"Hadi ama bebeğim, gerçekten gitmem lazım..."
"Hayır!"
"Servis kalkacak ama. Gerçekten gitmem lazım aşkım."
Sanki son kezmiş gibi ona baktığımda içimden bi ses gerçekten de "bu son mu olacak acaba?" Deyip beni uçsuz bucaksız karamsar düşüncelere sürüklüyordu. Gitmesini istemiyordum Atilla'nın. Servis kalkacak, o önce eve, sonra da yazlığa gidecekti ve en az 1 ay görüşemeyecektik.
"Seni son kez bile öpemiyorum. Keşke yalnız olsaydık!"
O an dalgın bakışlı sevgilim kollarını belimden çekip ona bakmamı sağladı ve yeşil gözlerini bana dikip gülümsedi. Hayatımda ölmeyi istediğim anlardan biri kesinlikle buydu; onun gözlerine bakarken ve mutlu ölecektim.
Eğilip her iki yanağıma da ıslak iki öpücük kondurdu, sanki bir daha öpemeyecekmiş gibi ve bir eliyle yanağımı okşarken gülümseyip " görüşürüz " dedi bana. Başı hafifçe yana kaydı, gözlerini ona dikmiş ve sanki her an tekrar ona yapışacakmış gibi duran aptal - evet aptal - sevgilisine son defa aşk dolu bi bakış attıktan sonra elimi bırakıp "seni seviyorum" dedi ve her zaman olduğu gibi "ben de seni seviyorum" dememi beklemedi. Tek farkı normalde ben cümlemi tamamlayamadan dudaklarıma yapışırken, şimdi arkasını dönmüş servisine gidiyordu.
Evet bunun gerçek bir veda olduğunu biliyordum ve gerçekten kalbim acıyordu. Ama ümit insanın içinde hep vardı ve olmalıydı da, yoksa kalan ömrünü insan nasıl geçirecekti ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımın Hikayesi
Teen FictionEğer 17 yaşındaysanız ve başınızdan en az bi kere büyük bir aşk geçmişse, hayatımın hikayesine hoşgeldiniz...