Yavaşça ağaran güneş ışıkları belirdi gözlerimde. Buz gibi sabahın ayaz soğunda içimi ısıtan güneş ışınları yükselmeye başlıyordu.. Henüz sabahın daha 06:27 siydi ama her zamanki gibi acı veren günler başlıyordu sanki her akşam gözlerimi bir sabah hiç açamayacakcasına kapatıyordum derin düşünceler sonrası doğrulmaya başlamıştım. Yüzüme vuran soğuk su bana her zamanki sorunları hatırlattı. Derince düşündünmeye başladım acaba bugün ne olacak diye, bugün nasıl bir çözüm bulabilirim diye... Üstümü değiştirip evden çıktım ama nereye gittiğimi bilmiyorum. Bir parkın bankına oturup sigara yakmıştım düşen her külde kendimi görüyordum . Kafamı kaldırıp etrafıma bakıp derin bir nefes aldım içten gelen derindeyim diyen bir ses vardı kulaklarımda resmen hayal değilde gerçekti sanki bu damarlarımda kanın akışını hissedebiliyorum içten içe derinlere kayboluyorum.. Yavaşça tebessüm etmeye başladım, içimdeki ses kalbime batan birşey olduğunu söylüyordu kaç saat geçti bilmiyorum sonra işe gitmem gerektiğini geldi aklıma. Ayağa kalktım ama içim yanıyor kanımın sıcaklığı beni terletiyor bense hâlen hayatın beni zorladığı şartlarda çalışmaya gidiyorum. Sigaralarımın arkı arkası kesilmezken bir anda bir ses belirdi kulağıma. Bu yaşta derdin ne ki sigara içiyorsun diyen bi teyze sustum birşey diyemedim devam etmek zorundaydım çünkü işe geç kalmıştım. İş yerine geldiğimde bi sessizlik belirdi geç kalmıştım! Patron sert bir sesle odama gel demişti. Açıklama yapmamı beklemeden bir sürü söz söylemişti bile bense canıma tak etmiş haldeyken üstüme gelinmesine dayanamazdım. Yüzüne baktım ;
- Haklısınız ama benim iyi halde olduğumu görmüyor musunuz?
Bir kere de önce dinleseniz sonra karar verseniz.
Dedim.
- Burda kuralları ben koyarım senin sorunun beni ilgilendirmez, çalışmak zorunda değilsin kapı orda.
Dedi.
Başımı öne eğerek çıktım iş yerinden..
Bilmiyorum kaç saat oturdum parkta defalarca sigara yaktım. Unutamıyordum onun ölümünü gözümün önünde canlanıyor, her defasında gücüm daha da azalıyordu.
Hava kararmaya başlamıştı eve doğru gidiyordum. Karanlık sokakları çok severdim gözümden düşen yaşları göstermezdi, yıkılıp düştüğüm yerleri gizlerdi her defasında.. bilmediğim bir sokakta kaybolmuştum. Ben nasıl bu hale gelmiştim? Ben neden bu kadar çok sevmiştim? Kafamın içinde hep bir kurgu dönerken kulaklarımda sesi geliyor ;
-Derindeyim.
Diyor ve ses gidiyordu ve ben donup kalıyordum karanlık sokaklarda...