Otobüs

796 26 7
                                    

Biraz geç yükledik,özür dileriz. Skype'dan görüntülü olarak konuşup yazıyoruz ve emin olun çok zor oluyor. Eee şey birkaç tane okuyucumuz var ve biz okuyucuların arttığını görünce tepiniyoruz! İyki varsınız. :) Oylarınızı ve yorumlarınızı çekinmeden yazın pls. Çünkü buna çoook kocaman ihtiyacımız var. Neyse iyi okumalaar! :))

 

İçeriye geçtiğimde buranın hiç değişmemiş olduğunu fark ettim. Babannem kısık ve bir o kadar sevecen sesiyle

''Duruu!  Kızım çok özledim seni gel buraya.''  gibi bir cümle kurdu.

Uzun ve sıkıcı bir sarılma faslından sonra babaannem ve dedem Arya ile beni görücü üsulu tanışmış, konuşup sonrada gerdeğe girecek gelin ve damat gibi yalnız bırakıp bahçeye çıktılar. Bizi niye bırakıyorsunuz arkdşlr? 

''Aynı odada kalıyormuşuz.'' dedi bıkkın bir sesle yeni kuzenim. Sanki ben seninle aynı odada kalmak istiyorum. Facebook ya da WhatsApp olsaydı görüldü yapmıştım bile.

İkimizde telefonlarımıza yoğunlaşmış farklı koltuklarda oturuyorduk. Ben diğer kuzenim Mert ile konuşurken Arya hışımla telefonu yere attı. Ayfon lan o Ayfon! 3310 değil! Boru değil o! Şımarık velet! diyemeden ağlamaya başladı. Aferin kıza, güzel ağlıyor, sessiz ağlıyor, bi köşeye oturup ağlıyor. Gavur ağlama stili bu. 

''Are you okey?''

''Türkçe biliyorum.''

Tabii Türkçe biliyorsun canım kuzenim, hatta benimle birkaç kez konuşmuştun!

''İyi misin?''

''Ordan bakınca iyi gibi mi gözüküyorum?! Beni.. aldatmış... ve...biz.. ayrıldık.''

Bana ne kadar da laf çarpıtmış olsada aldatılmış olduğu için ona pek kızmadım. İzmir'deki Best Friendimden alışıktım. İrem ve İrem'in sevgili olayları...

''Arya ben böyle olaylar için okuyorum. Galk gız giyin. İtiraz istemiyorum. Kafanı dağıtmış olursun hem Ankara'yı gezmiş olursun hem de.. birlikte vakit geçiririz. Bir taşta iki kuş, yoksa üçmü? Evet bir taşla üç kuş. Neyse.''

İkimizde hazırlandığımızda yeni kuzenimin çığlığını duydum. Bende boş kalırmıyım? Asla. Bende çığlık attım ve dedemin 'ne ayak kızlar?' bakışlarına maruz kaldık. Arya telefonunun kırık camını gösterince dedemin yanında orta parmak gösteremeyeceğim için ''tamirciye götürürüz'' diyebildim. Her ne kadar İzmir'li olsamda Ankara benim şehrimdi resmen. Onu AnkaMall'a götürecektim. Hatta otobüsle! ATRAKSİYONA BAKAR MISINIZ?

Dedem ben ve Arya otobüsü bekliyorduk. Sonunda otobüs geldi ve dedem ikimizin kolundan tutup 

''Ula, kızlar kendinize dikkat edin, otobüste telefonunuzla oynamayın, tanıdıklarınızla konuşmayın.''

Puhahah. Dede sanki Arya'nın oynayacak telefonu var. 

Ah dede, bir de marketten su alıp arkamızdan su dökseydin? Su gibi gigip su gibi gelsinler hesabı.

Otobüse bindik ve ikimizde kulaklığımızla bütünleştik. -Arya mp3'den müzik dinliyor.-  Arya cam kenarında olduğu için kafasını cama yaslarak ağlıyordu. Kafası sallanıyordu tabii doğal olaraktan. Tumblr'a benzemez ama burası qülüw.

