Öznesiz Cümle

4.8K 69 0
                                    

  ''Beni deli ediyorsun Zeynep, deli..'' dedi...

   Bu sözünden sonra ağırlığını üstümden alıp, biraz daha yana kaydı. Gözleri hissettiği açlıkla kocaman olurken, yüzü alev almış sıcacıktı. Zaten çıplak olan bedenlerimiz, örtüye ihtiyaç duymadan birbirini ısıtmıştı gece boyunca.

   Kerem'in o çok bilmiş eli göğüsümün bir tanesini kavradı, ve ağzına yaklaştırırken sıktı. Dudaklarınla göğüs ucum buluşunca, içime ilginç bir arzu geldi. Kendini hemen içimde hissettirmeliydi ve anlaşılan o bu işi uzatmakta kararlıydı. 

   Islak dudaklarıyla göğüsümü öptü. Diliyle sanki spagetti makarna yermiş gibi içine çekiyordu, her içine çektiğinde dilinin yapısını hissediyordum sanki. Dudaklarını büzüşüp, göğüs ucumu sıkıştırdı. Diliyle orada daireler çiziyor, ve resmen keyifleniyordu. Sonra eli aşağılara kaydı. Kadınlığın başlangıcındaki, o özel noktaya işaret parmağınla masaj yapıyor. Aynı anda, boşta kalan eliyle saçlarımı çekiştirerek beni öpüyordu. Masaj biraz daha yoğunlaşmaya başladı, belki iki parmak, belki üç.. 

   Parmaklar beni hazırlarken, onlar oynadıkça bende onun altında daha sert yapması için bastırıyor, daireler çizerek hareket ediyordum. Sonra birden bir parmağı içime kaydı. Kerem'in bakışları sabitlendi gözlerime, izin istiyordu. 

   ''Kerem durmasana, ah hadii.'' diyebildim, üzerime eğilip beni öperken. Öpüşünü tamamlayıp, yüzümü seyretmek için geri çekilirken, içimdeki parmak sayısı iki olmuştu. Güçlü parmakları beni kıvrandırıyordu, bu net bir şeydi. Ağzımdan çıkan inlemeler, onunda hoşuna gidiyor hızlanıp yavaşlıyordu. İşaret ve orta parmağı içimdeyken, işaret parmağının üstü yine  özel noktayla buluştu. Artık dayanamaz halde, bacaklarımı kapattım ve elini oraya hapsettim. Kerem güldü.

   ''Yapma öyle gülme Kerem, gülme.'' dedim koluna tutunurken. Parmak sayısı üç olmuş, sonra dört olmuş, ve kıvrandırır konuma gelmişti. Yüzüm şekilden şekile giriyor, Kerem arada sırada ıslak dudaklarıyla benimkini buluşturuyordu. Kabaran erkekliği, kendini hissettiriyordu. Elleriyle hala içimde, beni mest ediyordu. Birden eli içimde durdu, ''Sıkma kendini Zeynep.'' dedi. Bacaklarım hafifçe aralanırken, özel noktaya masaj başlamış, parmaklar ileri geri gidiyordu. Birden hızlandı ve o hızlılık beni salladı. 

   Bunu Kerem'de hissetmişti. Elini yavaşça içimden çıkardı, zevkin doruğunda yarım kalmak buydu heralde? 

  ''Herşey yavaş yavaş sevgilim.'' dedi ve kocaman öpücük kondurdu boynuma. Oradan üstüme ata biner gibi oturdu. Ağırlığı hissetmekle hissetmemek arasında gidip geliyordum. Erkekliği karnımın üstünde duruyordu, o ise yavaş yavaş öpücükler bırakarak göbek deliğinin oralara gelmişti. Biraz daha aşağıya inerek, kalçama, oradan özel noktaya, oradan sağ bacağımıa yöneldi ve öpücükler bıraktı. Sağ bacağımı omzuna doğru götürdü ve yüzünü kadınlığıma yaklaştırdı. Dilini biraz üzerinde gezdirdi, ıslanması için. Sonra sağ eliyle yaklaştı ve bir parmağını içime yönlendirdi. ''Ooooğğğffff:'' dedim vücudum gerilirken. Gözlerimiz buluştu ve o sinsi gülüşü gördüm. Ağzı bacak arama yaklaştı ve ikisi buluştu. Diliyle yalayıp duruyordu, ilginç ama çok özel bir histi. İçime girmeye çalışıyor, yapabildiğince dilini bana hisettiriyordu. Zevkten dört köşe değil, bin köşe olmuş hatta artık köşelerim sayılmayacak hale gelmiş, daire bile olmuş olabilirdim. 

   Sol kolu, sağ bacağıma gitti ve onuda omzuna attı. Bana biraz daha yaklaşıp, hem ona ulaşmamı kolaylaştırdı hemde kendini hissetirme seviyesini arttırdı. Diliyle her türlü şeyi yapıyor, beni çıldırtıyordu. Yine onu daha çok isteme hazzımdan dolayı ellerim onun başına gitti, turuncumsu saçları üstüne düşen ışıkla birlikte yanıyordu. Onları tutup biraz çektim. Ağzından ''Iıığğmmhh'' gibi bir inleme çıktı. Bana daha çok yaklaştı ve diliyle yaptığı işlemi hızlandırdı. Bacaklarımı sırtında kenetledim. Ellerimle kafasını biraz kaldırıp, tekrar indirdim. Çıkmaya başlayan sakalları, her şeyden çok deli ediyordu beni. Ne yapmaya çalıştığımı anlayıp, aynısını oda yaptı. Ellerim kulaklarına ulaştığında, alev aldıklarını hissettim. Gerçek bir alev, yanıyordu. Ama şuan bende yanıyordum, yine o şeyden geliyordu ve tüm vücudum kasılıyor sırtımı yay gibi geriyordu. Sırtındaki ayaklarım açıldı ve normal pozisyonda sırtına yerleşti. Bacaklarımla suratını oraya sıkıştırdım. Gelen hazla ağzımdan sadece ''Kereem'' çıkabiliyordu. Yangın gelmişti, ucundaydı ve o yangının ucunda da Kerem vardı. Dili içimde kasılmış, beni çıldırtıyordu. Sonra vücudum, hiç rahatlamadığı kadar rahatladı. Beyaz ve altın renkli yıldızlar kafamın üstüne uçuşmaya, şimdi kıyamet kopsa umrumda değil modundaydım. Yıldızlarla birlikte bende uçuyor, ve boğazımdaki hırıltılarla savaşıyordum. 

Ölümüm Sensin ZeynepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin