Borçlusun

5.3K 470 50
                                    

Çok kısa olduğunu biliyorum ama devamı gelecek. her şey daha iyi olacak. bu arada önceki şeyde dediğim gibi anlaştık değil mi? o iş meselesini aklınızdan çıkarın. sanki hiç o kadınla konuşmamış gibi. kellan'ın yanında işe başlamamış gibi. bu hikayeyi daha fazla karıştırmaya gerek yok sanırım. kolay ve güzel mutlu bir şekilde bitecek. umarım anlayışla karşılarsınız. kısa bölüm için kusura bakmayın. yakında yb gelecek. sanki hiç iş teklifi olmamış gibi okumaya devam edin..

Doğruca eve gittim. Caspian koltukta oturmuş beni bekliyordu. Beni görünce gülümsedi. Yanına gidip oturdum ve onu öptüm.

-          Sasha’yla ne konuştunuz?

Tabiki de söyleyemezdim. Sasha dediği gibi benim sırrımı uzun zamandır tutuyordu ve ben sırf Caspian sevgilim diye ona söyleyemezdim.

-          Hiç.. okul erken başlıyormuş. Öyle şeyler işte. Siz?

-          Sürekli özür dileyip durdu..

Güldüm.. tam da o görüntüleri aklımdan silmek üzereydim.

-          Umarım bunu bir daha yapmazlar.

-          Aidan evine yerleştikten sonra bizde onların yatağında yaparız ve ödeşmiş oluruz.

-          Olabilir..

-          Seni özlemişim.

Bacaklarımdan beni çekerek kucağına oturmamı sağladı ve alnını alnıma dayadı. Ensesini tutup onu öptüm ve gülümsedim.

-          Bende..

Ona sarılıp kokusunu içime çektim.. Bundan daha iyi ne olabilirdi ki? Bunun cevabı tam olarak 34 dakika ve 3 saniye sonra karşıma çıktı.. eminim duymak istiyorsunuzdur..

Bir anda karnımın korkunç bir derecede yüksek sesle guruldamasıyla gülmeye başladı.

-          Ne o 2 yıldır yemek yemiyor musun?

-          Haha çok komiksin..

-          Karnına korna koymuşsun gibi..

-          Sen ve şu iğrenç mizahın.. hiç değişmiyorsunuz..

-          Hoşuna gidiyor biliyorum..

Dudaklarıma bir öpücük kondurup masadan telefonuna uzandı.

-          Ne yemek istersin?

-          Bir şeyler hazırlayabilirim.

-          Hayır.. uğraşmana gerek yok. Çin yemeği söyleyeceğim.. karnın en son böyle guruldadığında da çin yemeği yemek üzereydik.

Ona hayran bir şekilde bakınca tuhafına gitti.

-          Ne?

Gülümseyip onu bir daha öptüm.

-          Bunu hatırladığına inanamıyorum.

-          O sesi kim unutabilir ki?

Omzuna bir tane geçirdim. Canı acımamasına rağmen sanki etini koparıyormuşum gibi bağırdı.

-          Ben üstümü değiştireceğim.

-          Gelebilir miyim?

-          Hayır!

-          Sanki hiç görmedim.

Büyük Sırlar Küçük YalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin