1. Bölüm

814 23 25
                                    

Doktor şaşkın bakışlarla yanıma geldi.

Üzgünüm tatlım, baban--

"Sus, konuşma. Duymak istemiyorum." deyip dışarı çıktım. Oldum olası hastanelerden nefret ederim. Niye öldüğünü bildiğim için doktorun konuşmasına izin vermedim. Tabiki aşırı doz. Başka ne olacak. Dışarı çıktım. Gözlerim hafif doluyor gibiydi ama aldırmadım. Sigaramı iki dudağımın arasına yerleştirdim. Çakmağımı yaktım. ve derin bi nefes içime çektim. Hiç olmadığı kadar boş ve hissizdim. Gözümden isteksiz düşen yaşı elimin tersiyle sildim. Ben üzülmeyecektim. Beni bile bile bırakıp giden bi adama yas mı tutacaktım?

Hayır!

Bunu asla yapmayacaktım.

Gelirken annemi gördüm. Kocasının öldüğünü duyunca sadece nedenini sordu. Aşırı doz dedim.

Şaşırmadı. Sanırım tahmin etmişti.

Ikiside birbirini seven tatlı bir çiftti. Onlara imrendiğim zamanlarla doluydu hayatım.

Ama lanet olası babam durmamış eroine kaptırmıştı kendini. Bunu isteyerek yapmamıştı. Başında bi bela olduğundan eminim ama bize söylemiyordu. Babamla tek konuştuğumuz da onu zorluyordum ama tek söyledi şey annene ve kendine dikkat et sözleri oluyordu. Yani kendini eroine kaptırmasının bi sebebi de kafasındaki dağınıklığı gidermekti. Ne yaşadığını bilmiyorum ama o yaşadıklarından sonra eve hem geç geliyor hemde fazla gergin oluyordu. Bazen eve bile gelmiyordu.

Böyle olunca annen babamdan nefret etmeye başlamıştı. Artık babam her eve gelişinde kavga ediyoyorlar yada kalplerini ciddi anlamda kırarak defolup gidiyorlardı. Ailemin parçalanacağını o zaman anlamıştım.

Bu yüzden öldüğünde hiç üzülmemiş olacak ki onu son bir defa görmek istemeden kolumdan tutup eve götürdü.

Bu sırada sigara bitmemişti. Annem dudağımın çekip söylenmeye başladı.

" İkinizde aynı boksunuz o eroinle öldürdü kendini sende sigarayla öldüreceksin. "

Yan bi bakış atıp kolumu ondan çektim. Bana yapışmasını sevmiyordum. Bana karışmasını söylenmesini kesinlikle sevmiyordum.

Ben 17 yaşındayım. Bilişim kolejine gidiyorum. Ailemin maddi durumu fazlasıyla iyi. Annemin holdinginde yaptığı dev çalışmalar ile büyük bir üne sahip olmasıda cabası.

Hayatımın 4 bi tarafında zorluklarla karşılaştım. Annem yüzünden. Babamın bana destek oluşunu özledim mesela. Hatrı sayılır derecede olumlu anılarım vardır. Ondan kurtulacağım derken yine bok çukurlarına düştüğüm çok oldu.

Annemin seslenişiyle titredim. Ona doğru dönünce ne var dercesine baktım.

"Taksiyle gidelim arabam uzakta. Sonra aldırırız" deyince kadındaki bu rahatlığa evladı olarak gözlerimi açarak baktım. 10'a kadar sayarak sakinleşmeye çalıştım.

"Beni kendi evime götüreceksin. Seninle kalmayacağım" dedim. Yelizle ayrı bi
evde kalıyordum. Yani annemle babam ciddi anlamda evlilik problemleri yaşarken onların lanet bağrışmalarını duymamak için Yelizle farklı bir eve çıkmıştık.

"Bugün bende kal. Yarın gidersin acelesi yok"

Sinir kat sayım havada buharlaşma derecesinde kaynarken bu sözden sonra fokurdamaya başlamıştı. Bişey demedim.

Yeliz. Yeliz benim kardeşim sayılırdı. Mükemmel bir dostluğumuz vardı. Güvenimiz tamdı. Kısaca her işimde sağ kolum, kardeşimdi.

Eve girip tek kelime etmeden yataģa attım kendimi. Üzerimi çıkarmadan rahatsız bi pozisyoda uyumaya çalıştım.

Sabah alarm sesiyle kalktığımda saçlarımın birbirine dolandığını görünce kendime yumruk atmak istedim. Böyle olacağını bildiğim halde kendime işgence çektirmemde ayrı bir ironi.

Üzerimi giyinip kaskımı elime alıp motora binerek okula gitmeye başladım.

Annem Bilişim kolejinin
Sahibi olduğundan ögretmenlerin bakış açısındada farklı bir üne sahiptim. Bu benim için daha rahat ve daha sorunsuz bir ortam demekti.

Motoru kenara park ettikten sonra okulun içine güvenli adımlarla girdiğimde sesimin tehlikeli bir sesle tekrarlandığını duyunca durmam gerektiğini hissettim.

"Adela!"

Sorun ismimin tekrarlanması değil. Sorun bildiğim bir ses tarafından tekrarlanmış olmasıydı. Korktuğum bi ses. Kaçıpta kurtulamadığım o lanet ses.

Ilk hikaye olduğundan acemilik ağır basıyor mazur görün. Keyifli okumalar :)

SiyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin