Her şeyi Kaybettim

188 12 5
                                    

ASLI

beren beni kolumdan tutup kenara çekince meselenin anıl olmadığını anlamak salaklık olurdu . 

''seni daha kaç defa daha uyarmam gerekiyor ezik? anıldan uzak dur çirkin ördek yavrusu yoksa başına geleceklerden ben sorumlu olmam !''  cevap verecekken yapmacık gülümsemesini takınıp devam etti ''tamam mı tatlım?'' 

arkasını dönüp saçlarını savurdu ve yürümeye başladı . hızla kolundan tutup kendime doğru çevirim . 

''o kadar kolay değil canısı . hem en azından örek kurbağadan iyidir . ama sana kurbağa dersem kurbağalara hakaret etm,ş olurum . yani o kadar çirkinsin ki seni hergün görünce şok oluyorum , midem bulanıyor , başım ağrıyor , kusasım geliyor.... daha devam etmeme gerek yok sanırım sen kendini biliyorsun zaten!'' deyip göz attım . 

''seni çirkin-''

''hey kızım! burdan toz ol yoksa , seni gebertirim''  tuğba araya girerk konuşunca beren ağzı açık bize baktı . çenesini yukarı kaldırıp ağzını kapatmasına yarımcı oldum :D ve yürüdüm .

''ağzına sinek ya da senin deyiminle anıl kaçmasını istemiyorsan kapat . sinek bile o ağza kaçar mı bilemem ama neyse '' deyip arkama baktım ve sırıttım . tuğba'da yanıma gelip koluma girdi . beren'in haykırışlarından uyuğum tek şey 

''bunu ödiceksiniz sürtükler'' di . asıl sürtüğün kenisi olduğunu bilmiyor galiba . bu arada az önceki bendim . birinin berene o şapşal ağzını kapattırması gerekiyordu . Görüşürüz göt xxd piç smile :D 

(...)

her ne kadar beren'e onları söylemem beni rahatlatsada içimde kopan birşeyler vardı .    çadırıma geçir sırt üstü uzandım  ve ellerimi kafamın altına koydum .

suçluluk duyuyorum hem de çok fazla . anıl'ı orda bırakmamam gerekiyordu . şarkı söylerken kendimi hiç iyi hissetmeiğim kadar iyi hissetmiştim . onunlayken başkaydım . her ne kadar ona sırılsıklam aşık olsamda , her ne kadar beren'den hoşlanmadığını söylesede ona tam olarak inanmıyorum .

düşüncelerimin arasından telefonuma mesaj geli 

''dışarı çık oradayım'' anıl ümidiyle çadırdan hızla çıkıp etrafıma bakındım . çıtırtı sesi duyunca ürperdim . a- 

''doğuş?''

''sana da mı aynı mesaj geldi? diyerek gülümsedim.''

''evet..ne tesadüf ama... beni aha çok uyku tutmadı sanırım senide ''

''ahh evet dönüp durdum işte.''

''yıldızlar fazlasıyla parlıyorlar ve ışıkları hiç sönmüyor fakat bu ölene kadar . annem gibi'' kafasını kaldırmış dikkatle yıldızları inceliyordu . ve üzgündü 

''eminim o da seni çok özlüyordur. fakat üzgün olmanı isticeğine emin değilim''deyip içten bir gülümseme yaptım . bana döndü ve baktı . daha sonra da gülümsedi . 

''teşekkür ederim'' elini , elimin üzerine koydu . ve bende sıktım

''buna ihtiyacın vardı '' olanlardan sonra beni rahatlatan kişi olmuştu . tuğba ondan hoşlanmakta haklıydı her ne kadar doruğa söylemese de .''

yavaşca bana doğru yaklaştı nefesini hissedebiliyordum . ve kokusu...anıl gibiydi . dudağıma yaklaşınca ürperdim . ona karşılık verdim . 

napıyorum ben? hızla kendimi çekip ayağı kalktım . 

''b-ben çok üzgünüm . çok''deyip hızla çadıra girdim ve çadırım fermuarını kapattım . gözyaşlarıma bir türlü engel olamıyordum . naaptım ben böyle? anıl'a o kadar çok benziyordu ki... yarın dönüyorduk ve bn ne anıl'ın ne de tuğba'nın yüzüne bakabilecektim.

(...)

''Hadi gençler uyanın artık . dönüyoruz.'' tiz sesli hoca bağırınca uyanıp eşyalarımı toplaım . çadırı toplamaya çalışırken anıl geldi . 

''Yardım etmemi ister misin? '' anıl'la göz göze gelince gözlerimi kaçırdım . 

''H-hayır ben toplarım . '' dememe rağmen beni iterek çadırı toplamaya başladı. bu hareketine gülmemek imkansızdı ama ben ne gülebiliyor ne de gülümseyebiliyorum . 

''Teşekkür ederim'' 

''yapman gereken tek şey teşekkür etmek değil . güvenimi sarsmamak . seni seviyorum aslı bunu değiştiremem ama bunu haket'' deyip çarpık bir gülümseme attı . gülümsedim ama içten değil . yanımdan uzaklaştığına derin bir ''oh'' çektim . 

çadırı bagaja koyup otobüse bindim . ''buradayım'' tuğba'nın sesini duyunca ona doğru ilerledim ve yanına oturdum . yan taraftada anıl ve doğuş vardı . harika üçgenin ortasında kaldım . doğuş eğilip gülümsediğinde şaşırdım . 

dün olanlardan sonra kendimi suçlu hissediyorum onunda öyle olacağını sanmıştım . o sırada anıl'da doğuş'a baktı  . ciddi ve sert . doğuş geriye çekildi . anıl tekrar bana baktı . gülmemek için kendimi zor tutuyorum . hızla kafamı çevirdim

''okulu özledim'' tuğba'nın sesiyle irkildim . 

''bende'' aslında özlemedim . orası ayrı konu . evimi bile daha çok özledim.

''e bugün napıyoruz . ben doğuş'a söyledim o da anıl'ı ikna edecek ve hep beraber cafe'ye gidecez. itiraz istemiyorum bayan geleceksiniz . kaçmak yok'' 

''ya aslında-''

''aslı!''

''peki'' deyip kabul etmek zorunda kaldım . offf offff

(...)

otobüs durunca herkes dışarı akın etti . 

''hadi ilerleyin çocuklar!'' kimse ilerlemiyor ve tek bir noktaya bakıyordu . aralarından geçip öne yerleştim . ne ? doğuş ve ben? anıl'a baktığımda sinirli gözüküyordu  . hızla arkasını dönüp yürümeye başladı . 

''anıl!'' diye bağırmama rağmen yavaşlamamıştı bile . beren'de onun arkasından koştu tabi bana alaycı gülümseme göndermeyi eksik etmedi .  ikiside ortadan kaybolmuştu gözlerim etrafta tuğbayı arıyordu . onu doğuş'a bağırırken buldum . hızla koşarak gitti . Napacam ben ?

Her şeyi kaybettim...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 10, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gizemli AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin