*
Sus kalbim! Sus çocuk yanım! Sus masumluğum! Sesini kimse duymasın, o seni anlamaz.
*
On Yıl Önce, İstanbul
Göz kapaklarımı yavaşça mavilerimin üzerine örtmemle karanlığa teslim oldum. Yüzüme değen ve tenimin ısınmasını sağlayan güneş ışığıyla derin bir nefes aldım. Arada sırada esen meltem yüzünden hışırdayan ağaç dallarındaki yaprakların sesi kulağıma akın ediyordu. Tenimin çıplak olduğu kısımlara altımda kalan çiçekler sürtüyordu. İster istemez dudak kenarlarım yukarı doğru kıvrıldı. Huzur kokuyordu burası. Ve huzur bulmaya o kadar çok ihtiyacım vardı ki...
Saniyeler sonra yüzüme inen gölgeyle sessiz kaldım ve beklemeye koyuldum. Saniyeler, belki de dakikalar geçmesine rağmen o gölge bir türlü kaybolmak bilmedi. Kaşlarım çatılırken gözlerimi yavaşça araladım. Sıcaktan ve hâlâ hafifçe yüzüme değen güneş yüzünden gözlerimi yeniden kısmak zorunda kaldım.
Arkasından vuran güneş yüzünü görmeme engel oluyordu fakat içimden bir ses gözlerimin içine baktığını söylüyordu. O kadar heybetliydi ki... Ve o kadar üzerimde etkili...
Hiçbir tepki vermeden kaşlarımı eski haline getirdim, ardından sessiz kalıp göremediğim yüzüne odaklandım. Ne bir tepkide bulundu ne de bir açıklama yaptı. Öylece ayakta dikiliyor ve güneşlenmeme engel oluyordu.
"Çekilir misin? Güneşin tadını çıkarmama engel oluyorsun." diye mırıldandım onun bir şey söylemeyeceğini anlamamla.
Kış aylarında hep üzerimde bir yorgunluk ve hüzün olurdu, fakat yaza girmemizle yine içim neşeyle dolar, mutluluk duyardım. Yoğun geçen dersler ve sınavlar nedeniyle bir türlü bu sıcak havaların tadını çıkaramamıştım. Hafta sonunun girmesiyle hep birlikte piknik yapmaya karar verip Belgrad Ormanı'na gelmiştik. Çocukluğumdan bu yana burayı severdim. Sessizliği güzeldi. Doğanın içinde tam anlamıyla olmak huzur veriyordu. Herkes piknik alanında eğlenirken ben etrafı keşfe çıkmış, ardından rengârenk çiçeklerle dolu yeşilliği görmemle kendimi güneşin altına atmıştım.
"Bembeyaz bir tenin var ve sen yine kendini düşünmeyip yanmaya meraklanmışsın. Güneş kremi sürmeyi düşünmüyor musun?" diye sorduğunda afalladım, fakat yüz hatlarımı kontrol altında tutmayı başardım.
Onun siyah gözbebekleri üzerimdeyken elim ayağım birbirine dolaşıyor, ister istemez sakarlaşıyordum. Omuz silktim ve biraz sağ tarafıma kaydım. Böylelikle gölgesinden kurtulmuştum. Fakat o beni umursamayıp sağ tarafa bir adım attı ve böylelikle yine beni güneşten mahrum bıraktı. Sinirle soludum ve ellerimi toprağa bastırıp doğruldum, ardından ona döndüm. Bu sefer tam anlamıyla yüz hatları gözlerimin önüne serilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEK BÜYÜSÜ (KİTAP OLDU)
RomanceMELEK BÜYÜSÜ | SEVDANIN TÜRLÜ YÜZÜ II "Ay yine yüzünü aydınlatıyor. Gece güzelisin, Beria. Gece güzelisin." © Tüm hakları Müptelâ Yayınları'na aittir. Yayın evinin izni olmadan alıntı yapılamaz ve kopyalanamaz. İLK YAYIMLANMA TARİHİ: 1 MAYIS 2015 B...