"Hocam lavaboya gidebilir miyim?"
"Kızım sen kendini ilkokulda falan sanıyorsun herhalde, geç otur yerine"
"Ama hocaam.."
"Evet çocuklar nerede kalmıştık?"
Uyuz uyuz uyuz! Tutabilecek olsam zaten izin istemezdim değil mi? Bir dakika, bir dakika bacağımdan aşağıya inen sıcaklıkta neyin nesi? Tahmin ettiğim şey olamaz değil mi? Kulaklarıma dolan kahkahalar.. Allah'ım resmen altıma işemiştim.Korku dolu gözlerle bana bakıp, kahkaha atan suratlara bakmamla koşmaya başlamam bir oldu.Tabi ardımdan onlar da koşuyorlardı.GÜLEREK.
"Gülmeyin! Gülmesenize be! Siz küçükken altınıza yapmadınız sanki, of yaa"
Yani bu yaşınızda yapmamış olabilirsiniz ama yaptınız sonuçta.Hem herkes çişini yapar, tabi kıyafetlerine olmasa da.
Koştukça kahkaha seslerinin git gide uzaklaştığını düşünürken daha da yaklaştığını fark etmemle gözlerimi açmam bir oldu.Ah, rüyaymış.Ama ıslaklık? O hala vardı.Sanırım bunu da yanımda gülme krizine girmiş kuzenciklerime bağlamam gerekiyordu.
Kaşlarımı çatarak "ya böyle şaka mı yapılır? çok kötüsünüz." diye çığırdım.
"Şakayı sana yaptık ama sayende gülmekten biz işicektik ya hatta biraz daha durursam altıma yapıcam" Dehan ablam koşarken bende Defne ablama dil çıkarıp yataktan çıktım ve hazırlanmaya başladım.
Derse geç kaldığım için Aslı'ya benim yerime imza atması için mesaj atıp diğer derse kadar etrafı dolaşmaya karar verdim.
*********
Bir insanın hem ilk derse hem de ondan 3 saat sonraki derse geç kalması insan üstü bir yetenek olsa gerek.Acele acele merdivenleri çıkarken durdum.Yani durduruldum.Yine bedenime çarpan bir insan kütlesi ve yine aynı surat.Eh, alışmış olmam gerekiyor artık değil mi?
"Bu da aramızda selamlaşma oldu herhalde?"
"Pardon"
Gözlerimden, hesaplanılsa ışık hızıyla kapışacak hızla kaçan gözler ve bedenin arkasından bakakalmıştım.Göz hizamdan çıktığında ise sonunda derse gitmeyi akıl edebilmiştim.
Hızlı adımlarım sayesinde son anda hocayla birlikte sınıfa girmeyi başarabilmiştim.
"Girebilir miyim HOCAM?"
"Özür dilerim hocam, ben biriyle çarpıştım da."
Hocanın laf sokmasını umursamayarak Aslı'nın yanına oturdum ve sıkıcı bir dersin bitmesini kafamdaki koyunların tüylerini sayarak bekledim. Buradan da dersin ne kadar sıkıcı olduğunu tahmin edebilirsiniz sanırım.Koyunları geçtim tüylerini sayıyorum artık.Koyunlarımın seksi kalçalarındaki tüyleri bile saydığımda nihayet ders bitmişti.
Kantine inip kuzenlerimin derslerinin bitmesini beklerken daha önce hiç görmediğim bir kızın bana doğru yaklaştığını fark ettim.
"Merhaba"
"Iı, merhaba"
"Boşsa oturabilir miyim?"
"Tabi ki"
Karşımdaki boş sandalyeye oturan kızı incelemeye başladım.Kumral saçları, yanık buğday teni vardı ve zayıftı.
"Ben Seda.Aslı'nın yurttan arkadaşıyım kendisini göremedim de sana sorayım dedim.Buralarda mı?"
"Yok o yurda döndü.Neden arıyordun ki?"
"Ders notu isticektim de akşam alırım artık.Bu arada tanıştığımıza memnun oldum.Adın Derendi değil mi?"
Gülümseyerek uzattığı eli sıktım."Evet, bende tanıştığımıza memnun oldum"
Kuzenlerim gelene kadar Seda'yla takıldık.Oldukça konuşkan bir kızdı.Sevimli ve tatlı halleri bana iyi bir arkadaş olacağımızı hissettirmişti.Zaten kuzenlerimin geleceği sıra 40 yıllık arkadaşlar gibi olmuştuk.
Kuzenlerim geldiğinde Sedayla vedalaşıp tabanvay yolculuğuna başladık.
"Akşam bir yere davetliyiz."
"Aaa, nereye?"
"Akşam görürsün."
Nereye gideceğimizi ısrarla sorduğum halde ne Dehan ablam cevap veriyordu ne de Defne ablam.Mecburen akşamı bekleyecektim.
**********
"Yaaa, gitmesek olmaz mı? Ben istemiyorum."
"Olmaaz, söz verdik o kadar.Komşuyuz sonuçta birbirimizi tanımış oluruz.Ayrıca siz Yankı'yla aynı sınıfta değil misiniz çok ayıp olur."
Ne yazık ki haklılardı bu yüzden itiraz etmeyecektim.Hem 1 kere tersledi diye çocuğa kin tutacak halim yoktu ya.
Erkek öğrenci evine göre fazla iyi tasarlanmış evde dolaşan gözlerim Yankı'ya değdiğinde yüzündeki memnuniyetsizlik apaçık belli oluyordu.Bende burada olmaktan mutluluk duymuyordum.Yine de bozuntuya vermeyecektim, bana ne sanki?
Saat ilerlerken muhabbet koyulaşmıştı.Yankı'da bende pek muhabbete katılmıyorduk.Ta ki konu bize gelene kadar.
"Eee Deren alıştın mı okula?" Bu soruyu soran Yankı'nın abisi Serkan'dı.
"Yani, bir sıkıntı yok şimdilik"
"İyi iyi.Yankıyla da aynı sınıftaymışsınız takılırsınız beraber."
Ben daha cevap veremeden Yankı "Ne takılması? O benim takılabileceğim bir tip değil." diye cuk oturan bir yanıt verince kan beynime sıçramıştı.Sanırım Yankı 1 günde ergenliğe girmişti, bu atarın başka açıklaması olamazdı.
Misafirlikte olduğumuzdan ayıp olmasın diye karşılık vermemiştim ama elbet bir gün cevabını verecektim. "Size iyi geceler" diyerek kalktım ve bir cevap beklemeden eve çıktım.
Yatağıma girdiğimdeyse kendimi koyunlarıma bırakarak kısa sürede uykuya daldım.
***********
İki gündür zamanlama sorunu yaşıyordum.Acele etmezsem yine derse geç kalacaktım.Ayakkabılarımı bağlayıp hızla merdivenleri inerken Yankı'yla karşılaşmayı beklemiyordum tabi ki.Dün ki dediklerini düşünerek "Ne o, aramız kötü galiba?" diye sordum.
Dalga geçercesine kısa bir kahkaha attıktan sonra "Aramızın iyi veya kötü olacak kadar yakın olduğunu düşünmüyorum" dedi ve merdivenleri inmeye başladı.Demek öyle.İşte şimdi gerçekten sinirlenmiştim.Derse geç kalmasam ona cevap verirdim ama yine kurtulmuştu işte.Ah tabi ya ders! Yankı'yla konuşacağım derken onu unutmuştum.Dikildiğim yerden kımıldayıp hemen yola koyuldum.
Sonunda okulun kapısından içeri girecekken her günün olmazsa olmaz olayı yine yaşanıyordu işte.Gerçekten sıkılmıştım bu işten artık.
"Sabrımı falan sınıyorsun herhalde.Sabah sabah atar yaptığın yetmezmiş gibi bir de çarpıyorsun."
Çatılmış kaşlarımı tam gözlerinin içine diktim.Ama bir şeyler farklıydı.Kıvırcık saçların, ela gözlerin yerini düz kumral saçlar ve kahverengi gözler almıştı.Bakınca "Aynı evin faturasına 'oha' diyebiliriz yakışıklı" dedirtecek kadar güzel yüze şaşkınlıkla bakarken "Kaburgamın 3.kemiği kırıldı resmen, sende de ne güç varmış be canım."
DEJAVU.Bu sahneyi bir yerden hatırlıyor gibiyim sanki.
"Kaburga kemiğini bilemicem de kafatası kemiğinin kırılmasını istemiyorsan uzatmasan iyi edersin.Derse geç kalıyorum."
32 diş sırıttı ve ''Nolur kırsana.'' dedi.
''Gülüşün için seni affediyorum.'' dedikten sınıfa sonra koşmaya başladım.
Ayrıca bu çarpışmadan anladım ki galiba sorun Yankı'da değil bendeydi.Ama tabi ki bunun üstünde durmayacaktım çünkü yetişmem gereken bir ders vardı.
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.Seviliyorsunuuz..