0.1

141 19 16
                                    

Duyduğum alarm sesiyle zorlukla da olsa gözlerimi aralamış ve olağanca gücümle komodinin üstünde duran saate kapanması için gerektiğinden biraz fazla sert vurmuştum. Çalar saatim eski yerinden fırlayıp yatağımın altına yuvarlandığında bile umurumda olmamıştı.

Gece o sigara içen genci düşünmekten gözüme doğru düzgün uyku girmemişti ki zaten uyuyabileceğim iki saatin bir saatini bununla harcadığım için aşırı yorgundum.

Bir saatlik yarım yamalak bir uykuyla bütün bir günü geçirmek zorunda olduğum aklıma gelince sıkıntıyla homurdanmaya başlamış ve yorganıma daha çok gömülmüştüm.

Bugün kayıt işlemlerini çoktan halletmiş olmama rağmen asistanı olacağım koreograf ile tanışmam gerektiği için erken kalkmam gerekiyordu. Ki uykusuzluk yüzünden nerede olduğumu bile ilk birkaç saniye idrak edemediğimi hesaba katarsam ilerleyen saatlerde neler olacağını da pek kestiremiyordum.

Gece uyumaktan bir süre sonra vazgeçtiğim için, oynarken büyük ihtimalle uyuya kaldığım, yatağın içinde kaybolan telefonumu bulmak birkaç dakikamı almıştı. Güç tuşuna basınca ise ekranın aydınlanmadığını görmemle elimde olmadan bir küfür savurmuştum nefesimin altından. Büyük ihtimalle ekranını kitlemeyi unuttuğum için şarjım bitmişti ve bugün bütün gün dışarıda olacağımı hesaba katarsak bu durumdan hiç hoşlanmamıştım.

Sonunda yenilgiyle gömüldüğüm yorganı üzerimden atmış ve banyoya gidip günlük işlerimi halletmeden önce telefonumu da şarja takmayı ihmal etmemiştim.

Kısa bir duşun ardından dolabımda bulduğum ilk kıyafetlerime elime almış ve vakit kaybetmeden üzerime geçirmiştim. Kolumdaki saat geç kalacağımın kanıtı niteliğinde gözüme gözüme çarparken kahvaltı yapmaya bile fırsatımın olmaması sinirimi sanki dahası mümkünmüş gibi daha da bozmuştu.

Buluşacağım koreografın nasıl birisi olduğunu bilmiyordum ve uykusuzluk artı açlık bir araya gelince ne kadar huysuz olduğumu bildiğim için oldukça da gergindim. Umarım saçma sapan bir harekette bulunmazdım çünkü transferini olduğum üniversitedeki gözetmenim tanışacağım bu koreograf olacaktı. Onunla aramı iyi tutmak zorundaydım yoksa istediğim derece ile mezun olamayabilirdim.

Sonunda hazır olduğuma kanaat getirdikten sonra mutfak masasının üzerinde duran anahtarı hızlı hareketlerle cebime atmış ve çok kullanmazsam bütün gün boyunca beni idare edeceğine inandığım telefonumu da arka cebime yerleştirmiştim.

Dışarıya adımladığım esnada suratıma vuran soğuk ile ceketime iyice gömülmüştüm. Ekim ayının son demlerini yaşıyorduk ve havalar da bunu kanıtlar nitelikte soğumuştu.

Ellerimi de ceketimin cebine yerleştirdikten sonra hızlı adımlar atmaya başlamıştım. Buluşmamız gereken kafeyi yeni evime yerleşmeye gelirken yolda gördüğüm için kendimi şanslı sayıyordum. Yoksa bir de bu kocaman şehirde küçücük bir kafeyi bulmak için vakit öldürmem gerekirdi ki bunun da hiç de iyi bir ilk izlenim yaratacağını sanmıyordum.

Sonunda caddeye vardığım zaman ağzımı gömdüğüm ceketimden uzaklaştırmış ve başımı dikleştirmiştim. Ne kadar ilk tanıştığım insanlara karşı pek de atılgan olmasam da ilk izlenimim bu yönde olmamalıydı. Çünkü işim gereği ilk kez tanışacağım çok insan olacaktı.

Bakışlarım sabahın erken saatleri olmasına rağmen işlek caddede gezinirken gördüğüm tanıdık beden ile olduğum yere çakılmıştım. Hareket dahi etmeden nereye gideceğini gözlerimle takip ettiğimi ise benim de gitmem gereken küçük dükkanın kapısını aralamasıyla büyüyen gözlerim sayesinde fark etmiştim.

İçimde hayatımın savaşını veriyordum resmen. Bir yanım oraya gitmem gerektiğini yoksa işimi daha başlamadan kaybedeceğimi bas bas bağırırken bir diğer yanım ise onu görmeye pek de hazır olmadığımı söylüyordu.

Beginning Of The End◾pjm+jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin