·5·

13 2 2
                                    


Sıradaki Yarışmacılar

Su Bölgesinden: Almira Taşkın, Sinem Yağız, Burak Ağır

Ateş Bölgesinden: Arda Taşkın, Feride Bakır, Su Varol

  Yukarda ki tabeladan geçen yazıyı okuyunca yutkundum. Yapabilirdim. Bir sürü göreve katılmış ve başarılı sonuçlar elde etmiştim. Belki de Arda ile hiç karşılaşmayacaktım bile.

  İsimler hazırlanmamız için anons edildiğinde Berk yanağımı büyük bir öpücük bırakıp " Sana inanıyorum sevgilim. " dedi. Gülümseyip yanından ayrıldım.

  Yuvarlak ve büyük bir alanın içinde toplandık. 3 Su, 3 Ateş. Bir ağabey ve kardeşi. Ne kadar komik değil mi? Birazdan birbirimizi öldürecektik.

  3 mavi ışığın olduğu yuvarlak basamaklar vardı. Onların üstüne çıkıp beklemeye başladık. Ateştekiler de bizimle aynı şeyi yapmıştı. Ve sonunda onunla göz göze geldim. Aslında şaşırmamıştım, bana alay edercesine bakıyordu. Göz devirip izleyen kişilerin oturduğu yöne baktım. Masal, Selin, Beril, Sinan, Oğuz, Berre... Benim gerçek ailem onlardı. Onlara doğru gülümsediğimde Oğuz " Kız kesin delirdi! " diye cırlar bir şekilde bağırdı. Bizimkilerle birlikte ona gülerken " Sessizlik lütfen. " dedi hakem. Berk'e doğru döndürdüm kafamı. O, bizimkilerden uzakta oturuyordu ve önünde bir sürü dosya vardı. Falat Oğuz'un tepkisini o da komik bulmuş, kendini gülmemek için tutuyordu.

  Ona baktığımı görünce gözünün tekini kırptı. Ölüm Oyunu değilde siz beni öldüreceksiniz beyfendi. O nasıl bir sıfat öyle.

" Evet, başlıyoruz! " hakemin dediği ile altımızdaki platform aşağı doğru inmeye başladı. Uzun bir süre indikten sonra oldukça büyük olan Ölüm Oyunu sahasına ulaştı. Platformun yere ulaşması ile 'tık' gibi bir ses çıktı ve altımızdaki mavi ışık söndü.

" 30 saniye içinde gruplarınızla birlikte bölgelerinize gideceksiniz. " bilgisayardan duyduğumuz sesle her iki grupta arkasına dönüp koşmaya başladı. Bu daha önce öğretilirdi, oyun başlangıcında belirlenen bölgeye gider, konuşurduk.

  Toplanacağımız bölgeye geldiğimizde ilk önce üçümüzde soluklandık. Burak denilen çocuk konuşmaya başladı " Kesinlikle ölmek istemiyorum ondan sebep düzgün oynayın.

" Ölmek istemiyorum demiştin değil mi? " dediğimde çocuk kafasını olumlu anlamda salladı " O zaman kapa çeneni. " diye cümlemi tamamladım. Tüm deliler beni bulur zaten!

" Arda denilen çocuk kardeşin değil mi? " dedi Sinem. Kafamı salladığımda " Senin için onu öldürmeye çalışacağım. " Aha bir insan varmış içimizde.

" Sağol ama halledebilirim. " dedim soğukkanlılığımı koruyarak.

" Pekala ne yapıyoruz? " dedi Burak.

" Orta koridor bende. " dedim.

" O zaman Burak sen üst bende alt. Eğer ki tek tek gelmezlerde ikiye karşı tek kalırsanız bekleyin ve kulaklıktan seslenin. "

" Aynen. " dedim.

" Ben hallederim. " bu çocuk kesin ölecek. 

" Lan çocuk musun?! Ölmek istiyorsan siktir git! " Sinem bağırdığında şaşırmıştım ama haklıydı kız. Şaşırdığım nokta o tatlı kızın bu kadar sert çıkmasıydı.

" Tamam. " dediğinde çocuk gülmemek için kendimi tuttum.

" Ölüm Oyunu başlamıştır. Az kan dökülsün. "

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 28, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölüm OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin