1815
William, evinin kapısından içeri girer girmez tüm yorgunluğunun yok olduğunu, huzurla dolduğunu hissederek gülümsedi. Evin dört bir yanına yayılmış olan zambak kokusunu içine çekti. "Ben geldim!"
Edward ona "Odamızdayım!" diye seslenince gülümsemesi daha da büyüdü. Adımlarını koridorun sonundaki odaya yönlendirdi. Oraya yürüdükçe zambak kokusu artıyordu. Evin kokusunu değiştirmeyeceğini umduğu kırmızı gülleri arkasına sakladı.
Edward yatakta oturmuş, arkasına yaslanarak kitap okuyordu. İçeri giren sevgilisini görünce üzerinde İlahi Komedya yazılı deri kapaklı kitabı kenara bıraktı. "Seni özledim. Nerede kaldın, daha erken geleceğini sanıyordum?"
William onun yeşil gözlerine bakarken arkasındaki gülleri öne çıkardı. "Aslında erken gelebilirdim. Ama sana gül topladım, çiçeğim."
Gülleri kucağına alırken, Edward'ın ifadesi yumuşadı. Elindeki çiçekleri kokladı. "Seni çok sevdiğimi biliyorsun, değil mi?"
William kahverengi saçlarını savururken sırıttı. "Biliyorum."İkisi de kıkırdadı. William ayakkabılarını yere bıraktı ve yatağa tırmandı. O, büyük örtünün altına girdiği sırada Edward "Bunları suya koyup geleceğim." dedi ama William onun bileğini tuttu. "Sonra koyarsın, gitme. Çiçeğimi özledim."
Edward neşeli bir şekilde gülleri kitabının da bulunduğu masaya bıraktıktan hemen sonra ona yaklaştı. İkisi birbirine sarılarak oturdu ve William örtüyü ikisinin üstüne çekti. Yüzünü sevgilisinin boynuna gömdü, gözlerini kapatarak kokladı.
Onunla ilgili en sevdiği şeylerden birisi, kokusuydu. Sonra güzel gözleri, yumuşak saçları, tatlı dudakları... Her bir detayını seviyordu. Gamzelerinden göz kenarlarındaki kırışıklıklara kadar. Hepsine tapıyordu.
Edward ellerinden birini onun yüzüne yerleştirdi. Parmaklarını ince dudaklarının üzerinde gezdirdi. "Sana bir şey soracağım."
William sevgilisinin boynuna bir öpücük bıraktıktan sonra gözlerini açtı ve ona baktı. "Sor çiçeğim, dinliyorum."
"Ben bugün bir şey okudum. İnsanların öldükten 200 yıl kadar sonra tekrar dünyaya geleceğini düşünüyorlar. Bir adam, 1300'de öldüğünü ve 1500'de tekrar doğduğunu söylemiş. Sence bu doğru mudur?"
William onun elini tuttu, bileğinin üstünü öptü. "Bilmem. Ama tekrar doğup seninle bir ömür daha geçirmek güzel olurdu."
Edward, yeşil gözlerinin içi parlayarak sevgilisine baktı. "Yeniden dünyaya gelirsek beni bulacak mısın?" diye sordu heyecanla.
"Elbette bulacağım çiçeğim, sen olmazsan benim yaşamamın ne anlamı var?" dedi William kendinden emin bir şekilde. "Hem ben inatçıyım, ne yapar ne eder bir şekilde hayatına girerim."
O buna gülünce, William hep yaptığı gibi tam gamzesini öptü. "Ama, benim güzel sevgilim, ölüm hakkında düşünmeni istemiyorum. Tamam mı?"
Edward başını salladı, kollarını tamamen onun vücuduna sardı. "Tamam. Ama unutma sevgilim, beni bulacaksın." diye tekrarladı. William eğilip onun dudaklarını öptü. "Söz veriyorum çiçeğim, bulacağım."
2019
Harry gördüğü rüyanın etkisiyle sıçrayarak uyandı. Onun uyanmasıyla Louis'nin gözlerini açması da bir oldu. "Harold, iyi misin?" diye sordu merakla. Kıvırcık saçlı genç başını salladığı halde Louis uzanıp komodinde bulunan bardağa biraz su doldurdu ve ona verdi. "Yine mi rüya gördün?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
COMPASS
FanfictionSadece bir pusulası vardı, ve o pusulanın üzerinde de belli belirsiz bir koordinat. 200 yıl önce yazılan bu koordinatların aşka ait olabileceği gerçeği hiç aklına gelmemişti. Amor omnia vincit.