1.Bölüm

20 1 0
                                    

Otobüstesin ya da belki de sinemada hatta belki bir kafede belki bir konferansta ya da rastgele eline geçmiş bir kitabın bir sayfasında. Gözüne ilişen bi kelime ,kulağına gelen bir ses, bir müzik , bir melodi ile beraber irkiliyorsun. Dalıp gidiyorsun bir anda. Bundan belki bir belki birkaç ay önceki anılara. Peki bir koku? Koku, en derin, en keskin, en belirgin... Bırakın birkaç ay öncesini birkaç yıl öncekileri bile hatırlatan bir alarm koku. Bir müziği, bir sözü, bir kitabı saklayabilirken, saklayamadığımız için bizi kendine hasret bırakandır koku. İşte ben de tam onsekiz yıldır değişmeyen bu koku ile açtım gözlerimi, nefret ettiğim güneşin var etmiş olduğu sabaha. Alışmışlık ya da umursamazlıktı belki de anılarımın kokuya rağmen sönüklüğü...
     Yıllardır dil dökmeme rağmen babamın parasızlık sitemleri sayesinde bir yatakta yatmak yerine çadırda yatıyordum. Ufak, bomboş odamı dolduran tek şey bu çadırdı.

     Bıkkınlıkla elimi yerde gezdirip tanıdık şeyi hissedince durdum ve elime alarak ucuz paketimden bir sigara çıkarttım. Artık yeni bir çakmak almam gerektiğini anlatan minik ateş ile sigaramı yaktım. Derin bir nefes çekerek külleri simsiyah olmuş su şişesinin içine döktüm. Kafamı yastığa yaslayarak çadırımın içindeki minik gökyüzüne baktım. Bu benim dünyamdı. Monoton ve sıkıcı.

      Bundan yaklaşık bir buçuk sene önce tam olarak bu hayatı diliyordum oysa; monoton ve sıkıcı... Şimdi ise şikayet ediyordum. İnsan bencildi, insan açgözlüydü, insan ulaşılmazı seviyordu ki bi ihtimal ulaştığında ise bundan nefret ediyordu.

       Sigaradan yayılan dumanları izledim. Ellerimi biraz oynatarak dumanı dağıttım. Bu görüntüyü seviyordum. Birkaç nefes daha aldıktan sonra söndürdüm içinde sayamadığım kadar sigara olan su şişesinde. Telefonuma göz attığımda gelen bildirim yüzümde minik bir tebessüme sebep oldu. Eylül'den, bir insanın hayatına girebilecek en güzel kişilikten mesaj gelmişti. "Birileri uykunun dozunu aşıyor herhalde tekrardan. Unutmayın hanımefendi siz 5-6 saatlik uyku ile yaşabilecek bir türdensiniz. Herneyse yav, sabah sabah boş yapmaya başladığıma göre uzatmadan konuya girebiliriz. Birkaç gün içinde üniversite işlerini halletmezsen yıkık bir mezun olarak kalacaksın. Hangi üniversite olduğuna da bak bi ara lütfen, eh tabi zahmet olmazsa. Akşam altı, Konur!!!"

Son cümlelere doğru gerilmiştim biraz. Saçma eğitim sistemindeki bir sınav sonucu ile bazı üniversitelere dayatılmıştık ve ben hangi üniversiteye 'dayatıldığımı' hala bilmiyordum. Eylül ile birbirimize sözler vermiştik, ikimizde İstanbul'a gidecektik. Kurtulacaktık bu şehirden. Heyecanlandım bu düşünceler ile az da olsa. Merak ediyordum nereyi kazandığımı lakin hala elim gitmiyordu siteyi açıp bakmaya. Çadırımdan çıkarak mutfağa ilerledim. Kapıyı açmam ile yüzüme çarpan pis koku tezgahın üzerinde biriken bulaşıkları yıkmamam için geçerliydi. Umursamadım. Tuvalete giderek aynaya baktım. Yüzüm uyumaktan şişmişti. Kendi kendime göz devirerek yüzümü yıkadım. Musluğun yanında duran makası aldım ve yerlerin batmasına her zamanki gibi aldırış etmeyerek saçlarımı kestim. Annem çok kızardı bunu yapmama. Yamuk kestiğimi ve ben ne kadar hoş olduğunu iddia etsem de gülünç durduğunu söylerdi. Acı bir şekilde gülümsedim. Dökülen saçların bir kısmını temizleyerek içeri gittim. Üstümü giyindim. Ya da en azından sokakta kıyafet saçmalığına uymaya çalışarak saçma şeylerle kapladım bedenimi. Çantamı alarak mutfaktaki ısınmış biraları koydum. Anahtarlar, kulaklık ve sigara. Sanırım tamamdım! Apartmandan çıktım ve artık yürümekten bıktığım yolu tekrar ve tekrar her günki gibi yürüyerek benimsediğim sokağa saptım. Ankara'ya bayılmıyordum lakin bu sokaklar benim evimdi. İyiliğim kötülüğüm, sapkınlığım akıllılığım, sarhoşluğum ayıklığım, her şeyimizi görmüş her şeyimize şahit olmuştu. Ah, şu sokakların anlatacağı çok şey vardı!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 01, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİLİNMEYEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin