7. BÖLÜM

41 1 0
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR...

Gözlerimi açtığımda güneş çoktan doğmuş, odamı aydınlatmıştı. Komidinin üzerindeki alarm çalmaya başladığında hiç istemeyerek de olsa başımı yastıktan kaldırıp yatakta oturdum. Kaşlarımı çatıp alarm sesinin geldiği cep telefonuma baktım ve telefonu elime alıp alarmı kapattım.

"Her sabah erken kalkmak zorunda mıyım?" Odada kendi kendime konuşurken kapının tıklanma sesi geldi. Bakışlarımı kapıya çevirdiğimde babam kapıyı açıp bana baktı.

"Kiminle konuşuyorsun kızım?" dedi babam yüzünde kocaman gülümsemesiyle. Kendi kendime konuştuğumu bildiği halde sorması sinirlerimi bozuyordu. Zaten erken kalktığım için sinirlerim bozuktu.

Babam gülmeye devam ederken oturduğum yerden kalktım. "Duvarla babacığım, masayla, yatakla filan."

Babamın gülümsemesi kahkahaya dönüşürken kapıya doğru dönüp odadan çıktı. Kapıyı kapatırken bir an durdu ve bana baktı. "Selam söyle." deyip kapıyı kapattı.

Kapanan kapının ardından birkaç saniye sinirli bir şekilde baktım. Aile bireyleri bu sabah ne kadar da mutluydu. Şahane!

Ayakta dikildiğimi fark ettiğimde ağır adımlarla banyoya yönelip soğuk suyla elimi yüzümü yıkadım. Yemek yemeyeceğimi bildiğim için dişlerimi de fırçalayıp banyodan çıktım. Okul kıyafetlerimi dolabımdan alıp üstüme geçirdikten sonra dün çalışma masamın üzerine bıraktığım çantamı ve komidinin üzerindeki telefonumu alarak odadan çıktım.

Yavaş yavaş merdivenlerden indiğimde annemin ve babamın kahvaltı ettiklerini gördüm. Benim sesimi duyduklarında ikisi de bana baktı. Babamın yüzünde hala aynı gülümsemesi vardı.

"Herkese günaydın." dedim kahvaltı masasının yanına gittiğimde. İkisi de aynı anda günaydın dedi kısa bir süre bana bakarak. Sonra tekrar yemeklerine döndüler. Ben zaten yemek yemeyeceğim için zaman kaybetmeden evin çıkışına yöneldim.

"Nereye kızım?" diye sordu annem arkamdan.

Anneme dönüp sıkıntı dolu bir bakış attım. "Okula."

"Şoförün işi olduğu için bugün okula beraber gideceğiz. Kahvaltını yap, sonra çıkarız." Annemle okula gitmek en sevmediğim şeydi ya da babamla gitmek. Hatta annem müdüre olmasa veli toplantısı olduğunu bile söylemezdim.

"Ben kendim gitsem?" Aslında izin vermeyeceğini biliyordum, yine de şansımı denemek istemiştim sadece. Annem ve babam birbirlerine baktılar. Annemin yüz ifadesinden olumsuz bir tepki vereceği sırada babam annemden önce davranıp cevap verdi.

"Tabi, gidebilirsin kızım." Aileme gülümseyip teşekkür etmemin ardından hemen evin çıkışına yöneldim. Ayakkabılarımı giyerken içeriden annemin konuşmasını işittim.

"Ya başına bir şey gelirse?" Gözlerimi devirdim. Bugüne kadar gitmek istediğim her yere beni şoför götürdüğü için tek başıma bir yere gitmeme genelde annem izin vermezdi. On altı yaşına geldim hala izin vermiyor.

"Bir şey olmaz Işıl. Sakin ol. Biz her zaman yanında olamayız,  tek başına bir şeyler yapmayı öğrensin artık." diye babam beni savunduğunda kapıyı açmış ve dışarıya çıkmıştım. Annem her zaman böyleydi. Sürekli abimi ve beni korumaya çalışırdı. Başımıza bir şey gelir diye dışarıya çıkarmazdı, parka bile o götürürdü. Hatta abim İngiltere'ye gideceğini söylediği sırada onunla birlikte gitmeyi ve orada yaşamayı bile düşünmüştü. Babam onu bu fikrinden vazgeçirmeseydi şu an İngiltere'de yaşıyor olabilirdik.

Sessiz ve sakin sokakta yürürken aklımda kurcalayan bir şey vardı; bugün Simay'a karşı nasıl davranmam gerekiyordu? Dün öylece çekip gitmişti. Bugün hiçbir şey olmamış gibi davranamazdım. Ama küsüp trip atmakta bana göre bir şey değildi. Belki de benden özür dilemesini beklemeliyim. Ya da her şeyi akışına bırakmalıyım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 21, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BUNALIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin