'

3.5K 297 272
                                    

Jonghyun - Let Me Out

13 Kasım 2018

Min Yoongi, bugün sizi gördüm. Seni ve sevgilini. İronik değil mi? Evliyiz ve ben sevgilinden bahsediyorum. Ah, sanırım delirdim. Bu düşünceme şu an deliler gibi gülmemin başka açıklaması olamaz çünkü.

Ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum. Sanki, sanki... bütün duygularım söküp alınmış gibi. Neden sana gelip hesap soramıyorum? Neden sana kızamıyorum? Belki de kendimi hep yetersiz gördüğümdendir. Böyle hissettiğimde bana hep çok güzel şeyler söylerdin. Ama beden diliyle ve ben anlardım, çok iyi anlardım. Şimdi düşünüyorum da yanlış mı anlamışım? Bunu sorguluyorum her saniye.

Burdan gitmek istiyorum, evimizden, ama yapamam. Ben senden ayrılacak kadar güçlü değilim. Ben senden kopamam. Burası beni boğuyor ama bir şekilde yaşıyorum, senden bir parça var yine de değil mi? Ama gidersem, ben, nefessiz kalırım. Bilmiyorum, ne yapacağımı bilmiyorum. Bu beni mahvediyor.

"Hayatım?"

Ah, Yoongi gelmişsin. Ne tuhaftır ki bugün erken gelmişsin. Hayatım mı? Sahiden hayatın mıyım? Şimdi sana ne demeliyim? Sana cevap vermek istemiyorum ama gitmeni de istemiyorum. Seni seviyorum. Aciz herifin tekiyim.

"Jimin?"

"Efendim Yoongi. Odamızdayım."

Günlerdir uğramadığın odamız.

"Bebeğim, bugün dışarıya yemek yemeye gidelim mi? Seni çok güzel bir yere götürmek istiyorum."

Bugün çok mutlusun, ha? Oyuncu olmayı düşündün mü hiç Yoongi? Diş etlerinin böylesine güzel bir şekilde ortaya çıkmasının sebebi ben miyim yoksa o kadın mı? O kadın değil mi? Ama o zaman neden benim yanıma geldin ki? Anlamıyorum seni, gün ışığım.

"Hm? İstemiyor musun?"

Gelip bana sarıldın ve yanaklarıma çok güzel hissetmemi sağlayan öpücükler kondurdun. Daha sonra dudağıma. O kadını da böyle öpmüştün değil mi? Yine de geri çekilmedim. Kendimden nefret ediyorum Yoongi. Senden değil.

"Çok zayıflamışsın Jimin. Bugün kesinlikle o dediğim yere gidip seni tıka basa doyuracağım."

Güldüm. Gülüşümden öptün. Ağlamamalıyım, şimdi olmaz. Eskisi gibi davranıyorsun bugün. Ne oldu?

"Gidelim. Seninle her yere giderim zaten ben."

Gülümsedin yine kocaman. Çok güzel gülümsedin. O kadına gülümsediğin gibi. Yine de içimdekileri dile getiremedim. Kendimden bir kez daha nefret ettim. Senden değil Yoongi.

"Peki nereye gidiyoruz?"

Elimden tutup beni dolabın önüne getirdin ve seçtiğin kıyafetleri özenle üstüme giydirmeye başladın. Ben ise sadece seni izledim. Seni çözmeye çalıştım. Yapamadım.

"Söylesem mi ki?"

Düşünürmüş gibi yaptın bir çocuk edasıyla. Bana ihanet ettiğin halde nasıl bu kadar mutlusun?

"Söyle ya hadi."

Son kelimenin son harfini uzattım. Oyununa devam ettim ben de.

"Tamam, pekala. Hani sana bahsetmiştim ya bir iş için oraya gitmem gerekmişti. Okyanusun kenarında bir restaurant var demiştim. Çok güzel bir yer. Hatırladın mı?"

"Hm hm."

Gidip sabaha karşı geldiğin ve geceyi o kadınla geçirdiğin yer. Çok iyi hatırladım Min Yoongi.

"O zamaaann hazır da olduğuna göre hadi gidelim."

Elini ellerime geçirdin ve üstüne küçük bir buse kondurdun. Bir süre ellerimize baktım gülümseyerek. Ellerimizin birbirimizin arasında oluşunu özlemişim Min Yoongi.

Önceden ellerimizi ayırdığımız çok kısa bir zaman olurdu oysaki.

I'm Okay : ymHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin