Arkadaşlar okuduğunuzu belli ederseniz sevinirim :) iyi okumalar
Uyandığımda pudra rengi duvarlarla karşılaştım. Nerdeydim ve buraya nasıl gelmiştim. Dışarda tıkırtıları duyunca hemen saklandım belkide gece mafyalar gelip beni kaçırmıştı ah kahretsin hiç birşey hatırlamıyordum .
Aniden kapı açılınca uzun bir çığlık atıp yerden aldığım terliği karşımdaki adamın kafasına atmıştım. Adama dikkatli bakınca Burak bey olduğunu gördüm . Ama neden beni kaçırsın ki çok saçma o yüzden mi asistanı olmamı istemişti. Burak bey üstüme geldikçe daha da geri kaçtım en sonunda duvara çarpınca salavat getirip son duamı etmeye hazırlanıyordum ki . Burak beyin sesisle kendime geldi.
''Yaprak sakin ol herşeyi anlatıcam ben de bundan korkuyodum ya'' neden bahsediyo bu adam beni kaçırmış bide herşeyi anlatcakmış.
''Bak Yaprak dün gece fazla sarhoştun evine götürdüm ama anahtarı bulamadım o yüzden burdasın sakinleş sana kahve yaptım elini yüzünü yıka banyo sağdaki kapı sonra yanıma gel sen bir doktorsun böyle hareketler hiç yakışmıyor'' ah şimdi dank etmişti kafam feci zonkluyordu en iyisi dediklerini yapmaktı kalkıp elimi yüzümü yıkadım ordanda yanına kahvemi içmeye gittim nedense yüzünde bir gülümseme vardı bastırılan müthiş bir gülümseme
___
Teşekkür ederim Burak Bey zahmet etmişsiniz sabah sersemledim biraz terlik için üzgünüm yaptığınız iyiliğin karşılığını alıcaksınız yine teşekkür ederim '' deyip ordan uzaklaştım gitmedende burak artık ona bey dememem için beni azarlamıştı hem uyuz hemde fena karizmatik bir kişiliği ve fiziği vardı.
Kendimi daha fazla bağlamadan hemen eve gitmeye karar verip taksiye atladım. Bir süre içmeyide kendime yasakladım benim gibi alkolden uzak durmaya çalışan arkadaşlarını da azarlayan biri bu hale nasıl gelebilir tabii ki kimi kandırıyorum arkadaşımın ihanetinden sonra herşeyi hakediyordum.
Eve vardığımda telefonumda 20 cevapsız arama vardı 5 de mesaj 10 defa naz aramıştı demek ki gelmişti artık canım arkadaşım ne kadar özlemiştim onu diğerleri alp ve zeyneptendi.
Mesajları sonra okurum diyip hemen duşa girdim. Çıktığım da pembe panterli pijamalarımı giyip yatağımı hazırladım mesajlara bakmayı hatırlayıp telefonu elime aldım ilk mesaj gökhandandı ; '' Kuzu nerdesin sen ya naz geldi kaç defa aradık seni Burak evine bırakmıştır inşallah mesajımı görünce cevap ver meraktan öldük'' diğerleride zeynep ve alptendi onalarda merak ettiklerini yazmışlardı. Gökhana iyi olduğumu yarın hastaneye geliceğimi söyleyip derin bir uykuya daldım kalktığımda sabah ezanı okunuyordu.
Erken kalkmanın verdiği hüzünle bir daha yatmaya yeltendim ama uykum üskadarı boylamıştı. Kahvaltımı yaptım saçlarımı düzleştirdim pudra bir tişört ve dar bir pantolon giyip hastanenin yolunu tuttum. Erken kalktığım için arabama binip gitmek daha mantıklı geldi yola çıktıktan 1 saat sonra hastaneydim ama kimse yoktu saat 7 iydi fakat kimseyi göremiyordum. Aklıma saatlerin geri çekildiği gelince kantine gidip kahvemi içmeyi tercih ettim. Biraz oyalandıktan sonra tam kalkarken Burak Bey gözüktü oda mı unutmuştu yoksa her sabah böyle mi geliyordu.
