Son kontroller yapılıyor. Fırlatma için son altmış saniye. Lütfen kemerlerinizi bağlayın ve koltuklarınıza sıkı sıkı tutunun.Son kırk saniye. Fırlatma tamamlandığında kemerlerinizi çözebilirsiniz.
Kaptan bu konuşmaları yaparken çok duygulanmıştı. Yıllar önce o koltukta kendisi bekliyordu fırlatışı. Uzayı çok seviyordu. Hatta bir keşif gezisinde arkadaşını kurtarmak için sağ bacağını kapıya sıkıştırmış ve arkadaşının tutunup girmesini için bacağını feda etmişti.
Son 10 , 9,8,7,6,5,4,3,2,1,0. Fırlatma başladı. Toz bulutu içinde bir uzay mekiği havalanmıştı. Kaptan mekiğin içindekiler için dua ediyor ve ağlıyordu. Onların bilgi ve cesaretin yanında şanslara da ihtiyaçları vardı. Çünkü Dünya'nın kurtulması için onların amaçlarına ulaşması lazım.
Mekiğin içinde de bir heyecan havası hakimdi. Atmosferi geçtiklerinde herkes rahatlamıştı.
Çıktıklarından beri ilk kez telsiz sistemi titriyordu. Aralarında yaşları en büyük olan William (36) kalktı ve açtı. İlk beş saniye ses gelmedi sonra
Kaptan-ilk başta bahsettiğim kaptan,asıl ismi Jack- : - Çocukalar! Çocuklar! Beni duyuyor musunuz? Nasılsınız? Sorun var mı?
William : - Şükürler olsun Tanrım. Bizi unuttun sandık kaptan. Tahminlerimize göre yörüngeye Dünya saatiyle 3.5 saat sonra gireceğiz.
Kaptan : - Anlaşıldı. Çocuklar size güvenim sonsuz. 3.5 saat sonra tekrar bağlantı kuracağım. Dikkatli olun.
William : - Peki,kaptan.