Belam

~2

..Bir sesle kantindeki herkesin dikkati dağıldı.

Hemen ardından gelen, sandalye darbesiyle Demir'in yere düşmesi bir oldu.

Tüm dikkatleri üstüne toplayan çocuk, biraz daha yaklaşmaya başladı.

-Sen kimsin lan? ~Demir

-Fark eder mi? Bu senin için.. Dedi çocuk alaycı bir şekilde.

Gülmeye başlayan Demir yavaş yavaş ayağa kalktı.

-Cesaretin beni güldürdü. Ama çok yazık bu sadece güldüğümle kalmayacak.~Demir

Bu sırada zil çaldı. Nöbetçi öğretmen elinde cetvelle gezmeye başlayınca, herkes dağılmaya başladı.

Bu sırada Bora'nın dudağına peçete basan Cansu:

-Bora'nın dudağı kanıyor. Biz revire gidiyoruz. Dikkatli ol sende.

"Can-" Lafımı dinlemeden Cansu'nun arkasından bakakaldım.

Yerden çantamı alıp Hocanın bağrışlarıyla dolan kantinden çıktım.

Sınıfa doğru en yavaş, adımlarımla gidiyodum. Demirle ve tabiki sürtük Damlayla maalesef aynı sınıftaydık.

Sınıfın kapısına geldiğimde, laf atmamalarını dileyerek içeri girdim.

Demir'in bakışlarını üstümde hissedip, gerilmeye başladım.

Onlara en uzak köşe olan cam kenarına geçerek, Çantamı en arkanın bir önüne koydum. En arkasını Bora için ayırmıştım.

Demire sert bir bakış atıp, sert bir şekilde sırama oturdum.

İnşallah yanıma gelmezler diye dua ederken, sınıfa sabah bana yardım eden çocuk girdi.

Bir bu eksikti kesin kavga çıkıcak. Cam kenarına doğru ilerlerken, sınıfa o seksi mavi gözleriyle göz gezdirdi.

Demir'e baktığında duraksadı ve alaycı bir şekilde sırıttı. Çantasını arka sıraya, -Boraya ayırdığım sıraya-koydu.

Ağzımdan çıkmayan "orası dolu" sözcükleriyle, ona bakakaldım.

Sabah bana yardım ettiği için bu mallığı yapmamaya karar verdim.

Bu sırada ayaklanan Demir'i durduran Damlaya döndüm. Ne bu hareket şimdi, kesin yine bir sinsilik peşinde.

Sınıfa ağzı sarkılı bir şekilde giren Bora,tüm dikkatleri üzerine toplamıştı.

Yanıma çantasını koyan Cansu'nun ilk işi, sınıfa ve Demire sert bakışlar atmak oldu.

-Burası dolu değil miydi? Dedi Bora Kayraya bakarak.

Kayra tam kalkacağı sırada eliyle dur işareti yaptı. Çantasını Kayra'nın yanına koydu.

Sınıfa Fatma garusun (Biyoloji öğretmeni) girmesiyle sınıf bir anda sessizleşti.

Demir haricindeki herkes ayağa kalkarken, Hocanın gözü Demire takıldı.

-Demir burası senin babanın mekanımı he yavrucum KARŞINDA eşek mi var? BUNE SAYGISIZLIK.

Diye anırdı, Fatma garusu. Demir Fatma garusun çok yakın arkadaşının çocuğu olduğu için, ona ayrımcılık yapardı.

Gözünü korkutmak için boş tehditler savurur, bugün de olduğu gibi devamında onu rahat bırakırdı.

Demir birşeyler homurdanarak ayağa kalktı. Fatma garusunun da yüzünde, zafer kazanmış gibi bir gülüş belirdi.

***
Hoca sonunda yoklama almaya başladı. Şu yeni çocuğun ismini öğrenmek için can atıyorum.

Arkama baktığımda, dalgın mavi gözleri acı bir şekilde cama bakıyordu.

Simsiyah giyinişinden de birşeylerin ters gittiğini anlamak zor değildi.

Fatma garusunun sesiyle irkildim.
-DURU TANRIKULU

-Burdayım Hocam.

-Bağırmaktan sesim gitti. Aklın nerde senin heh AKLIN NERDE! Numaranı söyle yok yazıcam.

-982

Harika ya Devamsızlık yüzünden sınıfta kalırsam hiç şaşırmam ŞEREFSİZ işte, bir hocada anlayışlı olsa dişimi kırcam.

-Bora DOĞAN
-Burda

-Kayra BOZKURT
-Burda

Kayra demek adı Kayra.
Cansu'nun bana bakışıyla bunu yanlışlıkla dışımdan söylediğimi farketttim.

Cansuya ağzımı oynatarak "duymuş mudur?" Dedim

Kafasını hayır anlamında salladıktan sonra gülerek:

-Hayırdır, Ne yapıcan Kayrayı nüfusuna mı geçircen?

Bunun üzerine ikimizde gülmeye başlayınca Hiçbirşeyden eksik olmayan, Bora efendi " Ne oldu? Ne oldu?" Diye sormaya başladı.

-Ne oluyor orda. Siz benim dersimde konuşamayacağınızı, ögrenemediniz mi?

-Hocam özür dileriz.

-Bu iki oluyor, bir dahakinde basarım tutanak.

-Ho-

-EN ARKA DÖRTLÜ ÇABUK DIŞARI!

-Hocam Kayra bi-

-HEMEN

Umutsuzca dışarı çıktık. Bu Şerefsiz kadının adam olacağı falan yok.

Kayraya baktığımda koridorun sonundaki, peteğe doğru gittiğini gördüm.

Hemen bende yanına ilerlemeye başladım...

$$$