Tolga, barın önünde durdu ve bana dönüp,
"Dikkat et kendine, çok içme. Turan'ı aşık etme konusunda da zorlama kendini. Yani kötü hissedersen boşver tamam mı? Bir şey olursa telefonum açık." dedi. Hayatımda anne ve babamdan başka kimse bu kadar değer vermemişti bana. Tolga benim gerçekten abimdi. Gülümseyerek onayladım ve müzik sesine doğru ilerledim. Cam kapıyı iterek içeri girdiğimde etraftaki loş ışıktan dolayı bizimkileri görmekte zorlandım. Saat henüz çok geç olmadığından bardaki çoğu kişi ayıktı.
Kollarını açarak bana gelen Ferhat sarıldıktan sonra,
"İyi ki geldin. Biraz daha geciksen, Esra yiyecekti seninkini." dedi elindeki bardakla barın sağ tarafındaki koltukları işaret ederek. Özgür bir bar taburesine oturmuş halinden memnun bir şekilde gülüyor, Esra ayakta, kolunu bir yılanın avını sarmaladığı gibi Özgür'ün omzuna dolamıştı.
Sinirlendim. Sonra sinirlendiğim için kendime sinirlendim. Bananeydi ki. Hem ne yapıyordum ben. Ne anlaşmasıydı bu? Ne zaman gardımı bu kadar indirmiştim. Her gün bir kaç defa Özgür'ün ne zaman benim üzerimde bu kadar büyük etki bıraktığını düşünüyordum. Her seferinde kendi kendime "Bundan sonra Özgür sadece iş arkadaşım olacak." diyordum sonra bir şekilde verdiğim sözleri ettiğim yeminleri unutuyordum. Ama bu sefer daha farklıydı. Özgür'ün o kıza yüz verdiğini görmek benim ciddileşmemi sağladı. Bu sefer sondu. Özgür gerçekten iş arkadaşım olacaktı. Ve ben her ne kadar hoşlanmasam da Turan'a odaklanacaktım.
Ferhat'a dönüp,
"O benimki değil benimki şimdi buraya geliyor." dedim. Ferhat'ın şaşkın bakışlarına aldırmadan Turan'ın yanına gittim. Bana uzattığı bardağı aldım.
"Merhaba güzellik."
Rahatsız edecek boyutta çapkındı. Ama katlanacaktım. Hayatımda bu çocuğa katlanmaktan çok daha zor şeyler yaşamıştım.
"Merhaba." dedim gülümseyerek.
Turan, cam kenarındaki ikili koltuklara oturmayı teklif etti. Oturduğumuzda tam karşımızda Özgür'ün bize baktığını gördüm. Telefonunu eline aldı ve bir şeyler yazmaya başladı. Ben Özgür'e bakarken Turan, karşımda oturmuş bana geldiği okuldaki kızların ne kadar aptal olduğundan bahsediyordu. Özgür kafasını kaldırdı, içkisinden bir yudum alırken telefonuma mesaj geldiğini hissettim. Turan'dan bir dakika isteyip mesajı açtım.
Gönderen: Sülük
O adamın senin yanında ne işi var? O pisliği gönder yanından sana yiyecekmiş gibi bakıyor.
Gönderilen: Sülük
Kimin yanında oturacağım seni ilgilendirmez.
Gönderen:Sülük
Sorun ne? Sorun Esra ise o işi bugün halledeceğim. Konuşacağım babamla merak etme.
Gönderilen: Sülük
Özel hayatın beni ilgilendirmiyor artık.
Hiçbir şey olmamış gibi Turan'la konuşmaya devam ettim. Göz ucuyla baktığımda Özgür'ün bize doğru geldiğini gördüm.
Özgür yanımızda durdu, elini Turan'ın omzuna koydu,
"Turan, benim Derin'le bir şey konuşmam lazım. Müsaade edersen Derin'le kapının önünde konuşalım biz." dedi sakin bir sesle.
Turan biraz tedirgin bir şekilde onay verdikten sonra Özgür bileğimden tutup kapıya doğru yürümeye başladı. Kapının önünde, sigara içen 3 kişi dışında kimse yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tahin - Pekmez
Teen FictionDışarda, okuldakinin aksine tehlikeli bir Derin. Etrafındaki gürültüleri duymamak için kendini derse adamış bir Özgür. Derin, 13 yaşındayken 3 erkek tarafından tecavüze uğramıştır. Ona verilen her teselli, ona acıyarak bakan her göz Derin'in içindek...