Uykulu uykulu sabahın dördünde yataktan kalktım. Bütün vücudum buz tutmuş beynim hala uyanmamaya direniyordu. Bir anda aklımdan coğrafya ödevim geçmesiyle beynim de ben de uyandık.
Hızlıca aklımdan saatleri geçirdim. Neyse, iyi. Kahvaltı yapmazsam ödev biterdi, hızlıca çantamdan birkaç müsvedde kağıt çıkarıp bir şeyler karalamaya başladım.
Hocanın bu ödevimsi şeyi görünce canıma okuyacağını bilmeme rağmen yapacak bir sey yoktu. Sonuçta, yaptım mı? Evet yaptım.
Yaklaşık yarım saate ödev tamamlanmıştı. Adana'daki adamın kavgaya pencereden atlaması gibi ben de pencereden aşağa atladım. Tek fark benim birinci kattayken onun üçüncü katta olmasıydı.
Servis çoktan gelmiş servis şoförü kornayla bana özel şarkı tutturuyorken hızlıca okula söverek servise bindim.
Her zamanki yerime geçerek kulaklığımı çıkardım. Malum, bizim soför hep damardan şarkılar açtığından gidene kadar insan kusma noktasına geliniyordu.
Aman! O da neydi. Kulaklık karışmanın farklı haline gelmiş hayatımdan daha karmakarışık -yok ya da o kadar değil- bir hal almıştı.
Sinirle kulaklığı çözmekten vaz geçip geri yerine tıktım.
Neyse ki okula neredeyse varmıştık. Hızlıca ayağa kalktım. Yine bir teneffüs bekleme dersi olacaktı bu ders anlaşılan.
Aslı her zamanki yerinde oturuyordu.
Hızlıca onun yanına gittim."Kız Aslı! Napıyon!"
Aniden çantasından iki Coca-cola çıkardı.
"Hangisi şekerli hangisi şekersiz?"
Büyük bir dikkatle Aslı'nın iki eline de bakıyordum. Bu çok önemliydi. Şekerli olan benim olmalıydı.
En sonunda kararımı verdim veee....
"Sağdaki!"
"Doğru!"
Evet be! Aslan ben. Yine bulmuştum kendiminkini. Hoş. Şekersizi seçsem Aslı şekerli sevmediğinden yine bana şekerliyi verirdi ama bu daha önemliydi benim için.
Hızlıca bizim kızların yanına gittik, hepsi Coca-cola partisi veriyordu anlaşılan.
"Nabersiniz bebişler?!"
Hepsi bize öpücük atmıştı. Canlarım yaaa.
Balike hızlıca kolumdan çekiştirdi.
Herhalde yine bir olay vardı anlşılan.
"Ne oldu Bal Melikem?"
Hızlıca ardı ardına olayları sıralayınca bende bir şok oluşmuştu tabi.
"İrem, Murat'a açılacakmış. Ben söylemessem başkasından ögrenecek yoksa diyor."
"Ne?!"
Eyvah! Yandım ben yandım! Murat benim bunu ona önceden açıkladığımı İrem'e söylerse İrem beni küp küp doğrar salataya katar vallaha.
"Yaa evet. Ben de şaşırdım."
Melike de az değildi ha. Nereden öğrendi acaba bunları? Neyse bekleyelim biraz. Olaylardan sonra da ben size gerekenleri anlatırım.
3 saat sonra...
"Ferideee!!!"
Hızlıca yutkunarak arkamı döndüm. Allah! İrem! 14 senelik hayatımın sonuna salata olarak devam edeceğim artık. Elveda dostlarım.
"Bana neden yalan söyledin!!!"
İrem'in onu sevdiğini Murat'a önceden söylediğimi İrem'e anlatmamış olabilirim.(Bu cümleyi anlayan beri gelsin.)
"İrem bekle vallaha sandığın gibi değil."
İrem'in ayakkabıyla arkamdan koşmasına rağmen hızlıca tuvalete girdim. Tabi hemen elim telefona gitmişti.
"Lan Muro. Niye söyledin sana daha önceden bunu söylediğimi!"
"Kızım vallaha benim suçum yok! İrem, Taylan'a söylemiş Taylan tam bana bunu açıklayacakken Melike ile İrem, Taylan'ı tehdit etmiş. O da bana kendi okulundan bir kızın beni sevdiğini söyledi. Tabi ben de yedim. O ara internetten bu yalanı bana açıklayacakken , ben bunu senden öğrendiğim için Taylan'a bildiğimi ve senden ögrendiğimi anlattım. İrem de Taylan'ı tehdit edince o da buna ekran görüntüsü atmış kendi kısımlarını silip. İrem de mesajları okuyunca suç senin üstüne kalmış."
"Ha buyur?!"
Haydaaa! Çık çıkabilirsen şimdi işin içinden. Hem Taylan'da nerden çıktı, çocuk başka şehirlerden bile dedikoduların içinde, bravo vallaha.
"Sonra Melike'de işte bana İrem'in benimle konuşmak istediğini söyledi. Tabi ilk bozuntuya vermeyip İrem'i dinledim ve olabilir dedim ama İrem'in, Defne ile geleceğini fakat sonradan onu yanında getirmek istemediğini öğrenince biz biraz kavga ettik. Bu yüzden sana bayaa kızgın benim yüzümden."
"Oha! Bari Defne az ötede dursaydı. İrem zaten kıza aşıksın diye ondan nefret ediyor bir de onunla mı gelseydi. Bencilsin Murat."
"Napıyım kızım ya. Ben de onunla konuşurdum kız zaten benden kaçıyor."
"İrem fırsatı kendi yaratıp silmiş ayrıca da haklı. O sana aşık sen de Defne'ye kız yazık arada kalırdı."
"Neyse görüşürüz ben bir Taylan'a bakıcam."
"O zevk bana ait sen keyfine bak ben konuşurum onunla."
"Tamamdır."
Hemen Taylan'ı aradım.
"Taylannn!! Ölümlerden ölüm beğen yoksa bitersin koçum."
Taylan efendi pek bir rahattı.
"Yaa kasma ya İrem'in her zamanki halleri geçer gider iki güne."
"Ben seni kasıcam Taylan sen bekle beni. Seni kazığa oturtmak lazım."
Hırsla telefonu kapattım. Bütün olayları öğrendiğime göre ve kendimi savuncak bir gerekçem olmadığından birkaç gün İrem'e gözükmemeliydim.
Tuvaletten çıkıp ortalığı kolaçan ettim. Asayiş berkemal.
Hızlıca sınıfa gidiyorum ki karşıma Defne çıkınca bana bir afallama geldi.
"Çabuk konuşmamız gerek."
Hızlıca etrafa bakındım.
"Ayol konuşuruz konuşuruz ama köşe bir yere geçelim, şu an can güvenliğim tehlikede çünkü."
Hızlıca düşüncelerini dile getirdi.
"İrem bence Murat'a bunu söylemekle onun poposunu kaldırmış oldu."
Dudağımı ısırdım. Murat'tan pek haz etmezdi Defne.
"Aslında haklı çünkü Murat'ın bunu önceden bildiğini bilmiyordu."
"Murat daha önce öğrenmiş miydi bunları?!"
"Evet ama sonra konuşalım şu an resmen can güvenliğimi göz göre göre tehlikeye atıyorum çünkü."
Birlikte hızlıca sınıfa yürümeye başladık. Tam köşeyi dönerken tanıdık bir yüz gördüm.
Eyvah, İrem! Elindeki de ne? Coca-cola mı o?!
İlk bana sonra Defne'ye baktı ve aynı anda bağırdık.
"Ferideee ölümlerden ölüm beğen seni coca-colada boğacam Feridee!!!"
"Allah! Coca-cola olmamam gerek. Koş kızım koş Feride!"
Ve aklımda "Run! Dırırırırırı." Eşliğinde koşmaya başladım.