Yaşlı ve bir o kadar da bilmiş olan teyzelerin bize doğru geldiğini görünce Arya'ya seslendim,

''Teyzelere uyanık olduğunu belli etme, ya da hasta taklidi yap.'' Arya bana sanki 'yanımda saatli bomba taşıyorum' demişim gibi baktı.

''Arya uyuyormuş gibi yap. Eğer oturmak istiyorsan.'' Anlamsızca bakan gözlerini bana çevirdiğinde benden günah gitti diye fısıldadım.Ve uyumuş taklidi yapmaya başladım. Evet, hala otumak için uyuyomuş gibi yapıyorum. Annemin bana çocukken öğrettiği taktik. 

Teyzeler 'Evet gençler kimlikler' bakışını atmış olmalıki  Arya'nın  söylenerek yanımdan kalktığını hissettim. Koltuk ve bacaklarımın arasında kalan boşuktan geçmeye çalışan teyzeye aldırmadan 'Kötü Kadın Müzeyyen' kahkahamı içimden attım. Nihahahah. 

Evet, yanımda resmen ayaklı limon kolanyası oturuyordu.

-ARYA'DAN-

Iphone'mun kırılması -ki ben kırdım- sevgilimin beni aldatmış olması ve ayrılması yetmezmiş gibi yerimden de atılmıştım. Otobüs tıklım tıklım doluydu, ortada para toplayan adam bana bakarak bağırdı;

''Ablacım arkaya doğru ilerlesen biraz?!''

Tamam derken geri bir adım atmıştım. Atarken sert bir şeye çarpıp yere dört ayak üstüne düştüm.

Bikauz aym em ket görl. 

Düştüğümde duyduğum iki şey vardı; 

1-Hunharca gülen kuzenim Duru,

2-Yüksek sesle güldüğü için Duru'ya 'bu gençlik nereye gidecek' bakışı atan 35 yaş üstü insanların homurdanmalarıydı.

Duru acaba herkese bu kadar kaba davranıyor muydu? 

Zar zor kalkabildiğim için arkadan şampiyon müziğinin çalmasını isterdim. 'vii ar dı çeempııs may fireeeeends'

Beni düşüren varlığa baktığımda önümü döndüm. Bir oğlandı.Başladım konuşmaya;

''İnsan bir özür diler! Ne kadar da kabasın! Cevap versene ya! Bakma öyle mal mal! Aptal, Muşmula suratlı!Hepiniz aynısınız işte.''

Şimdi Duru da dahil olmak üzere onaylamayıcı bakışlar bana dönmüştü. Oğlan kulaklığını çıkarıp bana  ''bir şey mi oldu?'' dediğinde  diyeceklerimi sıralarken umarsamaz bir şekilde kulaklığını geri taktı. Sinirli bir hareketle önüme döndüm.

...

-DURU'DAN-

Eve geldiğimizde saat 21.00'di kapıyı hışımla açan dedem oldu.

''Ula, nerde kaldınız? Saatten haberiniz var mı saatten? Bu saate kadar ne yapıyordunuz?''

''Alışveriş dedişko alışveriş.''

Arya ile odamıza geçtiğimiz zaman Arya sinirli ve bir o kadarda aşk acısını unutmuş gibi duruyordu.

Eee benim matematik dersindeki problemlerim İrem'in aşk problemleri oluyordu. Çözümleride ben.  Ben Duru, ben bu oyunu bozarım!!1!1!!

Ben ayıcıklı pijamalarımla şirin ve sevimli görünürken Arya ise kareli pijamalarıyla havalı ve güzel görünüyordu.Onun yanına gittim ve elimi omzuma attım

''Bu akşam kızlar partisi yapalım mı?''

''Sadece ikimiz mi?''

''Yok dedemleride çağırırız.''

''Olur, eminim anneannemin anlatacak çok şeyleri vardır.''

''Aman Yarabbi! Şaka yapmıştım! ''

Kuzenimle Bir YazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin