın içine sokacak direnç kalıplarından dışarı çıkarmalıyız. O anda yaşayıp geçmişe gizlememeliyiz.
Şimdiki an iyi veya kötü her ne içeriyorsa içersin onu kendiniz belirlemişsiniz gibi kabullenin. Onunla birlikte çalışın ve ona karşı gelmeyin. Onu düşman bellemeyin. Ve yaşamınızın nasıl dönüşeceğini gözlemleyin.
![](https://img.wattpad.com/cover/164478182-288-k485348.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şimdi Buradayım
SpiritualDÜŞÜNCEDE MEVCUT OLMAK Düşünce içerisinde var olmak o düşünceyi eyleme gerçekleştirebilecek bir enerji sağlar. Duygu ile bilinçsizce özdeşlemek onu biz haline getirir. Ve bu durumda düşüncemiz ve duygularımız arasında bir döngü oluşur. Ve aslında bu...