Gecenin Güneşi

Ellerimi uzattım,gözlerimin içine bakıyordu.

Gitmemesini söyleyince duymamazlıktan gelip el salladı,gidişini izleye kalmıştım. Kaldırımın çamuru paçalarını kirletiyor,rüzgar saçlarını dağıtıyordu.

Ciğerlerimin göğüs kafesinin içine sığmaz oluşu,içime çektiğim derin nefeslerden ibaretti. İhanete uğramış bir genç kız ne yapardı?

Uzaklaştıkça küçülen bedeni kaybolmuştu,bunu anlayınca marketin yolunu tuttum. Bir alışveriş arabası alıp sinirli bir tepkiyle ne kadar çikolata,kola,meyvesuyu,kek,cips,dondurma varsa aldım. Kasaya 140 lira ödeyerek ayrıldım. Kapının önünde karşılaştığım taksiye bindim ve eve gittim. Saat 18:30 civarı odama çıktım,kendimi yatağıma fırlatıp hıçkıra hıçkıra ağladım.

''Onunla yada onsuz bir hayat istemiyorum,Şans! Hayatıda istemiyorum. Geri dönse,beraber terk etsek beni...''

Ah şu acılar,ne anlatılmaya ne de çekilmeye değmez! Lakin ihanete uğrayınca ağlayası geliyor insanın. Bu nasıl bi insanlık olabilir? Kendimden değerli gördüğüm şu çocuk nasıl da rahatça ihanet ettiğini söyler? Ama bin şükür,sonunda vicdanımı rahatça bana bırakıp gitti. Ödeteceğim,ona gözlerinin önünde ihanete uğramak nedir öğreteceğim. Acıların prensesi olacağım,onun da canını yakacağım. Ama önce şu poşettekileri yiyeyim.

Koca bir yemek kaşığı ile dondurmaları yiyip film izliyordum,hangi akla hizmet ki ayrıldıktan sonra romantik komedi izliyordum? Romantik sahneler gelince ağlayıp ağzıma bir şeyler tıkıştırmam hiç normal sayılmazdı,neler oluyor? 

''Sakin ol Angel,sakin kızım''

Acı sadece hikayenin bir parçası,içimde ki kıyamet koptu gidiyor.