Bir süredir tatilde olduğumuz için yazamıyorduk , gerçekten çok özür dileriz. Bu yüzden süpriz olarak Kaan'ın ağzından bir bölüm yazmaya karar verdik , iyi okumalar !
(KAAN'IN AĞZINDAN)
Uyandığımda her zamanki gibi hissediyordum.yine oldukça geç yatmış , alarmı 5 defa ertelemiştim , uykusuzdum ve Eliz'le kavgalıydım. Tek fark bugün okulların açılıyor olmasıydı.
Anlatmaya değer bir yaz tatili geçirdiğimi söyleyemem. Her yaz gibi geçen boş ve sıkıcı bir yazdı işte. Bazen burası dışındaki dünyanın nasıl bir yer olduğunu merak ediyorum. Umarım daha mutlu yerdir , insanlık için dileğim bu.
Çantamı hızlıca topladım , masamın üzerindeki her şeyi içine tıktım da denebilir. Üzerime yerde bulduğum siyah bol t-shirtimi ve dar kot pantolumu giydim. Sadece 3 ay yerine adına yaz denilen başka türlü bir işkenceye bırakan rutin işkencemi çekmek için fazla hevesliydim. Son anda mutfaktan bir şeyler atıştırdım ve kendimi dışarı attım. Sanırım geç kalmıştım.
Okula girdiğimde derse 5 dakika kaldığını görünce üzüldüm. 5 dakika daha uyuyabilirmişim. Karşıdan gelen kızı fark ettiğimde 5 dakika daha uyumadığıma şükrettim. Fazla uzun değildi , yaşıtı her kız gibiydi fakat kalabalık arasından kolayca seçilebiliyordu. Omuzlarında biten koyu kahve saçlarını salık bırakmıştı , beyaz tenliydi ve gül kurusu dudakları teninde rahatça rengini belli ediyordu. İri gri gözlerinde parlak bir zekanın ışıltısı vardı. Minicik burnu ve geniş alnı yüzünde oldukça sevimli ve hoş duruyordu. Onu görünce başımı eğdim ve adımlarımı sıklaştırdım. Tam kalabalıktan Arda'yı seçtiğim sıra kıza doğru koştu. Kız yerdeydi. Yardım etmek için geç kalmıştım. Utançla koridorun uzak bir köşesinden onları seyrettim. Çok güzel gülüyordu.
Sınıfıma çıktım. Kapıda Eliz beni bekliyordu. Alaycı bir tavırla güldükten sonra "Geciktin." dedi , ses tonu aşağılayıcıydı. Onu umursamadan kapıdan girdim. Çantamı sıraya koyduğum an arkamdan geldi." Bir günaydın dahi yok mu ?" En sahte gülümsememi takındım ve dişlerimin arasından "Günaydın." diye geveledim. Gözlerini kıstı " Beni çok özlediğin her halinden belli oluyor." Çantamı ittirdi ve yanıma oturdu. Gözlerimi devirdim, "Barışmak mı istiyorsun?" diye sordum. Sahte bir şaşkınlıkla "Ayrılmak mı istiyorsun ?" Dedi. Yüzüne boş boş baktım iki saniye sonra " Hayır." dedim. Memeleri çok güzeldi ve üzerine giydiği atletten belli oluyorlardı. " Güzel. " dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Zil çaldığı halde yanımdan kalkmıyordu. "Sınıfına gitmeyecek misin ?" dedim. "Ne yani 2 haftadır birbirimizi görmüyoruz,sadece bir öpücük mü ?" Gülümsedim , "Şimdilik derse gitmen gerekiyor." dedim ve göz kırptım. İstediğini almıştı. Sınıftan sekerek çıktı. Tanrım , çok ateşliydi.
Teneffüslerde Arda'yla kafeteryada oturdum. Eliz beni sınıfta bulamadığı için sinirlenmiş olmaydı. "Bu sabah düşen kızı gördün mü ?" diye sordu. "Yerden kalkmasına yardım ettiğin kız mı ?" dedim. Pis pis sırıttı ve
"Evet , okula yeni gelmiş. Her iyi arkadaşın üzerine düşen görevi yaparak ona yardım etmiş bulundum."
