Bölüm cidden tam istediğim gibi gitti, ah mutluyum şuan :D Diğer hikayem final veriyor. Bunun için hem üzgünüm hemde sevinçliyim :D Çok saçma oldu ama neyse. Tarihi bir fanfic yazmak heeep hayalimdi ve şuan tam anlamıyla gerçekleşmiş bulunmakta. Ayrıca uzuuun bir bölüm oldu.
Lewis'i Louis Tomlinson olarak hayal edebilirsiniz. Ben öyle yazdım :D Rekabet fırtınalarının esmeye başladığı bölümlere az kaldı. Heyecan daha fazla artacak!
OY VE YORUMLARINIZDAN BENİ MAHRUM BIRAKMAYIN! ŞUAN SINIR YOK FAKAT OY VERİN TAMAM MI CNMLAR .S.S
HEPİNİZE İYİ OKUMALAR.
______________________________________________
Lewis kütükten olan bar sandalyesine oturdu. Sabah bir kaç bardak bira içse iyi olurdu. Çünkü dün gece inanılmaz derece de yorulmuştu. Derin bir nefes aldı.
"Fabioo!" diye seslendi. Saçlarını arkaya doğru itti. Fabio kafasını kaldırdı ve Lewis'e baktı.
"Bir bardak bira ve bir de jambon istiyorsun, biliyorum, Lewis." Lewis hoşlanmışcasına gülümsedi.
Lewis eşcinseldi. Kuzeyli bir eşcinsel. Halk bu duruma bira yabancı yaklaşıyordu. Hatta birçok kere Lewis'i dövmeye bile kalkmışlardı fakat kuzeyi yöneten Lord'un oğlu buna izin vermemişti. İnsanların hemen aklına "O da mı eşcinsel?" sorusu geliyordu fakat hayır, Lord Zayn eşcinsel değildi. Lewis'te onun halkından olan bir insandı ve onu korumak zorundaydı. Her ne kadar bu durum Lewis'in hoşuna gitmese de...
Lewis önünde duran tabağa dikkatlice baktı. Bugün daha fazla jambon vardı. Bu duruma sevinse de neden olduğunu merak etti.
"Fabio, tabağımda daha fazla jambon var. Bunun için sana daha fazla para vermeyeceğim." Daha fazla jambon tabii ki de Lewis'in yararınaydı. Birasından bir yudum aldı.
"Benden sana küçücük bir hediye.. Çünküüü Lord Zayn seni sarayına çağırıyor. Çok önemli bir haber verecekmiş." Fabio, Lewis'e imalı bir şekilde bakış attı.
"Ah, Tanrı aşkına oraya gitmek zorunda mıyım? Lord bozuntusu bir türlü peşimi bırakmıyor!" Lewis, Lord Zayn'den hiç hoşlanmıyordu. Çünkü o inanılmaz derece de yakışıklıydı ve asla onunla birlikte olamayacaktı. Bu yüzden ondan nefret etmesi işine geliyordu.
"Bilemiyorum, Lewis." deyip Fabio göz kırptı. Lewis önünde duran tabağa gömüldü ve jambonlarını yemeye başladı.
***
Prens Harold yatağında mışıl mışıl uyuyordu. Niall'ın ona anlattığı şey günlerdir kafasını karıştırıyordu. Hayatını durgunlaştırmıştı sanki..
Niall telaşla içeriye girdi. Harold sessizce mırıldandı.
"Harry! Harry! Uyan, Kraliçe Isabella sizi huzuruna çağırıyor!" Kraliçe Isabella.. Prens Harold'un üvey annesi.. Annesi öldükten sonra babası 10 yıl sonra onunla evlenmişti. Isabella, babasına göre çok genç bir kadındı. Çokda güzeldi. Beyaz teniyle ve turuncu saçlarıyla harika görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CHANGE
FanfictionEfsanevi güçlerle ayakta kalan bir krallık. O krallığın sevilemeyen ve lanetli diye anılan Prensi Harold.