Dudaklarımda hissettiğim baskı gittikçe artıyordu. Kesiliyor, ardından yeniden geliyor ve kısa aralıklarla kendini gösteriyordu. Gözlerimi yavaş yavaş araladıktan sonra çimenlikte uzanıyor halde buldum kendimi. Anlaşılan boğulma tehlikesi atlatmıştım ve bunu sağlayan kişi şu anda nefes alış verişimi düzene sokmak için çabalıyordu. Derin soluklar alıp var gücüyle ağzımın içine hava verirken onun gözlerindeki telaşı okudum. Korkmuş gibiydi, buna kim tanık olsa korkardı tabii. Gözlerimi açtığımı fark ettikten sonra geri çekildi.
"Ben iyiyim," dedim kısık sesle. Konuşurken zorlanmıştım fakat daha iyi hissediyordum.
"Üzgünüm, her ne kadar sen bunu istemeyip kendini göle atmış olsan da yapmak zorunda kaldım. Biliyorsun, nefesin..." Öpücüğü kastettiğini biliyordum ve açıklama yaparken utandığını sezebilmiştim.
"Teşekkür ederim," dedim belli belirsiz. Neticesinde hayatımı kurtarmıştı.
"Bade," dedikten sonra bekledi. Ben hala gölün yanında uzanıyordum ve o da başımın hemen yanında oturuyordu. Dizlerini önünde birleştirdi ve kollarıyla sardı. Başını dizlerine yasladıktan sonra sormasını hiç istemediğim soruyu çıkardı ağzından.
"Ateş sana zarar mı verdi?"
Bu nereden çıkmıştı, daha doğrusu o bunu nereden biliyordu anlayamamıştım. Soluklandıktan sonra ben de doğrulup onun gibi oturdum ve durumu çaktırmamaya çalıştım. Başarılı olduğum söylenemese de çalıştım.
"Ateş? Hangi Ateş? Ne zararı?"
"Bade. Saklamaya çalışma artık. Seni sudan çıkardığımda baygın haldeydin ve onun ismini sayıkladın. 'Ateş, yapma, lütfen' diye mırıldandın. Şimdi bana olayı anlatacak mısın?"
Kaçarı yoktu. Öğrenmişti ve cevabını istiyordu. Bunu daha önce kimseye anlatmamıştım ancak her şeyin bir ilki olduğu gerçeği sözcükleri ağzımdan döktü.
"Ben... Eskiden yüzerdim. Biliyorsun, okul yarışmalarında. Tabii o zamanlar küçüğüm. Geniş çaplı yarışmalar değil. Çocuklar arasında olanlardan... Ateş de katılırdı. Yıl boyu katıldığım müsabakalarda Ateş ile rekabet etmiştim. Final yarışmalarına ikimizin de katılmasını istediler. Yüzme salonuna girdiğimde kendimden emin bir şekilde yerimi almıştım. Ateş ve diğerleri de öyle. Antrenmanlarda başımızda bekleyen o adam başlangıç düdüğünü çaldığında..."
Gözlerim dolmuştu ve ellerimle yüzümü kapattım. Daha fazla devam edebileceğimden emin değildim. Eris ellerimi tutarak önüne çekti ve sıktı. Gözlerimin içine bakarken fısıldadı.
"Yanındayım, Bade. Üzülme," bunun ardından iki elimi birleştirerek avuçları arasına aldı ve devam etmemi bekledi. Kendimi toparladıktan sonra sürdürdüm cümlelerimi.
"Hepimiz aynı anda dalışlarımızı yapmıştık. O gün herkes oradaydı. Velilerimiz, öğretmenlerimiz, sınıf arkadaşlarımız... İlk turu bitirdiğimde geri dönmek için su altına daldığımda Ateş'in de aynı anda indiğini gördüm. Benim kulvarıma geçti ve başımın üzerine var gücüyle bastırdı. İkinci turu suyun altından yüzerek tamamlayacağımızdan, kimse görmüyordu. Ateş başıma elleriyle baskı uygulamıştı ve kafam zonkluyordu. Nefesim tükenirken pes ettim ve kendimi bıraktım. Ateş olanca hızıyla kulvarına dönüp turunu tamamlarken, ben zorlukla su yüzeyine ulaşmış ve havuzdan çıkmıştım. Turları bitiremediğimden dolayı diskalifiye olmuştum. O gün öleceğimden..." Hıçkırıklarım kelimelerimi bölerken boğazımdaki düğümleri kontrol etmeye çalıştım. "Öleceğimden o kadar emindim ki. Ailemi bir daha göremeyeceğimden ve yapmak istediğim her şeyi yapamadan gideceğimden... Hepsi saniyeler içinde zihnime dolmuştu. Suyun altındayken, bir daha asla çıkamayacağımı, bir daha nefes alamayacağımı düşündüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANONIM BLOG
Ficção AdolescenteSıradan bir blog kullanmıyordum. Tüm okulu avucumun içinde tutacak bir blogdu benimkisi. İstediğim kişiye istediğim rütbeyi verip kendisine saygınlık bahşedebildiğim gibi, istediğim kişiyi yerden yere vurabilir, insanların gözünde küçük düşürebilird...