Bir Elma

227 16 1
                                    

Sıcak bir yaz günüydü. Salih adında bir genç ırmak kenarında dinleniyordu. Hem açılmış hemde susamıştı. Derken suyun akışına kapılmış giden kırmızı bir elma gördü.  Uzanıp elmayı sudan çıkardı. Besmele çekti. Büyük bir iştahla ısırdı. Tam o anda Eyvah! dedi. Bu elma  enum değil ki! Ben bu elmayı nasıl yerim?! Hemen sahibini bulup hakkını helal etmesini istemeliyim. Elma ırmak kenarındaki bir meyve bahçesinden düşmüş olmalıydı. Salih elmanın sahibini bulmak için ırmak boyunca yürüdü. Uzun süre sonra bir elma bahçesi gördü. Bahçenin içindeki küçük bir ev vardı. Eve gidip kapıyı çaldı.
Ak sakallı nur yüzlü bir ihtiyar kapıyı açtı.
Salih,
- Bu evin ve bahçenin sahibi siz misiniz?
İhtiyar,
Evet dedi. Buyur evladım.
Salih anlatmaya başladı.

- Efendim ırmak kenarında dinlemiyordum. Irmağa düşmüş bir elma gördüm. Canım çekti. Sudan alıp elmayı ısırdım. O anda sahibinden izinsiz bu elmayı yemenin doğru olmadığını düşündüm. Fakat bir yudum Elma suyunu yutmuştum bile!
Sanırım bu elma sizin bahçenizin. Sizden helallik istemeye geldim.  Lütfen hakkınızı bana helal edin ...

Bahçe sahibi akıllı bir ihtiyardı. Genç adamın böyle düşünmesine çok sevinmişti. İçinden Maşallah helal ve harama dikkat eden bir genç diye geçirdi. Onu denemek için,
Deli kanlı hakkımı öyle kolay helal etmem dedi. Bir şartım var. Eğer kabul edersen ancak o zaman hakkımı sana helal olur.
Salih
Şartinız nedir efendim diye sordu.
Bahçe sahibi,
Bahçemde 3 yıl ücretsiz çalışıcaksın dedi.
Salih yaşlı adama hakkını. helal ettiren bilmek için tamam dedi.
Aradan 3 geçti. Salih bu süre içinde yaşlı adamın bahçesinde karın tokluğuna çalıştı 3 yılın sonunda bahçenin sahibinden evine gitmek için izin istedi ve tekrar helallik diledi.
Yaşlı adam
Hele dur bakalım. Hakkımı öyle kolay helal etmem bur şartın daha var. Onuda yerine getirirken ancak o zaman hakkım helal dir dedi ve ekledi.
Benim elleri tutmaz ayağı yürümez Gözleri görmez kulağı duymaz bir kızım var. Eğer onunla evlenmeyi kabul edersen hakkım sana helal olsun.
Salih yaşlı adamın bu isteginide kabul etti. Ancak Salih evlendiği kızı görünce gözlerine inanamadı! Çünkü kız hiçte babasının tarif ettiği gibi biri değildi! Elleri tutuyordu. Ayakları sapa sağlamdı. Gözleri görüyor. Kulaklarıda gayet iyi duyuyordu. Güzel sevimli bir kızcağızdı.
Sabit hemen kızın yanından ayrılıp babasına gitti. Bunun nasıldı olduğunu sordu.
Yaşlı adam
Evladın Salih sen çik iyi birisin dedi. Başkasının malını izinsiz almaman haram lokma yememen çok hoşuma gitti. Seni sevdiğim için kızımla evlenmeni istedim.
Kızına gelince... Sana kızımın elleri tutmaz dedim. Çünkü o başkasının eşyalarını izinsiz almaz. Ayakları yürümez dedim çünkü kötü yerlere gitmez. Gözleri görmez dedim. Çünkü harama bakmaz. Kulakları duyma dedim. Çünkü iyi olmayan şeyleri dinlemez. Siz birbirinize uygun bir çiftsiniz. Aradan seneler geçti. Bi çiftin nur topu gibi bir çocukları dünyaya geldi. Ona Selim ismini verdiker. Yıllar sonra Selim çok bilgili ve herkesin sevdiği bir kişi oldu. İmamı Azam Ebu Hanife adıyla bilinen bu bilge kişi pek çok kişiye ilim öğretti

HAYATA YÖN VEREN HİKAYELER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin