Asıl Başlangıç

1.2K 21 4
                                    

Hayatlarımız ne kadarda garip değil mi ? Hayatımız boyunca birçok duyguyu tadıyoruz. Bazen sevdiklerimize sarılıp mutlu oluyoruz. Bazense karanlık bir odada Tanrım lütfen bana yardım et diyerek ağlıyoruz. Hayat gerçekten de sürprizlerle dolu iyisiyle kötüsüyle ama sanırım benim hayatıma hep kötü olanları denk geldi. Mesela çocukluğumu benden çalmaları gibi. Düşünsenize çocukluğunuzun elinizden alındığını o güzel tozpembe hayallerin yerini çığlıkların, göz yaşlarının tuttuğunu ya da canınızdan çok sevdiğiniz kişileri kaybettiğinizi ? Küçücük yaşta bunları yaşamam kalbime haddinden fazla gelmişti. Minik mutlu olan, tozpembe hayalleri olan kız çocuğu gitmiş yerine olgunlaşmış, gerçekçi, nefret dolu bir ruh yerleşmişti. O günleri asla unutmadım unutmayacağım da ....

Sadece 10 yaşındaydım. Hayat ,insanlar, yaşananlar hepsi hakkında yeni yeni düşüncelerim oluşmaya başlamıştı. Dışarıda gördüğüm herkesin iyi olduğunu düşünüyordum kendi ailem gibi olduklarını ama öyle olmadıklarını çok acı bir şekilde öğrendim ve o dakikalardan sonra bir daha insanlara güvenemedim. Yüreğim yangın yeri halindeydi sesimi çıkaramadım sustum sustum sürekli içime attım yaşadıklarımı ama artık patlama noktasına gelmişti ve ben bir saatli bomba gibiydim. Ne zaman patlayacağı belli olmayan ve patladığında etrafını mahvedecek olan ...


O lanet günü çok iyi hatırlıyorum. Babamı benden aldıkları o günü. Babamı, benim en sevdiğim kişiyi... Kız çocukları için babaları çok önemlidir. Babaları kızlarının ilk aşkıdır ve kızlar hep onlar gibi  adamlarla evlenmek isterler . Kızlar için babaları ayrıdır artık o yanımda olmayacak ben korktuğumda gidip onun kucağına koşup "baba ben çok  korkuyorum " diyemeyeceğim  o da bana "korkma meleğim baban yanında geçti geçti" diyip beni sakinleştiremeyecek. Her gece yatarken bana masal okuyamayacak , saçlarımı okşayamayacak çünkü artık o yok. Onu aldılar benden. Baba beni duyduğunu biliyorum. Seni çok seviyorum..


O lanet gün 23 Mart 2006.Benim doğum günümdü. Bütün hazırlıklar tamamlanmıştı. Ben kuzenim  ve teyzem ile birlikteydim. Babam ve annem evde benim doğum günü hazırlıklarımla ilgileniyorlardı bunu bana söylememişlerdi ama  tahmin edebiliyordum onların evde hazırlık yaptıklarını çünkü her sene böyle yaparlardı artık klasikleşmişti doğum günü kutlamalarımız. Saat akşam sekiz gibiydi teyzem, kuzenim ve ben eve gelmiştik. Işıklar kapalıydı tıpkı her sene olduğu gibi. Tam evin kapısından girdik ve ışıklar bir anda yandı. Herkes "İYİ Kİ DOĞDUN JULIA."diyordu. O kadar mutluydum ki mutluluktan gözlerim dolmuştu. Etrafta annemi ve babamı arıyordum gözlerim. Annem benim odamdan çıkmış elinde kocaman bir hediye paketiyle bana doğru geliyordu. Annemi görünce aklıma ilk olarak babam geldi çünkü her doğum günümde aynı anda odamdan birlikte çıkıp , doğum günümü kutlamak için bana doğru gelirlerdi. Anneme babam hakkında soru sormaya karar verdim .

--Anne babam nerede?

-- Baban birazdan gelecek canım. Yarım saat önce babanı birisi aradı , onunla konuştu. Zannedersem babanın sana büyük bir sürprizi olacak.

Annemin bu sözleri içimi rahatlamıştı. Merakla babamın bana yapacağı büyük sürprizi bekliyordum.

--Anne babam gelene kadar pastayı kesmeyelim olur mu?

--Tabi olur. O zaman baban gelene kadar sen hediyelerini aç tamam mı ?


--Tamam anne.


Hediyeleri yavaşça açmaya başladım ama aklım babamda kalmıştı. Her doğum günümde yanımda olurdu ama şimdi yok ve bu beni oldukça endişelendiriyor ayrıca annemin gözlerinde de o korkuyu ve endişeyi görebiliyorum. Umarım kötü şeyler olmuyordur .

Ben hediyelerimi açarken kapı çaldı ve kapının önüne kocaman bir hediye paketi bırakılmıştı.

--Baban büyük sürpriziyle geldi anlaşılan . Hadi tatlım gel de bu kocaman hediye paketini açalım.

--Tamam anne. İçinde ne var çok merak ediyorum .

diyerek kutuyu açmaya başladım. Kutunun içinden bir doğum günü pastası ve bir kutu çıktı . Annem kutuyu açmaya çalışırken kutunun üzerinde küçük bir not vardı. Notun üzerinde şöyle yazıyordu.

"SIRLAR ASLA PEŞİMİZİ BIRAKMAZ. DOSTUNA BİLE SIRRINI VERME VE ASLA KİMSEYE GÜVENME..."

Annem yazıyı okuduğunda etraftaki herkes suskun bir haldeydi ve de endişeli. Herkes birbirine korkuyla bakıyordu. Bense anneme kilitlenmiştim. Annem hızlıca kutuyu açtı ve çığlık atmaya başladı . Kutunun içinde bir kesik el ve not vardı.

Notta şu yazıyordu;

BAYAN EMMA MADISON. BU KESİK EL KOCANIZ BAY JOHN MADISON'A AİT. O BÜYÜK SIRRINI KİMSEYE SÖYLEMEDİ VE O YAPTIKLARININ BEDELİNİ ÖDEDİ ŞİMDİ SIRA SİZDE. HERKESİN OYNADIĞI KANLI OYUNLAR BEDELİNİ ÖDEMELİ. ARTIK SIRLAR ORTAYA ÇIKMALI...


Bu ...

Bu cümleler.. Kanımı dondurmuştu. Annemin çığlıkları ve o notu okuduğu andaki titreyen sesi içimi ürpertmişti. Ben.. Ben inanamıyorum. Yıllardır sıcacık , kocaman elini tuttuğumda güvende hissettiğim, canımdan çok sevdiğim babam... Şimdi bu el ona mı ait? Çok canı yanmış mıdır? Keşke onun yerine beni öldürseydi.. Keşke benim elimi kesseydi ama babam... Benim en çok sevdiğim kişi. Tanrım... Lütfen yardım et..



Kimseye GüvenmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin