jeongguk
bir zamanlar her gününü birlikte geçirdiğin,
çocukluk anılarının sahibi,
gençliğinin tüm heyecanına ortağın olan kişinin artık yanında olmaması çok acı.
iletildi. (23:12)
gülüyorsun
bir anlık etrafındakileri unutup gülüyorsun,
bir bakmışsın kalabalığın ortasındasın,
öyle ki yapayalnızsın.
görüldü. (23:40)
jooni
belki de tek yapman gereken geçmişe saygı duymak, özlesen bile çaresinin olmayacağına, bazı şeylerin değişmeyeceğine kendini inandırabilmendir.
jeongguk
işte bazen bir gece başını yastığa koyduğunda taş hissiyatı verir de başın ağrımaya başlar ya
düşüncelerinden midir?
çok düşünmekten mi?
yerini yadsımaktan mıdır?
yoksa ütopik düşünceler silsilesi midir?
bilemiyorum aslında bu soru bile değildi
bir üniversite öğrencisi olarak dersler, stajlar, gelecek mesleğim, hayatımla ilgili planlarımın olması gerekirken ben yalnızca seni düşünebiliyorum
sonra dedim ki, jeongguk bunu kendine yapma
biri sana sırtını döndüyse gayet de onu aşar ve hayatına devam edebilirsin
sonra bu kararı aldığımda fark ediyorum ki hayatıma dair planlarımda sen varsın
seninle gezilerim, seninle anılarım, seninle hayallerim
sen her düşüncemde, her zerremde, her cümlemdesin ama sen...
görüldü. (23:45)
sen bana seni unutmamı söylüyorsun
seni
birlikte büyüdüğüm için, iyi kötü günlerimde yanımda gördüğüm için, hayranlık duyduğum yakın arkadaşım olarak bildiğimi söylüyorsun
bana söz geçirebildiğin için annemin beni sana şikayetlenmesini, babamın elimi avuçlarına sıkıştırıp kaldırımdan okula beraber gitmemizi söyleyişini, annenin en sevdiğin yemekleri en çok benim tabağıma bölüştürmesini, babanın bisiklet sürmeyi öğretirken sen iki tekerlekli öğrenmene rağmen benim için yedek tekerleri takışını yanlış yorumluyorsun
seninle büyüdüm evet, ben en çok sevgiyi öğrenerek büyüdüm
sevilmeyi de öğrendim
kalem tutmadan önce ellerim senin ellerini tutuyordu
kabuslarla uyandığım geceleri yanımda seni istiyordum
hastalandığımda sayıkladığım isim senindi
gözlerim tüm kabalıkta bir seni seçiyordu
başkalarının değil en çok senin iltifatların omuzlarımı kabartıyordu, yanına yakışayım diye sevdiğini söylediğin renklerden giyiniyordum
çok şey öğrendim, belki yaşım büyük değil ama
ben seninle yaşamayı öğrendim
seni yaşamayı
görüldü (23:55)
ben sanırım
sanırım ben sensiz nasıl yaşanır bilmiyorum
o yüzden
lütfen
hyung
lütfen
jooni
sarhoş musun yoksa?
bana genelde hyung demezsin
jeongguk
hyung, üşüyorum
çok üşüyorum
jooni
jeongguk dışarıda mısın?
havanın farkında mısın ?
sağanak yağış var ve esiyor
jeongguk
hyung, sen ağlıyorsun
çok üşüyorum ben
baştan aşağı sırılsıklamım, tir tir titriyorum
yağmurlar değil sen üşütüyorsun beni
jooni
aptal mısın sen?
evine git jeongguk
gecenin bir vakti kapıma gelmek de ne demek oluyor?
jeongguk
gidemem ki
yazdıklarımı hiç okumadın mı?
anlamak hiç de zor değil
evim sensin benim
jooni
çocuk gibisin gerçekten
jeongguk
en sevdiğime çocuklaşırım ben
en iyi sen tanıyorsun nasılsa.
jooni
bir defalığına alacağım seni evime.
ilk ve son kez tamam mı?
jeongguk
çok sarhoşum hyung
üşüdüm, evime geldim
al evine ve sar beni