"Tabi canım , çok iyi bir arkadaşsın. Onu buralarda önce görmemiştim acaba nerede oturuyor ? "
Arda gözlerini irileştirerek ve kaşlarını kaldırarak - bu oldukça sapkın bir bakıştı- ıslık öttürdü. Karnına vurdum. Acıyla irkildi. Tatmin olmuştum , gülümsedim.
"Çok uzak olmamalı , neden bu kadar merak ettin?" Ardayı haksız çıkarmayı dilerdim fakat kız ilgimi çekiyordu. "Sadece merak ettim , yeni bir komşumuz olduğunu duydum" Arda yine aynı sapkın bakışı atmaya yeltenmişti ki yumruk haline getirdiğim ellerimi fark edince yeltenmekle kaldı . Son ders zili çalmıştı. Sınıflarımıza döndük.
Sonunda okul bittiğinde burayı özlediğimi fark ettim fakat ertesi gün de böyle düşüneceğimi sanmıyordum. Tabii isminin Tunay olduğunu öğrendiğim yeni kızı yeniden görürsem başkaydı. Yeni aldığım kitaplarla ağırlaşan çantamı zar zor sırtıma taktım ve eve doğru yürümeye başladım. Cebimden kulaklıklarımı çıkardım The Doors'tan Summer's Almost Gone çalmaya başladı. Bu şarkıyı severdim. Cebimde her zaman taşıdığım bir çizim defterim vardı fakat birkaç gün önce onu kaybetmiştim."Keşke yanımda olsa "diye düşündüm. Tunay'ın resmini çizmek isterdim.
Bazen Tanrı gerçekten var mı ve duyabiliyor mu diye düşündüğüm oluyordu. Bu da o anlardan biriydi çünkü tam bu düşünce içerisindeykrn karşıma Tunay çıktı. Aramızda 5-10 metre vardı. Ona yetişmek için koşmayı düşünürken adımlarını yavaşlattı. Yeteri kadar yaklaştığımda elinde kaybettiğim defterimi tuttuğunu gördüm. "Defterimin kaybolduğunu sanmıştım , demekki sendeymiş." Arkasını döndü , afallamıştı şaşkınlıkla defteri elinden düşürdü. Almak için hızlıca eğildi fakat ben ondan önce davranmıştım. Aslında deftere aynı anda uzandık , fazla klişe ve tuhaftı, romantik bile denebilirdi .
Gülümsedim ve defteri almasına izin verdim. Yüzü yakından çok daha güzeldi. Gözlerinde duru bir bakış vardı, duruşu kendinden çok emindi mimikleri ise şaşkınlığını yüzüne vuruyordu, hatta utanmıştı bile denebilirdi. Bu daha da gülümsememe neden oldu.Kendimi tanıttım. Elimi sıktı. Fazla hevesli ve heyecanlı görünmemeye çalışsam da olmuyordu. Her zamankinden daha hızlı ve yüksek sesli konuşuyordum."Buralarda mı oturuyorsun?" diye sordum. " Evet " diye yanıtladı. İçtenlikle gülümsedim. Sabahtan beri düşündüğüm konu istediğim fakat kendime itiraf edemediğim şekilde sonuçlanmıştı.Buraya kısa süre önce taşındığını söyledi. Ona eve kadar eşlik etmeyi teklif ettim , o da kabul etti. İçimden zafer çığlıkları atıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OUROBOROS
Teen FictionHer sözünle, Her gülüşünle, Her bakışınla, Her okşayışınla. Suya ilerliyorum... Öpüşünü içerek, Yüzünün ışığı, Vücudunun ışığı... Aşk için istek bu Sağır için şarkı Körü arayarak Çıplaklığı gizleyerek Kollarına sarılıyorum Korkarak ama dingince Ve a...