''Günaydın Burak Bey '' dedim
''Güneydın sarhoş doktor hani Bey yoktu lütfen yaprak dikkat edelim böyle şeylere '' adam bana sarhoş demişti asıl sensin o pis sapık beni utanmadan evine götürmüş bide ben sana yapıcağımı bilirdim de bu hastaneye lazımsın pis ayyaş
''Ahaha kusura bakmayın sizide rahatsız ettim ama neden arkadaşlarımı aramadınız yani size yük olmasaydım o yüzden söylüyorum'' bende iki yüzlünün tekiyim ama işte kovulmakta istemiceğim şeyler arasında
'' Arkadaşlarını armadım çünkü şeyy onlarda sarhoştu zaten sizi kendim aldığımdan kendim getirmek istedim buyrun oturup konuşalım ayakta olmıcak neden bu saatte geldiniz '' dedi şeyy mii bu adam napmaya çalışıyor hala anlamadım ama çıkar kokusu.
''Saatimi ayarlamamışım siz neden geldiniz ? '' dedim aslında karizması baş döndürecek derecedeydi aslında doktor olmasa belki şans verebilirdim ama aslında aması yoktu sonuçta yakışıklı ve kibardı neden olmasın ki
''Benim acile gelemem gerekti kalbinde sorun olan hastamı buraya naklettirdim. '' dedi o sırada alarmı çalınca yeni işin hayırlı olsun hadi kalk gidelim diye bileği mi tutup koşturmaya başladı bu hasta fazla bir önemliydi sanırım.
Hastanın yanına gittiğimizde kalp krizi geçiriyordu. Hemen ameliyata alıp kan takviyesi yaptılar duyduğuma göre Burak Beyin kanıyla aynıymış. Yanına gittiğimde yüzü yaşla doluydu bir anda belime yapışınca olduğum yerde kaldım ayrılmaya çalıştıkça daha da sıkıyordu belimi yüzüne bakmayı başardığım da annemi kaybettiğim gün geldi aklıma.
''Başınız sağolsun Burak Bey'' diyen hemşirelerden anlamıştım ki Burağın babasıydı. Yere yığılacakken tutup oturttum hemen yanına geçip bana sarıldığı gibi sarılmıştım daha da sıkı o acıyı çok iyi biliyordum. Hayatta en önemli varlığını kahbediyorsun. Ben babamı çok sevmiyordum annemin ölümünden sonra evlenmesi beni çok yıkmıştı .
''Yaprak lütfen bırakma beni çok yalnızım lütfen'' diyip daha da sarıldı neden bendim acaba başka bir hemşireye sarılmasını istemezdim ama buna bir anlam yüklememeliydim. Yavaşça saçlarını okşayıp kafasını dizeme koydurdum. Bir müddet sonra uykuya dalmıştı.
''Babaaa nolur geri dön nolur gitme beni bırakma baba '' diye sıçramıştı yüzünden dökülen yaşları silip sakinleştirmeye çalıştım. Bu arada o uyurken hasta odalarından birine yerleştirip sakinleştirici yapmıştık. O kadar üzülmüştüm ki kendi babasının hayatı onun ellerindeydi ve o bunu kaybetmişti. Berbat bir durumdu onun yanında kalmalıydım yanında beni istiyorsa onun yanında kalmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçen Aşk
Teen FictionAnnemle babam yıllar önce boşandı ve annem hayatını kaybetti babam başkasıyla evlenince bende okuyup doktor oldum adım Yaprak tek ve sessiz bir evde hayatımı geçiriyordum takii ogün gelene kadar.... Geçen ve gelecek olan aşkın hikayesi iyi okumalar...