Vuslat

259 5 2
                                    

Hilal
Hilal yarı baygın halde olduğu yerden kalktı.
Odanın içinde,şafak sökmesi ile cılız bir ışık yayılıyordu . Elleri bağlı haldeyken ayağa kalktı.Kapı,kapı açılmıştı!
Belki de askerler açık unutmuştu.Soğuktan buz kesen elleri ile kapıyı kendine doğru çekmeye çalıştı.Kapı ise sessiz ama yavaş bir şekilde Hilal'e doğru hareket etti.İçine bir umut doğmuştu Hilal'in sessizce kapıdan basını uzattı.Içerisi bir hayli karanlık gözüküyordu. Ayrıca 2 asker masalarda sızmış uyuyorlardı.Bu onun için şans olabilirdi.Yavaşça kapıdan çıkan Hilal karşı masanın üzerindeki silaha yöneldi.Silahı alırsa daha güvende hareket edebilecekti.Egilerek hareket ederken bir kaç kez masaya çarpsa da sarhoşluğun etkisiyle sızan askerler onu fark etmediler.Masalarin arasında yavaşça süzülen Hilal sonunda silaha ulaşmıştı.Ancak aniden içeri o Pavlos denen adamın girdiğini görünce masanın altına girmek zorunda kalmıştı."Şerefsiz herif" diye geçirdi içinden.Silahına baktı.Hayır...sadece 2 kurşun mu ?Napacağını bilemedi Hilal.Askerlerini döverek uyandırdı Pavlos.Hilal korkudan tir tir titrerken askerlerden biri kapıya yöneldi .O an kendini tutamayan Hilal askere ateş etti.Şok olan Pavlos ve diğer asker Hilal'i bulunduğu bölgeye doğru koşarken Hilal'in vücudu büsbütün yanmaya başladı.O anın etkisiyle diğer askeri de vurdu.şimdi sırada o Pavlos denen adam vardı.Ancak o da ne?Hilal'i kurşunu bitmişti!

Sinan
Bekle beni küçüğüm
Umudun kararmadan
Sevincin yitirmeden
Geleceğim bir gün
Bekle beni

Sinan da Leon da heyecanla ve belki da vuslatın verdiği mutlulukla koşuyorlardı.
Leon askerlerinden birine karargaha haber vermesi için talimat vermiş,ardından koşan Sinan'ın peşine takılmıştı.Sinan koşuyordu.Sanki ölen kızına kavuşacakmışcasina koşuyordu.Sokaklar evler arkalarında kalırken ikisinin de gözü Hilal'e ait olan izleri arıyordu.İyot kokusu burunlarına sirayet ettiğinde limana geldiklerini anladılar.Üçuncu dükkan demişti o asker.Tek tek içeri bakarken silah sesini işitti ve irkildi aniden iki adam.Koşarak sesin geldiği noktaya koştular.Dükkanları bir bir geçerken ne görsünler! Hilal elinde bir bıçak,bir adama saplayıp duruyor; bağırıyor ve ağlıyordu.İnsan korku ve kendini koruma iç güdüsü ile bir katil olabiliyordu.Leon o anın etkisi ile yerinde çakılıp kalmışken Sinan da  koştu Hilal'in yanına,  sardı  bedenini sıkıca yanıbaşında duran Hilal'e daha kuvvetli geleceğini tahayyül ederek...Hilal öncesinde çırpınsa da korkak bir çocuk edasıyla sonra onu saran sıcakliga bıraktı kendini ve ağladı sakince.

Cevdet
Limana askerleri ile hızla gelen Cevdet tek tek dükkanları arıyordu.Kızını da kaybetme korkusu Cevdet'in tüm bedenini ele geçirmiş ve onu kaskatı kesmişti.Tüm dükkanların içine bakan Cevdet sonunda duyduğu ağlama ve bağırma seslerinin geldiği noktaya ilerledi.Dükkanın içine girdiğinde kırık dökük etrafı,üstü başı kan içinde olan ve Sinan'ın sardığı Hilal'i,bembeyaz olmuş Leon'u ve etrafta bulunan 3 cesedi görünce ne olduğunu şaşırdı.Ne olduysa oldu dedi içinden.Hilal hayattaydı işte! Kızının yanına doğru ilerledi.
"Hilal geldim buradayım kızım!"
Diyerek kollarını açtı göğsündeki boşluğunu tamamlasın diye serçesi.Hilal,Sinan'ın kollarından ayrıldı ve titreyerek ayağa kalktı.Kendine sarılacağını düşündü Cevdet ,yüzü güldü ve kalbi hızla atmaya başladı.Affetti işte ne olduysa oldu ama Hilal benden vazgeçmez! Ancak Hilal Cevdet'in yüzüne bile bakmadan ,bembeyaz olmuş Leon'a sarıldı.Leon titreyen dudakları ile Hilal demeye çalışıyor ancak her sözü hıçkırıkları ile bölünüyordu .Sonunda kelam etmekten vazgeçen Leon annesine kavuşmuş bir evlat edasıyla sarıldı Hilal'e.Demek ki kızı Leon denen gencin sığınacak limanı,sevdiği olmuştu.''Sevda'' dedi içinden ''Sevda ne garip şey! Vatanperver Hilal bile bu üniformadaki birinin kollarına koşabiliyordu demek.''
Cevdet'in açtığı kolları kırılmış kanatlar gibi aniden düşmüştü.Bütün bu olanları şaşkınlıkla izlerken o sırada sanki kalbinde camlar kırılmıştı.O camlar yüreğine batıyor gözleri bu acıyla doluyordu.Çıktı bu rutubetli odadan. İzmirin nemli havası alnını terletmiş,gözünden düşen damlalar tere karışarak kendilerini saklamışlardı.Azize burada olsaydı diye yakındı kendi kendine.''Azize olsa teselli ederdi beni.''Gözyaşlarını sildi ve atına binip ,karargahın yolunu tuttu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 09, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UzletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin