Taehyung, elinde market poşetleri ile insanların acele ile yürüdüğü sokaklarda tempolu bir şekilde yürüyordu.
Bir an önce eve gitmek, kocasına ve kızına sımsıkı sarılmak istiyordu. Birkaç saat görmese bile özlüyordu onları.
Bugün alışveriş sırası Taehyung'da olduğu için iş çıkışı markete uğramış ve kızı için birsürü oyuncak almıştı. Fazlasıyla oyalandığı için oldukça geç kalmıştı.
5 dakikalık mesafe kala yürüyüşünü daha da hızlandırdı. Yorulmuştu ama bir kaç dakika sonra dinlenebilecekti sonuçta.
Kolları çok fazla ağrımıştı ama yinede hızlı yürüyordu. Kollarını ve ellerini, umursamadı.
Evlerinin önüne geldiğinde ayağıyla yavaşça kapıya vurdu. Kızları uyuyor olabilirdi ve onu zil sesi yüzünden uyandırmak istemiyordu.
10 saniye sonra kapı hızlıca açılmış ve kucağında HaNeul ile Hosoek belirmişti.
Küçük kızı diğer babasının omzunda uyuya kalmıştı. Taehyung bu görüntüyü gözlerinden kalpçikler çıkararak izliyordu.
Ona bakan Hoseok en sonunda dayanamamış ve konuşmuştu. "Tae, girsene dışarda kaldın. Kolların ağrımıştır. İzleyeceksen içeride de izlersin."
Taehyung'un sağ elindeki birkaç poşeti sol eline almış hala kapıda öylece dikilen gence seslenmişti. "Hadi güzelim."
Hoseok'un seslenmesi üzerine içeri girmiş ve kapıyı kapatmıştı, Taehyung. Ayakkabılarını çıkarıp ev terliklerini giydikten sonra onu bekleyen eşinin yanına gidip dudaklarını buluşturmuşlardı.
Uyuyan kızının yanağından da öpmüş, önden mutfağa doğru yürümüştü. Hoseok da onun peşinden geliyordu.
"Bu kadar çok şey alacağını söyleseydin bende gelirdim Tae." Kızının sırtını okşarken konuşuyor, aldıklarını dolaba koyan eşini izliyordu.
"Bende bu kadar çok şey alacağımı tahmin etmemiştim ki." Hoseok'un elindeki poşeti de almış içindekilerin oyuncak olduğunu görünce içeri koymak için yönelmişti. "Oyuncak seçerken kendimi kaptırmışım."
Kendi dediklerine gülerken, Hoseok onu yüzündeki hafif tebessüm ile izliyordu.
Salona geçtiklerinde Taehyung yeni aldığı oyuncakları eski oyuncakların yanına koymuş ve kendini koltuklardan birine atmıştı.
"HaNeul'u yatağına yatırayım geliyorum." Hoseok, kendi odalarına doğru yürümeye başlarken konuşmuştu.
Dikkatle yürüyor ve küçük kızını izliyordu. Tombul yanakları babasının omzunda uyuduğu için büzüşmüş, dudakları öne doğru çıkmıştı. Uyumadan önce bolca koşuşturduğu için yorulmuştu ve en sevdiği mekanı, babasının omzunda, huzurla uyuyordu.
Odaya girdikten sonra kızını yatağına yatırmış üzerini örtmüştü. Alnını hafifçe öptükten sonra odanın kapısını açık bırakarak aşağı inmişti.
Koltukta yayılarak oturan eşinin yanına oturmuştu, Hoseok. Taehyung'da başını hemencecik Hosoek'un göğüsüne koyuvermişti. Kokusunu derince içine çekiyor ve bütün gün ihtiyacı olduğu tek şeyin bu olduğunu düşünüyordu
İkisi de çalışıyordu. Durumları kötü değildi ama büyümekte olan küçük bir kızları vardı. Hoseok, dans öğretmenliği yapıyordu. Haftanın belirli günleri gidiyor erken saatlerde gelmiş oluyordu.
Taehyung ise küçük bir atölyede resim kursu veriyordu. Bazen fazladan mesai yapmak zorunda kalıyor eve biraz daha geç geliyordu. İkiside işlerinde oldukça başarılı ve memnunlardı.
Hoseok, Taehyung'un saçlarını okşuyor ve bu Taehyung'un daha çok mayışmasını sağlıyordu. Daha sonra bu okşayışa öpücükler de eklenmiş ve Taehyung'un daha çok Hoseok'a sokulmasına neden olmuştu.
Birlikte geçirdikleri her saniye huzur doluydu. Kızları ile birlikte tam bir aile olmuşlardı.
Hoseok sağ eliyle Taehyung'un yanağını okşamaya başlamıştı. Taehyung kafasını Hoseok'un eline yaslamış ve elinin içine öpücük kondurmuştu.
Hoseok Taehyung'un kafasını kendisine çevirmesini sağlamış ve dudaklarını birleştirmişti. Öpüşmeleri derinleşerek daha ateşli bir hâl alırken ikiside bundan şikayetçi değildi. Sessiz evde sadece ikisinin tutkulu öpüşme sesleri duyuluyordu.
Taehyung dayanamayıp Hoseok'un kucağına çıkmış ve öpüşmeleri oradan devam etmişti.
Bir süre sonra nefes almak için ayrıldıklarında, alınları birbirine yaslanmış, nefesleri dudaklarına çarpmıştı. Bir kaç dakika ikiside birbirinin izlemiş yüzlerini binince kez akıllarına kazımıştı.
"Günün nasıl geçti?" Tae'nin burnuna öpücük kondurduktan sonra sordu, Hoseok. "Güzeldi. Bütün gün seni çizdim. Daha doğrusu çizmeye çalıştım, sevgilim." Yüzünde kocaman gülümsemeyle konuşmuş ve eşinin de gülümsemesini sağlamıştı.
"Hm. Demek öyle. Bak bunu öğrendiğim iyi oldu. Artık aklım sende kalmayacak." Yüzündeki pis sırıtış giderek büyürken konuşan Hoseok ellerini yavaşça Tae'nin kalçalarına atmış ve okşamaya başlamıştı.
"Her saniye seni düşünüyorum." Taehyung'un kulağına fısıldamış ve yavaş bir öpüşme başlamıştı.
Taehyung'un kaçarlarını avuçlamaya başlamış ve öpüşmeyi daha sert bir hale getirmesi ve Taehyung'un onu itmesi bir oldu. " Hoseok, ne yapıyorsun?! Çocuk uyuyor." Taehyung sessizce bağırmış ve nefes nefese Hoseok'a bakmıştı.
Hoseok ise koltuğa geri yaslanmış nefesinin düzene girmesini bekliyordu. Bir an kendini kaybetmişti. Kocasını özlemişti ama kızları evdeyken de yapamazlardı. Bu konuyu daha sonra düşünmeye karar verdi.
Taehyung, Hoseok'un kucağından inmeden kafasını göğsüne yaslamış ve orada dinlenmişti.
İkiside az önce ne yaptıklarını unutmuş ve birbirlerinin kalp atışları ile karışan nefeslerini dinlemeyi sürdürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serenity × vhope
Fiksi PenggemarHoseok ve Taehyung evlenmiş ve aşklarını sonsuz kılmışlardı. Ancak ikisininde hayatlarında en istediği şey, ikisinin yetiştireceği, bir çocuğa sahip olmaktı. Bu yüzden hayatlarının yeni ışığı olacak bebeklerini, HaNeul'u, evlat edindiler. Vhope °18...