Guguklu saat tam 01.00'i gösterirken, kuş çıkıp öttüğünde çıkan o gıcık ses yüzünden sinirle oturduğu çökmüş olan koltuktan kalktı. Odadan çıktığı gibi salona vardığında kutu gibi evde yaşadığı gerçeği ile yüzleşmişti.
Salonun ışıklarını açmak için duvarı yoklarken kiliti buldu ve bastı. Açılmayan ışık ile sinirleri gerilirken ağzından küfür kaçırmıştı. Sokak ışığının azda olsa içeri girdiği salonda siyah olan eşyalarını bulmak hiç de kolay değildi.
Arka cebinden telefonunu çıkarıp flashını açtığında siyah beresi ve siyah ceketini hemen yanında ki koltukta görmüş ve onları eline almıştı. Hızlıca onları üstüne geçirdikten sonra kapıya yürüdü. Elindeki telefon anlık titreyince ekranını açtı.
Ekran parlaklığı gözlerini acıttığından kısık gözlerle gelen mesajı okumaya çalıştı. Mesajda ki adresi ezberine kazırken yüzünde ki sinsi gülüş büyümüştü. Evinden çıktıktan sonra, oturduğu sokağı gözden geçirdi. Sabaha kadar canlı olan bu sokak sanki cinayet işleneceğini hissetmiş gibi tek bir canlı yoktu.
Hafif yağan kar ile yavaşça yürümeye başladı. Yüzünde sinsi bir gülüş, rengi aşırı canlı mavi olmasına rağmen karanlık bakışlar ile.
Nate Archibald'du o. Onu hiç kimse,hiçbir şey korkutamaz; yıkamazdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MURDERER
Action"Beni kiralayıp başkasını öldürmek isteyeni de öldürürüm. Prensip meselesi." -Nate Archibald