Multimedia'daki METIN :) iyi okumalar :))
Sabah odamin perdesini açan annem sayesinde güzel uykumdan uyanmistim. Sessizce onu izledim. Annem hayatimdaki tek varligimdi babam ve küçük kardeşimin ölümünden sonra onu korumak benim vazifem, beni korumakta onun vazifesi olmuştu.
Bizim birbirimizden başka kimsesiz yoktu. Ben düşüncelerine dalmisken annem uyandigimi fark etti ve anlima sicacik opucugunden birakarak "gunaydin bebeğim" dedi.
Bebeğim mi. Ciddi misin anne?
Abartili bir şekilde göz devirerek yatagimdan ciktim ve banyoda ellerimi yüzümü yikadim. Kurulama ihtiyacı duymadan odama geri döndüm ve uyuşuk hareketlerle kiyafetlerimi üstüme gecirdim. Saclarimi daginik bir topuz yapip hafif bir parlatici ve rimelle hazirligimi tamamladim.
Mutfağa girdiğimde abartili bir şekilde göz devirme isini tekrarladim. Kahvalti masasi nedense çok kalabalikti ve bu kadar şey olması istahimi kapatiyordu. Bilirsiniz anneler sürekli yedirirler ve bundan zevk alirlar.
Düşüncelerim biyik altından gulmeme neden oldu. Annem "Neden guluyosun sen bakiyim." dedi. Sesindeki alayci tonu seviyordum rahatça konusmami sagliyordu.
"Sadece ordunun geri kalanini merak ettim nerde kaldılar acaba?" annem anlamayarak bana bos gözlerle bakti. Elimi önemsiz anlamında havada salladim ve önümdeki salataya bir çatal batirdim.
Tabagimdakileri bitirdiğimde annemin yanagina opucugumu birakarak odama firladim.
Cantama cikista aldigim kitaplarimdan gerekli olanlari koydum. Telefonumuda alarak ayakkabilarimi giyinmek için kapidan ciktim ve soğuk mermere oturdum. Ben ayakkabimin tekini giymisken lanet olasi lamba söndü.
Karanliga aldırmadan ayakkabilarimi giyindim ve merdivenleri indim apartman çoktan aydinlik olmuştu lanet olasi otomatik lamba sayesinde.
Sevgili okuluma(!) gitmek için dolmuş duragina yurudum ayni zamanda kulakligimi takarak dun barda söylediğim İmagine Dragons-it's time sarkisinin beni esir almasına izin verdim. Şarki başlarken yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu. Bu sarkiyi seviyordum.
Durağa yaklastigimi anlayınca adimlarimi yavaslattim tam o sirada binmem gereken dolmusun geldiğini görünce tekrardan adimlarimi hizlandirdim. Neyse ki yetismistim.
Çevresinden dolmuş gecmeyen okuluma yakin bir yerde indim. Okula doğru uyuşuk adimlarla ilerledim. Çevredeki öğrencileri inceledim. Hepsi disardan adeta 'ben zenginim, diye bagiriyorlardi. Ben etrafi incelerken okulun kapisina gelmiştim bile.
Okulun büyük kapisindan içeri girdim ve bana ait olan kartimi çelik bariyerdeki küçük bölgeye okuttum ardından kilit acildi ve okulun içine doğru hizli fakat emin adimlarimla ilerledim.
Sinifimin bulunduğu koridora girince birkaç göz normal bisiymis gibi beni bakislariyla resmen soydu.
Taki ben sinifa giripte en arkadaki yerime kurulana kadar.
Aradan ne kadar zaman geçti farkında değildim fakat sinif artik doluydu. Sinifa bir göz gezdirdigimde gozum kapi araligindan gözüken kavga eden kişilere taklidi. İlk basta umursamadim sonuçta kimse beni ilgilendirmezdi.
Daha sonra bu kişilerin bizim masum perimiz Duru ve adini bilmedigim dunku cirpi bacak olduğunu farkettim.
Ayaklarim benden habersiz çoktan Duru'nun yanina ilerlemeye baslamisti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huysuz
Teen FictionBelki birazcık tehlikeli, ama tamamen kaba bir çocuk. Etrafı kendisini çekemeyenlerle kaplı ve bela başından eksik olmuyor. Ailesiyle de başı dertte. Masum, şirin ve daha önce- Şaka yapıyorum. Oldukça inatçı, büyürken kalbi çok kez kırılmış genç bir...