Dersimiz; Sev(il)mek

803 20 6
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


*

Sevmek güzeldi de, sevilmek zor işti vesselam.

*


Birini sevmek...

Kulağa hoş ve heyecan dolu gelse de dilden döküldüğü gibi kolay değildi birini sevmek. Sevmek güzeldi de, sevilmek zor işti vesselam. Birinin kapısına çat kapı dayanıp kalbine sorgusuz sualsiz girebilmek, büyük mücadele gerektiriyordu. Bazen gerçekleşmesi imkânsız bir dilekti, bazen de sadece bir hayalden ibaretti.

Birçok kez o kalbin kapısına dayandım. Eklem yerlerimin yara bere içinde kalmasını umursamadan o kapıyı defalarca acıdan titreyen ellerimle yumrukladım. Ciğerimin yanmasına sebep olacak kadar çok bağırdım, gururumu kenara atıp bir zavallı gibi yalvardım. Beni küçücük bir sevgi kırıntısıyla sevmesi, avuç içlerimi dolduracak kadar az bir şefkatle gözlerime bakması için... Kanadım, kırıldım ama vazgeçmedim. Çünkü sevmek yetmedi ve ben sevilmek istedim. İçten, gerçekçi bir sevgiyle sevilmek istedim. İçimin titremesine neden olacak kadar sevilmek istedim.

İnsanoğlu doyumsuzdur bu konularda. Aç kalbim, bir türlü doymak bilmedi.

Sevilmedim. Görülmedim. Duyulmadım.

İçimden oluk oluk bir şeyler parçalara ayrılıp havaya karışsa da durmadım, duramadım. Vazgeçmedim. Umudumu yitirmek istemedim. Savaşmak zorunda olduğuma inandım. Kolay olmayacağına emin olup mücadele verdim. Çünkü sevilmek için yalvarmak zorunda olduğumu düşündüm. Kendimi buna inandırdım.

Onun kalbi herkesi içine sığdırabilecek kadar büyüktü, ama o karanlık sarayda bana bir şekilde yer yoktu. Kaç kere yüzüme kapandı, kaç kere o kapıya çarpıp yere kapaklandım, saymadım.

Kalp acımasızdır. Bazen sahibine bile ihanet ediyor.

Benim bu lanet olası işe yaramaz organım bana birçok kez ihanet etti. Kandırdı beni. Yalanlara inandırdı. Ve ben kendimi dipsiz bir karanlıkta buldum. Işığı göremedim. Yukarıya tırmanamadım, kimseden yardım dilenemedim, kurtulamadım o bataklıktan. Çamura battım. Kuyunun en dibini gördüm. Sonunu göremediğim bir sokağa girdim ve kayboldum. Ve belki de hayatımın en büyük hatasını yaptım.

Belki de biz sevmemeliyiz. Belki de gerçekten sevmek kalbin sadece susmasını ve kanmasını sağlıyor. Sevmek belki de sadece aptallıktır.

Sevmek, sevilirken güzeldir.

Acımasız, kalpsiz bir adamın karşısında elimden başka ne gelirdi ki? Kendini bana hatırlatan gururumu kaç kere daha görmezden gelebilirdim? Onun o vurdumduymaz kalbi bana etten bir duvar gibi engel olurken nasıl savaşabilirdim? Parmak uçlarım kendi kanıma bulanırken ne kadar daha onun acımazlığına katlanabilirdim?

İnsafsızdı. Düşüncesizdi. Acımasızdı. Beni ne hâle getirdiğinin farkında bile değildi. Belki de farkındaydı ama değersizdim o gözlerde, o simsiyah kalpte.

Kalbimin kırıklığını hiç umursamadı. Oysa ben onun canı yandığında ölecek gibi olurdum.

Sonra bir gün kalbimin yanlış yaptığını hissettim. Susturdum onu. Gerçek beynimde yankılandı. Olmayacak bir duaya âmin demek gereksiz değil miydi? Ben savaşmak, yalvarmak, kanamak zorunda değildim. Ben kendimi sevdirmek zorunda değildim ki! Onun beni sevmesi için çabalamak saçmalıktı. Seven insan severdi, değil mi? Kendimi birine zorla sevdiremezdim ki!

Güzel adamlar acımasızdır. Güzel adamlar sevmeyi bilmezler. Güzel adamlar sevilmezler.

Ben çok güzel bir adam sevdim ama sevilmedim. Bir adamın gözlerinde önce ölüp sonra dirildim ama yaşayamadım. Onun teninde var oldum ama yola devam edemedim. Parmak uçlarındaki tutku hoşuma gitti ama aynı zamanda canımı yakmaya başladı. Dudaklarından dökülen sözler kalbimi paramparça etmeye koyuldu. Gece karası gözleri beni kurtarmak yerine daha dibe, en dibe batırdı. İkilemde kaldım. Kalbim ve mantığımın arasındaki köprü yıkıldı, altında kaldım.

Onu sevmek bana iyi gelmedi. Yıkıldım, enkaz oldum, öldüm.


***



SOSYAL MEDYA HESAPLARIM:

IG: dilaraabuyuk

IG: dilarabuyukromanlari

FB: Dilara Büyük'ün Kaleminden

MELEK BÜYÜSÜ (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin