👁1.𝔅ö𝔩ü𝔪- Üş𝔢𝔫𝔤𝔢ç 𝔟i𝔯 𝔞y 𝔡𝔬ğ𝔲𝔪𝔲👁

30 2 0
                                    

                  Hayatta daima gerçekleri savun. Takdir eden olmasa bile, vicdanına hesap vermekten kurtulursun ..

             -Ernesto Che Guevara-


   ...

       O sabah işe  geç geleceğim ile ilgili patronumdan izin istemiştim. Çünkü kendimi tam anlamı ile bir çukurda gibi hissediyor idim. Şu an itibari ile bir saatim vardı. Anca hazırlanırdım sanırım. Ama ilk başta günlüğüme kim olduğum ile ilgili bazı notlar almalıyım. Çünkü hep gereksiz hafızamı kaybedersem diye gereksiz paranoyam vardır. 

''Victoria Weller...yaş 24 , saç rengi siyah ve kahvaltı yapmaktan nefret eder. FBI da araştırma ekibinde çalışıyor. Kimliğin odandaki çekmecenin içerisindeki cüzdanında. Siyah renk senin her şeyin. Mavi renkten nefret edersin...''

Şimdi olmayan saçlarıma şekil vermem gerek , saçlarımı sola doğru dağılmış yönden toparladım ve hafif bir köpük ile şekillendirdikten sonra üzerime. Siyah Lagos , altına ise siyah pantolonumu giyindim. Bu pantolon üzerime çok yakışıyordu. Arkamı döndüğümde evin haline baktım ve kendime acıdım. Gerçekten çok ama çok dağınıktı. Evin içerisinde bir canavar besliyormuş gibi bir izlenim vardı. Mutfak tezgahında bir kaç tabak , ondan yaklaşık 3 santim uzaklıkta bardaklar. 

Yerde bir kaç çikolata lekesi ve patlamış mısır. Koltuklarımın üzerinde ceket , eşofman , atlet ve bir adet yarım atlet. Televizyonun önündeki kağıdın önünde bir ısırık alınmış donut ve onun karşısındaki masada bir erkek saati.. Ne!??. Erkek saati mi? Vay canına dün gece baya içmiş olmalıyım. Eve hangi erkek ile gelmiştim ki? Ve diyelim ki bir şeyler yaşadık.. neden saatini çıkarmıştı ki? Çok ama çok garipti. Her ne ise şimdi işe gitmeliyim bu durumu sonra değerlendireceğim.

Bir kaç dakika daha aynada kendime baktıktan sonra , ayağıma siyah botlarımı giydikten sonra siyah ceketimi de aldım ve evden anahtarları paspasın altına bıraktım. Yolda yürürken insanlar yanımdan beni yok sayarak geçiyorlardı. Bu kel adam omuz omuza çarpıştığım sekizinci kişi ve geriye dönüp bir özür bile dilemiyor. 

   Her neyse dikkatimin dağılmaması lazım. Devam ettim. Benim işim dikkat etmek ve anlamak ile ilgili. Bir insanın gördüğü rüyayı , hissettiği acıyı, yalanı ve doğruyu anlayabilmek benim tüm işim. Bu sayede FBI da çalışıyorum. Bir insanın kullandığı parfüm tercihinden bile kişilik analizi yapabilmek benim yeteneğim ya da bir lanet. Ortaokul, lise ve üniversite .. hepsi tam bir kabus idi.. arkadaşlarım tarafından sırtımdan defalarca bıçaklandım. 

     Bunları yaşadığım için belkide bu kadar soğukkanlı kalabiliyorum. Hoşlandığım çocuğun okulun web sayfasında benim ilk defa sarhoş olmamdan faydalanıp çıplak fotoğraflarımı paylaşması.. işte bak ne kadar güzel. İçim dışım bir. O an gökyüzü düşüncelerimi anlamış olmalı ki yağmur başladı.. ilk başta tatlı tatlı atıştırırken hızlanmaya başladı ve gözlüklerimin camlarını ıslattı. İşte bu bir dezavantaj. 

  Hemen ilk taksiye bindim ve taksi şoförü olan siyahi adama selam verdim.

''Connor , güne çok güzel bir başlangıç değilmi..''

      Arkasından dönüp on rengi ile parıldayan dişlerini ve karizmatik bakışı ile selamıma modeli verdi. Siyah bir hırka vardı. Hırkanın arkasında dev bir boğa işareti vardı. 

''Her zamanki yere mi?'' 

Başımı salladım ve gözlüğümü silmek için çantamdan bir kumaş çıkardım.  Gözlüğümü temizledikten sonra sonra onu gözüme nazikçe yerleştirdim.

KADER ÇIKMAZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin